Kurtuluş Türklükte

Türkiye’nin şu anki hali, bana Osmanlı Devleti’nin çöküş dönemini hatırlatıyor. Devleti ayakta tutmaya çalışanlar, “İslam’ın temellerine dönerek kurtulabiliriz!” diyordu. Halbuki o çağın dine dayalı devletleri Fransız devrimi ile vurgun yemişti ve artık yıkılıyordu. Teknoloji ile bağını koparmış İslamcılık işe yaramayacaktı ve yaramadı da.
Sonra, aralarında Namık Kemal’in de bulunduğu bazı aydınlar, Osmanlıcılık yolunu seçtiler ama bu da hiçbir işe yaramadı. Sadece Padişah 2. Abdülhamit zamanında bugünkü Türkiye’nin iki katı kadar toprak yitirmiştik.
Sonunda, imparatorluğun kurucu öğesi olan Türkler arasında Türkçülük hareketi filiz verdi. İyi yetişmiş aydınların öncülük ettiği bu akımın temsilcilerinden Şair Mehmet Emin Yurdakul, 1897de “Ben bir Türk’üm dinim, cinsim uludur!” diye haykırıyordu. Padişah 2. Abdülhamit ise Türkçülüğü terör ile eş görerek bunlara karşı sıkı bir takip başlatmıştı.

ÇÖKÜŞTEN ÇANAKKALE ZAFERİNE

20. Yüzyıl’ın başında Osmanlı Devleti’nde iki ana akım vardı. Tutucu ve padişahçı kesim; Hürriyet ve İtilaf Partisi’nde örgütlenmişlerdi. Çürümüş dinci-padişahçı sistemi sürdürmeye çalışıyorlardı. Buna karşı olan İttihat ve Terakki Partisi, Türkçülük fikrini iktidara taşıdı. Bu hareket, Balkan Savaşları’nda Çatalca’ya kadar düşman eline geçmiş toprakları kurtardı. Sonra da Çanakkale zaferini yarattı.
Lakin, sırtını dayadığı devlet, bir Orta Çağ devleti idi. Sistem çürüdüğü için Türkçü ideoloji saltanat kalıpları içinde devleti kurtarmaya yetmedi.
İşte tam bu noktadan Türkçü hareketi Mustafa Kemal devraldı. Mustafa Kemal’in Türkçü akademisyenler ve aydınlarla birlikte yürüttüğü milliyetçi çalışmalarla Türk kimliğine dayalı yeni ve modern bir devlet kuruldu. Bu ideoloji-eylem-üretim biçimine de Kemalizm denildi.
Bu yüzden Türkiye’deki sömürgecilerin ajanları, İslamcı kılığı altına saklanarak Kemalizm’e saldırmaktadırlar. Akademisyen veya din adamı görüntülü bu ajanların arkasında da AKP durmaktadır.

TÜRKÇÜLÜĞE KARŞI İSLAMCILIK

Türkiye’nin bugün yaşadığı sorunların temelinde Türklük kimliğine yapılan büyük emperyalist saldırı yer alıyor. NATO’cu Gladyo’nun örgütlediği bu planı, son 15 yılda padişahçı Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin günümüzdeki uzantısı sayılabilecek AKP hükümetleri yürüttü. Ve Türk milletini Türklük bilincinden uzaklaştırmak için, İslamcılık devreye sokuldu. Toplumun alt katmanları arasında bu propaganda hızla ve kuvvetli biçimde yaygınlaştırıldı.
Türklük fikrinin tarihsel ve en güçlü simgesi Mustafa Kemal Atatürk olduğundan onu hedef alan propagandalar da giderek şiddetlendirildi. Okullarda ders programlarından Atatürk’le ilgili bölümlerin atılması veya azaltılıp değiştirilmesi de bu yüzdendir. Atatürk heykellerine saldırılar, televizyonlardaki küfürler haçlı emperyalizmin örtülü saldırısından başka şey değildir. Mustafa Armağan’lar, Kadir Mısıroğlu’lar, Hasan Akar’lar işte bu projenin ajanları olarak Müslüman kılığı ile propaganda yapan Lawrence’lerdir.

TÜRK KADINI SALDIRI ALTINDA

Ramazan boyunca yürütülen dinci programlara bir bakın. Bu işler, Türkleri, Türklük bilincinden uzaklaştırma temelli projenin bir parçasıdır. Televizyonlarda, kim oldukları bilinmeyen Arap kişiler göklere çıkartılıyor ama tarihe yön veren Türk büyüklerinin adı bile anılmıyor.
Düzce’nin meydanına Müslüman Kardeşler hareketini anlatan Rabia işareti heykel halinde dikiliyor. Bütün AKP’li siyasetçiler bu işaretle dinci siyasallaşmaya selam yolluyor.
Akılcı ve çağdaş toplumsal değerler çürütülerek millet dindarlar ile serbest düşünenler diye iki kampa itiliyor. Arap geleneğine göre davranmayan kadınlarımız saldırılara uğruyor. Tarihte erkekle eşit olmuş Türk kadını yerine cariye gibi davranan Arap tipi kadın ve aile imal ediliyor. Kadınlara yönelik saldırıların altındaki temel gerekçe budur.
Bu Türk düşmanlığına, şu anki MHP yönetimi de AKP üstünden destek oluyor. MHP örgütleri, kripto AKP’lilere teslim ediliyor. Ülkücülük, Türkçülükten temizlenip İslamcılık haline getiriliyor.
Modern Türkiye’yi Orta Çağ Arabistanına çevirmek peşindeki politikacılar! Türkiye’yi yakıyorsunuz. Biliniz ki kurtuluşumuz, Araplaşmakta değil Türkleşmektedir.

İSTEMEDİĞİMİZ ADAM: Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı denilen Faruk Özlü... Zeytin ağaçlarını kestirip oralara iş yeri yaptırmak derdinde. Rantçı işadamları için milletin temel gıdasıyla oynadığı için onu bakanlık makamında görmek istemiyoruz.