Küçük Diktatör’ün özel mahkemesi

Sen hem “Hak, hukuk, adalet!” diyeceksin...

Hem de seni eleştirenleri, “Partiden atarım!” diye tehdit edeceksin.

Bunu da “CHP’de koltuk sevdalılarına yer yok!” diyerek ambalajlayacaksın.

Arkadaş, dokuz seçim kaybettin... Koltuk sevdalısı değilsen ayrıl o zaman oradan...

Özel hesabı olan Kılıçdaroğlu’nun bir değil bin seçime girse Tayyip Erdoğan karşısında galip gelmesi mümkün değil.

Bu apaçık ortada iken, “Çekil!” diyenlere karşı kükrüyor.

CHP Parti Meclisi’ni topluyor.

Gündem de disiplin...

Yani, kendisine karşı olan önemli isimleri partiden atmak...

İşte size Küçük Diktatör...

Partiyi, mezhepçi delegelerle elinde tutuyor. Parti Meclisi’ne de kendisine körü körüne biat eden çıkarcıları doldurmuş. Oradan kendi işine gelen karar çıkartınca bunu demokrasi gereği gibi gösteriyor.

Peki senin Tayyip Erdoğan’dan farkın ne?

O da yargıyı kullanıyor sen de yargıyı kullanıyorsun.

Lakin senin yargın, Parti Meclisi dediğin kendi adamlarından oluşan mahkeme.

Muhalefette olmana karşın yüzde 4 oy yitiriyorsun.

Muharrem İnce, senin aldığın oydan yüzde 36 daha fazla oy alıyor.

Buna karşın onu ve destekleyicilerini partiden atmakla tehdit ediyorsun...

Sen, demokrat elbisesi giymiş bir küçük diktatörsün...

Sen CHP’nin başında kalacaksın ki AKP her seçimi kazansın...

ERDOĞAN’I MHP KURTARDI

Seçim sonuçlarını doğru okuyamayanlar TV’lerde, gazetelerde ve özellikle de sosyal medyada atıp tutuyorlar. Sanki seçimi AKP ve Erdoğan kazanmış...

AKP’nin oyu yüzde 42’nin altına sarktı. Kayıp neredeyse yüzde 8...

Erdoğan ise yüzde 52 oy aldı.

İşte o 10 puanlık fazlalık MHP’den gelen oydur.

MHP seçmeni, terör olaylarını gördü, ABD’nin kuşatmasını gördü... Ve kendi partisinin adayı olmadığı için oyunu istemeden bile olsa cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a verdi.

Gerçeği görelim: Bahçeli olmasa idi bugün Erdoğan yoktu...

Devlet Bahçeli, düşüncemize göre, BOP Eşbaşkanı olmakla övünen Tayyip Erdoğan’a yardımcı olmakla görevlendirilmiştir. Kendisi, 1999’da kurulan DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümetini erken seçime zorlayıp yıkarak AKP’nin iktidara gelmesini sağlayan birisidir. Onun görevi, Erdoğan ne zaman sıkışırsa yardımına koşmaktır. Bu seçimde de bu yolda kararlılıkla yürümüştür. Ve tebrik edilmeyi de hak etmiştir...

İYİ PARTİ, AKP’DEN OY ALDI

Rakamlar gösteriyor ki İyi Parti, aldığı yüzde 10’un yüzde 7’sini AKP’den kopartmıştır. Kalan yüzde 3 ise MHP’den gelmiştir. Önceki seçim sonuçlarına bir bakın bu gerçeği görürsünüz.

CHP’nin düşen yüzde 4’lük oyu ise olduğu gibi HDP’ye gitmiştir.

Bu sonuçlar, İyi Parti’nin AKP’ye karşı önemli bir boşluğu doldurduğunu ortaya koymaktadır.

Parti başkanı Meral Akşener, biraz daha milliyetçi bir tavır takınsa idi; PKK ve FETÖ konusunda daha sert çıkışlar yapsaydı, MHP’den birkaç puan daha çekebilirdi. CHP’ninkine benzeyen söylemlerle yine de iyi oy almıştır.

İyi Parti’nin siyasal hayatına devam etmesi, AKP’nin ve MHP’nin dengelenmesi açısından çok önemli görünmektedir.

VATAN PARTİSİ

Programına ve sloganlarına baktığımızda Vatan Partisi’nin (VP) en doğru yerde durduğunu görüyoruz. Bu seçimlerde AKP ve MHP, Vatan Partisi’nin işaret ettiği çizgiye gelerek çoğunluğu sağladılar.

VP’nin alkışlayanı çok olmasına karşın oyları geriledi. Bizim millet haklısın diyor ama oyunu götürüp güçlü saydığı partiye veriyor.

Bizim CHP’ye yönelik eleştirilerimizi, “Sizin partiniz ne kadar oy aldı? Doğu Perinçek, Apo’ya gül verdi!” gibi tepkilerle geçiştirmeye çalışanlara gelecek olursak...

Ben, hiçbir partinin üyesi değilim. CHP’de iken Kılıçdaroğlu ve ekibinin ideolojik yüzünü görünce 2014 yılı Mart ayında istifa ettim. Şu an bağımsız bir yazar olarak Aydınlık’tayım. Doğu Perinçek, siyasi hayatının hesabını, kendisi çok rahat verecek durumdadır.

Sayın Perinçek’in seçim gecesi öfkelenerek parti tabanını bile ağır biçimde eleştirmesine katılmıyorum. Bu yollu ifadeler nedeniyle olsa gerek ki kendisi, partisinden daha az oy aldı.

Ama VP’nin ilkeleri ve seçim bildirgesi benim de paylaştığım, katıldığım ilkelerdir. CHP’liler görmek istemese bile bu seçimin galibi işte o ilkeler olmuştur.

HALKA SORUN!

Eğer inanmıyorlarsa, önceki seçimlerde CHP’ye oy verdiği halde şimdi AKP’ye dönen İstanbul’un köylerine gidip bir sorsunlar. Alacakları cevap şudur:

-Vatanın olmadıktan sonra demokrasin olsa neye yarar ki?...

-PKK’ya dersini versinler de isterse ben aç kalayım!

İşte CHP yönetimi, Türk milletinin bu temel duyarlılığını önemsemeyip PKK’nın siyasal uzantısı HDP ile açık işbirliği yaptığı için yitirdi.

Bunu planlayan da ABD’dir; Türkiye’deki koordinatörü de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

CHP’liler bu gerçeği görmezlerse, bu özel görevli ekibi partinin başından uzaklaştırmazlarsa her seçimden yenilmiş çıkmaya mahkumdurlar.

Not: Okurlarımdan Mehmet Cemil Kıral diyor ki: “Kılıçdaroğlu dürüsttür, iyi insandır ama ondan parti lideri değil olsa olsa Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği Genel Başkanı olur...”