‘Kürt sorunu’ arayanlar Diyarbakır Annelerine baksın

MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • Mustafa İlker Yücel: Türk siyasetinin kıdemli isimlerinden, Aydınlık’ın eski yazarlarından Şahin Mengü’yü geçen hafta kaybettik. Hangi mücadeleler içerisinde hatırlayacağız Mengü’yü…

Ceyhan Mumcu: Ömrü siyasi mücadelede geçti. En son Ergenekon tertipleri döneminde haksızlığa karşı mücadele etti.

  • Tertipler döneminden bir anı dinleyebilir miyiz?

Bir duruşmada yanıma oturdu. Yoklama yapılıyor. O da TBB adına buradayım deyince hakim “Barolar bizi mi denetleyecek?” dedi. Ben de “Efendim aynı zamanda sanık vekilidir.” diyerek araya girdim. Herkes birbirine baktı. Çıkıp apar topar baro salonunda vekalet verdik. O da böylece katılmış oldu. Ulusal Kanal’da bir programda beraberdik. Görüşlerimiz birbirine yakındı fakat tabi biz Vatan Partililer daha net tutum alıyoruz. O sürekli partisiyle karşı karşıya gelme tedirginliği yaşıyordu.

  • O tedirginliği yaşadıkları dönemde Kemal Kılıçdaroğlu gibi Batıcı, HDP dostu bir isim CHP’nin başına geçti. Bunu neden engelleyemediler?

Mengü, Bülent Ecevit’in Aydın Doğan’ın avukatıydı. Birlikte duruşmalara da girdik. Hasım olarak da girdik. Meslek olarak da çok birikimliydi. Emperyalizmin CHP’ye müdahalesini önceden göremediler. Baykal ekibi bile CHP’de tutunamadı. İzledikleri çizginin de buna katkısı oldu. Temelinde siyasi tutum var elbette.

  • Peki diğer konuya geçelim. CHP ve İyi Parti HDP’yi kapanmaktan kurtarmak için ‘Kürt sorununun çözüm yeri TBMM’dir’ kampanyası başlattı. ‘Kürt sorunu’ dedikleri nedir? Çözüm yeri TBMM midir?

2021 yılında bir PKK belasıyla uğraşıyoruz. PKK ama tek başına bir terör örgütü değil. Bu emperyalistlerin maşası bir örgüt. Uğur Mumcu anlatıyordu. Fransızlar, Yunanlılar eğitim veriyor diye. Amerikalılar bunları eğitiyorlardı. Mesele emperyalizmin Türkiye’yi çökertme aracıdır. Koca koca milletvekilleri sorunları çözme iddiasındalar. Benim eski partim CHP’ye teessüf ederim, bunu göremiyorlar. Zannediyorlar ki böyle sanki bir halk kendi kendine ayaklanıyor, derdini anlatamıyor. Onlar da derdini anlatacaklar mecliste çözecekler... Ayakta olan Kürt arayan varsa Diyarbakırlı annelere baksınlar. Meclis neyi çözecek? Adamlar biz bağımsız Kürt devleti kurmak istiyoruz diyorlar. Meclis bunu mu tasdik edecek?

  • Kürt kökenli yurttaşların kullanamadığı bir vatandaşlık hakkı var mıdır?

Benim ne hakkım varsa Kürt kökenli yurttaşların da aynı hakkı var. Anayasa’da yazıyor. Kamu hizmetinden yararlanmada üniversiteye girmede askerlikte vergi de bir eksiğimiz yok… Bir yanda da ekonomik sıkıntıdan iktidarın yıpranmışlığından medet umuyorlar. Diğer yandan eş zamanlı yaptıkları KHK çalışmasını unutmayalım. Bunlar gene ülkeye irtica getirmek, bölücülük getirmek değil midir? Bir de Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Mersin Şube Başkanına söyletiyorlar bunları. Söyleyenlerden biri de oydu. Milletvekili olmadan evvel Atatürkçü Düşünce Derneği başkanıydı.

  • Geçen hafta “Kitaplardan bahsedeceğim bana zaman bırakmadınız” demiştiniz? Hangi kitaptan bahsedecekstiniz?

Ercan Dolapçı’nın Mehmet Akif kitabını okudum, beğendim. Dolapçı Aydınlık’ta da güncel konulara değinen güzel yazılar yazıyor. Bu kitap daha çok gençler için. Ama herkes okumalı bence. Mehmet Akif’in yaşamı çok akıcı bir dille roman gibi anlatılmış, Mehmet Akif’in bütün yaşamı eylemleri söylemleri öğreniliyor bu kitaptan. Partilerin okulları böyle kitapları değerlendirmeli. Bu kitaptan çıkarttığım birkaç ders var. Mehmet Akif Mısır’dan Türkiye’ye geliyor biliyorsunuz. Türkiye’de gelince birkaç gazeteci onu ziyaret edip röportaj yapıyorlar. Diyor ki Mehmet Akif’e gazetecilerden birisi Mısırlılar Türk edebiyatını takip ediyorlar mı diye. Hayır Türk edebiyatını takip etmiyorlar niye takip etsin diye cevap veriyor. Ama diyor buna mukabil Türk inkılabını çok iyi takip ediyorlar, hele de Mustafa Kemal’i çok iyi takip ediyor diyorlar. Geçen Teori dergisinde yayımlanan Türk devriminin Çin’de yarattığı ilgiyi ele alan yazıları konuşmuştuk. Cüneyt Akalın da bir yazısında Hintlilerin Türk devrimini takip etmelerini anlatıyordu. Akif de Mısır’ı örnek gösteriyor. Kendi devrimimize sahip çıktığımız zaman sadece Türkiye’nin değil diğer mazlum ulusların kalkınma ve bağımsızlığına da saihp çıkmış oluruz. Kitabın bir eksiği var bence. Mehmet Akif’in Abdülhamit’le ilgili görüşlerine de yer ayırılmalıydı. Benim dedem sırf Mehmet Akif’i dinlemeye gidiyor sık sık görüşüyor diye 90 gün gözaltında kalmış ve İstanbul’dan sürülmüş. İslamcıların, Abdülhamit’le ilgili görüşleri incelenmeli, tartışılmalı.

Mehmet Akif’le, Tevfik Fikret’in arası kötüydü. Ama Mustafa Kemal ikisini de sevdi, ikisinden de yararlandı. Bunu da not edelim. Mehmet Akif’in bir özelliği de Atatürk gibi sirozdan ölmüş. Ben daha önce duymamıştım bunu. Kitaptan öğrenmiş olduk. Akif ağzına içki koymazdı. Bizlere uzun zaman ‘efendim içkiye bağımlı sirozdan öldü Atatürk’ diye anlatıp durdular. Atatürk’ü yıpratmak itibarsızlaştırmak isteyenlerin yaptığı alçakça bir propagandaydı. Ki benim ablam da sirozdan vefat etti hiç alkol almazdı.

  • Son mesajınızı alalım...

Doğu Perinçek’in son kitabı ‘ABD Yol Ayrımında’ kitabı Kaynak Yayınları’ndan çıktı. Herkes erkenden okusun da üzerinde tartışma yapalım.