Kültür Bakanlığı ve Adana Altın Koza Film Festivali

Ülkemizde yapılan çoğu festivalin ana yapımcısı bilindiği gibi yerel yönetimlerdir. Hangi ideolojiye ve görüşe sahip olurlarsa olsunlar yerel yönetimlerin kültür sanat alanda etkinlikler düzenlemesi ve bu arada film festivallerine de ağırlık vermesi, elbette sevinilecek ve de desteklenecek bir olaydır.
Elbette ki tüm ulusal ve uluslararası film festivallerinin arkasında yerel yönetimler yok. Ya da kimi festivaller tüm güçlerini yerel yönetimlerden almayıp, bir biçimde kendi çabalarıyla ayakta kalmayı yeğliyorlar. Ve bu festivaller, ötekilere oranla hem ilkelerini belirliyor hem de ilkelerini sürdürmenin üstesinden gelebiliyorlar.

BAKANLIĞIN SiNEMAYA KATKISI

Film festivalleri ister yerel yönetimler ve özel idareler tarafından yapılsın, isterse bağımsız olsunlar, aralarındaki tek ortak nokta, Kültür ve Turizm Bakanlığının yardımına -ya da katkısına- gereksinim duymalarıdır. Bakanlığımız da bildiğimiz kadarıyla her festivale, ölçütleri her ne kadar belirgin olmasa da yardımlarını esirgememekte, katkıda bulunmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız sinema alanında yalnızca festivallere katkı vermez, filmlerin yapım öncesi ve sonrasında da kimi zaman yönetmenlere, kendi dışında oluşturulan kurulların seçtikleri sinemacılara katkılarını cömertçe sürdürür. Bakanlığın sinemaya katkısı, adil ölçülerde yapıldığı sürece asla yadsınamaz. Son yıllarda ödül alan birçok filmin jeneriğinde bakanlığın katkısını görmemiz, en azından devlet - sinema ilişkilerinde ileriye dönük sevindirici bir yaklaşım sayılmalıdır.

FESTİVAL KATKILARI NEREYE GİDİYOR

Gelelim Kültür ve Turizm Bakanlığının festivallerle olan ilişkisine... Her festivale katkıda bulunan bakanlık -katkı yapmasa da- bu festivallerin genel durumuyla ilgili bir araştırma, inceleme yapma gereği duyuyor mu acaba? Örneğin verdiği katkının nerelere, nasıl harcandığı, ihaleyi kazanan firmaların durumu, festival sonrası borçlar yüzünden açılan onlarca davalar vs...
Elbette ki bakanlığı işi, festivalleri katkılarla denetim altına almak, onların iç işlerine karışarak hesap sormak değildir, böylesine bir müdahaleyi hiç kimse arzulamaz hatta düşünemez bile... Bizim sözünü ettiğimiz durum, kimi festivallerin -hadi açıkça söyleyelim, Adana Altın Koza Film Festivali’nin- durumu. Acaba bakanlık bu festivalle son iki yılda açılan, açılmak üzere olan davaların sayısını hiç biliyor mu? Dava açanların ve açmak üzere olanların arasında kimler yok ki? Bölüm editörleri, baş danışman, diğer danışmanlar, yazarlar (ki aralarında ben de varım), grafikerler, matbaalar, festivale kendi cebinden t-shirt basıp da parasını alamayanlar vs vs...

FESTİVALLER VE YÖNETİCİLERİ

Alacaklı olan elbette davasını açar, koskoca Bakanlık da buna karışacak değil ya... Ama Türkiye’nin en saygın festivallerinden birinin bu denli borç batağına saplanıp halâ büyük bütçelerle bine yakın konuğunu beş yıldızlı otellerde ağırlayarak festivali sürdürebilmesi birilerine hiç garip gelmiyor mu?
Film festivalleri tüm dünyada emeğe saygı ve emeği ödüllendirme amacıyla yapılır. Ama Adana Altın Koza Film Festivali’nde birkaç yıldır böyle olmuyor... Amacımız Türkiye’nin en saygın film festivallerinden biri olan Altın Koza’yı yıpratmak değil, tersine bu saygın festivali bu konuma getirenlerin yaptıklarına dikkat çekmektir.
Yöneticilerin gidici, festivallerinse kalıcı olduğunu anımsatmaya ne gerek var ki?