Kudüs: Asıl Arap baharının fitili

Bir kayıt düşelim.
Tarih: 11 Aralık 2017.
Bir lider: Vladimir Putin.
Üç ülke: Suriye, Türkiye ve Mısır.
***
Putin üç liderle masaya oturuyor.
Beşar Esad’la...
Tayyip Erdoğan’la...
Ve Abdülfettah Sisi ile.
Üçü de aynı günde oldu.
24 saatten kısa bir zaman diliminde.
***
Üç ülke de özellikli.
Ortak paydaları belli.
Üçü de Müslüman.
Sorunları ortak.
Fakat yönetimleri barışık değil.
Türkiye: Suriye ve Mısır ile küs.
Mısır’la Suriye de pek yakın sayılmaz.
***
Putin Rusya’sı ise tam tersi.
Moskova, hem Ankara’nın...
Hem de Şam’ın öncelikli ortağı konumunda.
Kahire’yle ilişkileri de ilerliyor.
Zaten: Putin, diplomasi şovunu bu temelde yapabildi.
***
İran’dan bir dostumu aradım.
Sordum: Bu şovun arkasında neler var?
Tecrübeli bir diplomat. Söylediği:
“Putin sadece Suriye...”
“Sadece Mısır’a gitseydi sen beni aramazdın.”
***
Sözlerini açtı.
“Rusya’nın bir stratejisi var.”
“Bunu da göstere göstere yapıyor.”
Hesabı ne?
“Kudüs meselesi...”
“Suriye krizi...”
“İkili ilişkiler... Hepsi var elbette.”
***
Bir “fakat” parantezi açtı.
“Rusya’nın temel stratejisi belli.”
“Amerika’yı Ortadoğu’dan çıkarmak...”
“En azından dengelemek istiyor.”
***
İranlı muhatabımdan...İki iddialı tespit daha.
Bir: “Suriye krizinde... Irak krizinde yol haritası çizildi.”
İki: “Bölgede sınırlar değişmeyecek.”
Ona göre: Herkes buna göre hareket edecek.
***
Bu arada belirtelim.
Putin’in ziyaret programı başta böyle değildi.
Sadece Mısır’a gidecekti.
Buna önce Türkiye dahil edildi.
Ardından Suriye.
***
Yani nereden bakılırsa bakılsın...
Putin’in Erdoğan’dan önce Esad’la buluşması anlamlı.
Kesin olan şudur:
Rus lider, Ankara’ya eli boş gelmeyecek.
Masaya Suriye’nin nabzıyla oturacak.
***
Bu bahiste son söz.
Şam ile aradaki perdeleri kaldırmaya...
Bakalım, Ankara ne zaman cesaret edecek?
***
Şimdi Kudüs meselesine dönelim.
Türkiye yarın İslam dünyasında sokağın gözlerinin çevrildiği yer olacak.
Malum: İslam İşbirlilği Örgütü İstanbul’da toplanıyor.
“Kudüs” tek gündem maddesi.
***
Zirveden ne çıkar?
Beklentiler yüksek değil.
Kimse sahaya hemen yansıyacak bir sonuç ummuyor.
Elbette bir bildiri yayınlayacaklar..
ABD’nin kararını kınayacaklar.
Fakat: Çek, eğer karşılıksızsa...
Üzerinde hangi meblağın yazdığı önemli değildir.
***
Beklentiler niçin yüksek değil.
Birbirine bağlı iki nedenle.
Bir: İslam dünyası bölündü.
İki: Suud eksenindeki ülkeler kaderlerini ABD ve İsrail’le ittifaka bağladılar.
***
Oysa Kudüs ne kadar biricik.
Sembolizmi ne kadar yüksek.
Müslüman, Hıristiyan, Musevi... Bütün dinler için.
Eski dünyanın bütün kadim kültürleri için.
***
Bakınca neler geliyor aklımıza?
Kudüs...
Tarihin mufassal hatıra defteri.
***
Semavi teolojinin zuhur ettiği...
Göğe yükseldiği havza.
***
Doğuyla batının hem buluştuğu...
Hem de ayrıştığı diyar.
***
Kilometrekareye en çok söylencenin...
Efsanenin düştüğü topraklar.
***
Adı barışla...
Kaderi savaşla yazılan şehir.
***
Ve: Günümüz...
Donald Trump...
Bu Kudüs’ün pimini çekti (7 Aralık 2017).
Sadece İslam ülkelerinin değil...
Bütün dünyanın kucağına bıraktı.
* * *
İslam zirvesi sonuç vermeyecekse...
Tarih, hangi mecrada akacak?
Bu konuyu Arap dünyasından bir isimle de konuştum.
Eski bir kral torunuyla.
* * *
Görüşümü özetledim.
“Başta Suud, bazı Arap yönetimleri İsrail’le ittifak halinde.”
“Kudüs’te susacak bunlar...”
“Kendi halkları ise razı olmayacak...”
“Asıl Arap baharı şimdi gelecek....”
* * *
Kral torunu bir bilgi paylaştı.
“Babamla konuştum...”
“O da böyle düşünüyor...”