Kumdan kaleler ve Atlas
"Atlas'ın albümünü dinlerken Kumdan Kaleler'i hatırlıyorum" diyor mektubunda. "Eski bir tanıdık gibi. Farkları ve benzerlikleri yakalamaya çalışarak."
Kendisi bizim kuşaktan. Şimdi uzaklara savrulmuş olsa da gençliğini bizimle aynı yerlerde, aynı duygularla geçirmiş. Denize doğru kurulan kumdan kalelerle...
Şahsen tanışmıyoruz ama tanıdık sayılırız: Aynı sokaklarda dolaşmış, aynı vapurları beklemiş, aynı trenleri kaçırmışız...
Ne zaman kitabım çıksa mektup yazar, duygu ve düşüncelerini harbi harbi anlatır; kanaati ne olursa olsun ahbaplığımız bozulmaz.
Şimdi de yeni grubumuz Atlas'ı dinlemiş, karışık duygular içinde almış kalemi (pardon, tableti) eline. Kelimeler kelimeleri kovalamış, fikirler fikirleri.
"17 yıl arayla çıkmış iki albüm..." demiş. "İki farklı grup... Aslında karşılaştırmak haksızlık..."
İtiraf edeyim, mektubunu okuyana kadar ben de düşünmemiştim farkları ve benzerlikleri (konu müzik olunca sözcükler yetersiz) Ama düşününce, bazı kıvılcımlar çaktı.
Kumdan Kaleler, 90'lı yıllardı. Üzerine yavaş yavaş karanlık çöken bir ülkede, karanlıktan korkan çocukların şarkıları... Birbirlerine cesaret vermek için sokulup söyledikleri. Atlas ise karanlığın çoktan çöktüğü bir ülkede, korkmaktan vazgeçmiş adamlardan oluşuyor. Cesur olduklarından değil, artık korkacak bir şeyleri kalmadığından.
Kumdan Kaleler şarkılarını söyleyenler, yaralanmaktan korkmayan çocuklardı. Atlas'takiler ise notaları yara izlerinin üzerine kazıyan adamlar.
Kumdan Kaleler şarkıları, duyguların hâlâ saygı gördüğü bir dünyaya söyleniyordu. Atlas'ın yaşadığı dünyada ise artık duygular gibi "pürüzlere" yer yok.
Kumdan Kaleler, vahşi bir dünyanın içindeki zarafet arayışıydı. Atlas ise böyle bir zarafetin mümkün olmadığını nihayet anlamış olmanın öfkesi.
Kumdan Kaleler, 90'lı yıllarda çekilmiş ama 70'lerde geçen bir yol filmi gibiydi. Atlas ise yine 90'larda çekilmiş ama bu sefer 2010'larda geçen bir bilim-kurgu filmi. Ortak noktaları, 90'lar romantizmi.
Kumdan Kaleler dünyada kurtarılacak ne kaldıysa kurtarmaya çalışmaktan yanaydı. Atlas ise duman olmuş şeylere bir acı tebessüm.
Kumdan Kaleler acemi, çekingen, tutuktu. Usul bir sesle, rüzgâra söylerdi şarkılarını. Atlas ise girişken, atak ve kavgacı... Şarkıları karanlığın tam suratına!
Kumdan Kaleler, Küçük İskender şiirleriyle hısım idi. Atlas ise Ahmet Ümit romanlarıyla akraba...
Kumdan Kaleler, karanlığın henüz tam egemen olmadığı bir dünyada yaşadığından, dünyaya gelmesi biraz daha kolay olmuştu. Atlas ise karanlığın bağrında doğdu: Plasentayı yırtmak zorunda kalarak.
Kumdan Kaleler hayvan olsa, endişeli ev kedisi olurdu mesela. Atlas ise yaralı sokak köpeği...
Kumdan Kaleler XX. yüzyıl grubuydu, kendini ciddiye alıyordu. Atlas ise XXI. yüzyıl grubu. Kendini ciddiye alma konusunda hayli temkinli.
1990'lar ortamında Kumdan Kaleler'in doğmuş olması normaldi. 2010'lar ortamında Atlas'ın doğması ise tam anomali!
Kumdan Kaleler "biz büyüdük ve kirlendi dünya" dizesini takdir ederdi. Atlas ise idrak ediyor.
Kumdan Kaleler icabında dalgalar tarafından yıkılmak üzere kuruldu. Atlas ise o dalgalara direnmek için.