Kulüp futbolu neden başarısız?

SAYIN Aydınlık Gazetesi okurları ve sporsever kardeşlerim... Bugünkü yazımda, bu köşemde, güzel Türkiyemizin Avrupa genelinde en yüksek genç futbolcu potansiyeline sahip ülkelerden biri olmasına karşın neden bilhassa Avrupa kupalarında başarılı olamadığını sizlerle paylaşmak istiyorum.

KULÜPLERİMİZİN YAPISI

Süper Lig'i baz aldığımızda, 20 kulübümüzün tamamı olmasa da birçoğunda paralı başkanlar var. İş adamı olan şirket sahibi başkanlar, büyük egoları ile devamlı vitrinde kalmak isteğindeler. Kulüplerimizde başarı amacı ile milyonlar harcanarak kurulan kadroların sezon içerisindeki içler acısı halini ve UEFA karşılaşmalarına adeta turistik seyahat için çıkmalarını ise üzülerek seyrediyoruz.

Hadi diyelim ki, böyle bir başarısız tablo iki üç senede bir gündeme geliyor olsun ama hayır sayın okurlarım, Avrupa kupalarındaki sınıfta kalışımız sadece 1-2 sezonu kapsamıyor. Son 30 sene içerisinde kulüp futbolundaki en büyük başarımız 2000 senesinde Fatih Terim idaresindeki Galatasaray'ın kazandığı UEFA kupası...

BURAK ELMAS...

Rahmetli Ali Uras'tan sonra Galatasaray Kulübü'nde başkanlık yapmış en efendi ve başarılı isimlerden biri olan Faruk Süren'in damadı Burak Elmas, bildiğiniz üzere geçen hafta Fatih Terim'i görevden aldı. Elmas beyzadeleri, başkanlığında 7 ayı henüz doldurmasına rağmen teknik kadro ve bilhassa Fatih Terim'i egosuna esir edemeyeceğini anlayınca geminin dümenini Terim'den aldı ve başına kendisi geçti.

PARALI BAŞKANLARIN YERİNE...

Fazla uzağa gitmeden, Almanya 1’inci Ligi’nin (Bundesliga) Bayern Münih ve Borussia Dortmund gibi başarılı kulüplerine göz attığımızda, şu anda lig sıralamasında ikinci olan Borussia Dortmund’da 59 yaşındaki eski futbolcu Michael Zorc ve yine 42 yaşındaki eski futbolcu Sebastian Kehl’in futbol şubesinin idarecileri olduğunu görüyoruz sayın futbolseverler. Bayern Münih’in futbol ile ilgili tek sorumlusu ise Münih’in uzun yıllar kaptanlığını yapmış olan eski kaleci Oliver Kahn.

Bundan bir sene kadar önceydi, “Bayern Münih Kulübü’nün başkanı kim” adı altında bir anket yapılmıştı. 700 kişinin katıldığı ankette sadece 11 kişi kulübün başkanının ismini bilebildi (Herbert Heiner). Üstelik kendisi, bundan önceki görevinde dünyanın en popüler spor markasının genel müdürlüğünü yapıyordu...

Sayın kulüp yetkilileri, biz her sezon iki kez dünya turuna çıkıp oradan buradan teknik direktör ve yabancı futbolcu aramak yerine sorunlarımızı kendi içimizden, öz kaynaklarımızla tek tek çözerek umut ettiğimiz başarıya ulaşmanın yollarını aramalıyız.

EVİMİZE HOŞ GELDİN SAVAŞ ESKİGÜLEK KARDEŞİM...

Savaş kardeşimiz, 14 Ocak 2022 tarihli Aydınlık gazetemizde ilk yazısını yazdı. Aydınlık Gazetesi ile yollarının nasıl kesiştiğinden ve ilişkilerinin nasıl geliştiğinden bahseden Eskigülek, okurlarımıza ulaşabilmenin keyfini süreceğini dile getirmiş. Ben de köşemden sayın Savaş Eskigülek arkadaşımıza kocaman bir hoş geldin demek istiyorum. Son senelerde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında başarıdan başarıya koşan voleybolumuza dair değerlendirmeleri daha da yakından takip edecek olmak, hepimize bir kat daha mutluluk ve keyif getirecektir.

Savaş kardeşimizin bu açılış yazısında Türk voleyboluna dair gönül ferahlığı ile yazması ne güzel. Ben de keşke kulüp futbolumuzla ilgili içim rahat bir şekilde huzur, mutluluk ve başarı dileyebilseydim.

Huzur deseniz, gırtlağa kadar borçlanan kulüplerimizin bu maddi sıkıntı içerisinde yaptıkları yeni futbolcu transferlerinin huzur getirmesi çok zor. Mutluluk deseniz, Süper Lig karşılaşmalarında Trabzonspor “Atı alan Üsküdar’ı geçti” misali önde ve diğer camialar mutsuzluk içerisinde. Başarı deseniz, son dönemde kulüplerimizin özellikle Avrupa kulvarındaki başarısızlıkları ortada...

Huzur, mutluluk ve başarı futbolumuzdan uzak... Yine de yazımı “umarım” diyerek bitireyim.

Kalın sağlıcakla sayın Aydınlık okurları...