'Kuşak ve Yol borç tuzağıdır’ şehir efsanesi çürütüldü!

Ocak 2017'de Donald Trump’un görevine başlamasından üç gün sonra, Hintli “kanaat önderi” Brahma Chellaney, Kuşak ve Yol Girişimi'ni (KYG) "borç tuzağı diplomasisi" olarak tanımlayan bir makale yayımladı. ABD’nin nitelikli etki görevlilerinden Chellaney, Xi Jinping’in önerdiği 21. Yüzyıl İpekyolu’nun amacının, küçük ülkeleri geri ödeme ümidi olmayan büyük borçlara batırma yoluyla nüfuzunu genişletme stratejisine dayandığını öne sürdü. Gerçeklere dayanmayan bu görüşler Türkiye’de pek çok aklı havada entelektüelin “tarafsız platform” diye hayran olduğu “Project Syndicate”de piyasaya sunuldu. Google’da hemen 2 milyon tıklamaya ulaştı. (1)

“Borç tuzağı” yaftası bu sayede hızla KYG’ya takılı kaldı. Özellikle Washington'da bilgeliğin tezahürü haline getirildi. Görev süresi boyunca Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, altyapı projeleri için verilen Çin kredilerinin, "temerrüde düşme ve borcun öz sermayeye dönüştürülmesi" ile sonuçlanmak üzere tasarlanmış bir "yağmacı ekonomi" biçimi olduğunu iddia etti. (2)

Aralık 2018'de, o zamanki Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, her zamanki pervasızlığıyla, KYG'nin "Çin'in küresel hakimiyetini ilerletme"yi amaçladığını ilan etti. (3)

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Ekim 2018'de Çin'i, Sri Lanka'da borç tuzağı diplomasi uyguladığını ve "Çin'in büyüyen donanması için ileri askeri üs" kurmak için kullandığı suçlaması yaptı. (4)

CHATHAM HOUSE’IN ‘DEĞİŞİK’ RAPORU

ABD’nin bu kapsamlı propagandasına esaslı bir kroşe “ters köşeden” geldi. Brookings Enstitüsü’nden sonra dünyanın en etkili “thinkthank”i olarak nitelendirilen İngiltere’nin Chatham House’u yeni bir raporla, "borç tuzağı diplomasisi" tezini çürüttü. (5) Amerikancı The Diplomat dergisi bile raporu “sağlam bir meydan okuma” olarak niteledi. (6)

Chatham House’in yayınladığı raporun resmi özeti şöyle: “Birincisi, KYG öncelikle ekonomik bir projedir; ikincisi, Çin’in kalkınma finansman sistemi, ayrıntılı stratejik hedeflere ulaşmak için çok parçalanmış ve yetersiz koordine edilmiştir; üçüncü olarak, Çin kalkınma finansmanı büyük ölçüde alıcılara dayalıdır. Çin, KYG adına neyin inşa edildiğini tek taraflı olarak dikte edemez ve etmez. Gelişmekte olan ülke hükümetleri, “yağmacı bir Pekin'in” “talihsiz kurbanları” değildir; kendi bölgelerindeki KYG projelerinin doğasını kendileri belirler. KYG, bir Çin stratejik planına göre değil, çeşitli ikili girişimler yoluyla parça parça inşa ediliyor. Her iki taraftaki ekonomi-politik dinamikler ve yönetişim sorunları, çoğu zaman, önemli ölçüde olumsuz ekonomik, politik, sosyal ve çevresel sonuçları olan, kötü tasarlanmış ve kötü yönetilen projelerle sonuçlanıyor. Ancak bu makale olumsuzlukların, Pekin’in zekice bir planı olmadığını, genellikle istenmeyen sonuçlar olduğunu saptıyor. Dahası, bu olumsuz örnekler, bir tür geri tepme yaratarak Çin'i, Kuşak ve Yol Girişimi’nde yaklaşımını olumsuzluklara yol açamayacak şekilde uyarlamaya zorluyor.”(7)

Borç tuzağı diplomasisi suçlaması, Sri Lanka’dan doğdu. Olayın esası, Çin'in Sri Lanka'nın güney kıyısındaki Hambantota'da büyük bir liman inşa etmesi için kredi vermesi. Anlatılan masal ise şöyle, sözüm ona Pekin yönetimi, Sri Lanka hükümetinin borç sıkıntısı yaşayacağını bilerek ve borcunu hafifletmesi karşılığında Hambantota limanını, Çin donanmasının ele geçirmesine imkan sağlayacağını planlayarak borçlanmaya özendirir.

Güya Sri Lanka vakası benzersizdi. Johns Hopkins’in Çin-Afrika Araştırma Girişimi’nde (SAIS-CARI) araştırmacı olan Deborah Brautigam, Port Hambantota’nın binlerce KYG projesi arasında borç tuzağı diplomasisi olarak adlandırılabilecek tek vaka olduğu sonucuna vardı. (8)

Chatham House raporunda bu iddia şöyle çürütülüyor: “Birincisi, Hambantota Limanı projesi Çin tarafından değil, eski Sri Lanka Devlet Başkanı (ve şimdiki Başbakan) Rajapaksa hükümeti tarafından, kar amacı güden bir Çin KİT'iyle işbirliği içinde önerildi. Sri Lanka’nın borç sıkıntısı Çin kredileriyle bağlantılı değildi, bunun yerine Batı ağırlıklı sermaye piyasalarında aşırı borçlanmasından ve Sri Lanka ekonomisindeki yapısal sorunlardan kaynaklanıyordu. Limanın el değiştirmesi amacıyla varlık için borç takası yoktu. Aksine, ticari nedenlerle sıkı pazarlık yaptıktan sonra, Çinli bir KİT, limanı 1,1 milyar dolar karşılığında kiraladı. Sri Lanka bu parayı diğer borçlarını ödemek ve yabancı rezervlerini artırmak için kullandı. Ayrıca Çin donanma gemileri bu limanı kullanamaz. Çünkü bu liman Sri Lanka’nın kendi güney deniz komutanlığının yeni üssü haline geldi.”

Bir çarpıtma da Sri Lanka’nın dış borçlarında Çin’in payı meselesi. Sri Lanka, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi esas olarak “uluslararası piyasa”ya borçlu. Toplam dış borcunda piyasanın payı yüzde 44, sonra sırasıyla Asya Kalkınma Bankası yüzde 17, Japonya yüzde 12, Dünya Bankası yüzde 10, Çin yüzde 9, Hindistan yüzde 4. Üstelik Çin’in kredi faizi en düşük ve en uzun vadeli olanlar.

Chatham House, Sri Lanka’nın aşırı dış borca batmasını da şöyle yorumluyor: “Devlet dış borcunun dörtte üçü yabancı hükümetlere değil özel finans kuruluşlarına borçluydu. Ancak bu borçlanma, Sri Lanka’nın sürekli dış açığı göz önüne alındığında sürdürülemezdi ve genişleyen bir ticaret açığını, düşük rekabet gücünü ve zayıf iç yatırımı yansıtıyordu. Bununla birlikte, çok sayıda uyarıya rağmen, yabancı alacaklılar borç vermeye devam ederken, hükümet siyasi nedenlerle rotayı değiştirmeyi reddetti. Çin’in Sri Lanka’nın dış borcundaki payı nispeten küçüktü. Sri Lanka KİT'leri tarafından yapılan borçlanma hariç tutulduğunda, Çin kredileri 2016 itibariyle Sri Lanka hükümet borcunun sadece yüzde 9'unu oluşturuyordu. Üstelik, 15-20 yıl vadeli ve ortalama yüzde 2,5 faiz oranlarıyla, bunlar diğer dış kredilere göre çok daha az baskı oluşturuyordu. Çin EXIM Bank'a ödenecek taksitlerin hükümetin yıllık borç ödeme, ödemelerinin sadece yüzde 5'ini oluşturduğunu tahmin edilmektedir. Hambantota Limanı için Çin kredileri 1,3 milyar doları buldu yani hükümetin toplam dış borcunun sadece yüzde 4,8'i.” (9)

MALEZYA TECRÜBESİ

“Borç tuzağı efsanesi”nin ikinci kurbanı Malezya’ya gelelim. Malezya’da1957'den 2018'e kadar iktidar partisi olan Birleşik Malezya Ulusal Örgütü (UMNO), KYG'yien başından sıcak bir şekilde kucakladı, 2015'te iki ülke KYG kapsamında bir mutabakat metni imzaladı ve birçok mega proje üzerinde anlaşıldı. Batı medyası ve Batılı siyasetçiler iki ülke arasındaki işbirliğini “borç tuzağı diplomasisi” olarak damgaladılar: Gerekçe hazırdı: Çin, deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 80'inin geçtiği Malakka Boğazı'nda askeri ve stratejik bir nüfuz arıyor!

Chatham House’un raporu Çin’in Malezya’ya borç tuzağı kurduğu iddiasını şu şekilde değerlendiriyor: “Buradaki asıl mesele jeopolitik değil, Malezya’nın, hem acil ihtiyacını hem de açgözlülüğü yansıtan ve iç siyasetin ihtiyaçlarını karşılamak için Çin yatırım ve kalkınma finansmanından yararlanma çabalarıdır. Malezya ekonomisi uzun zamandır dış yatırıma bağlıydı ve geleneksel kaynaklar kuruduğunda eski hükümet, Çinli işletmeleri hem ekonomik büyümeyi sürdürmek hem de UMNO’nun halk desteğini korumak için davet etti. Malezya yönetimi, KYG'yi iç siyaset açısından önemli olan inşaat sektörünü beslemek için mükemmel bir fırsat olarak gördü. Bu inşaat çılgınlığı bir borç krizi başlatmadı. Gerçekte, mutabakatta zikredilen Malezya'daki Çin destekli projeler, gayrimenkul, eğlence ve endüstri sektörlerinde ezici bir şekilde stratejik olmayan yatırımlardı. Liman ve demiryolu projeleri ise ticari olarak her iki taraftaki yerel aktörler tarafından bu süreçte geliştirildi. Çin Malezya'yı, stratejik altyapıyı inşa etmek ve sonra ele geçirmek için sürdürülemez bir borçla tuzağına düşürmedi. Aksine, UMNO önderliğindeki rejim kendisini bir borç tuzağına sürükledi. Sri Lanka'da olduğu gibi borç batağı Batılı finansal aracılar tarafından kolaylaştırıldı. Malezya sonra Çin'den yardım istedi.” (10)

Malezya, hem Çin’in borç tuzağı diplomasisinin kurbanı hem de KYG’ya karşı mücadelenin lideri olarak gösteriliyor. Elbette her iki iddia da nesnel temellerden yoksun.

2018 seçimlerinden sonra, iktidara gelen politikacılar tartışmalı projelerin suçunu Çin'e değil de öncülleri UMNO’ya yüklediler. Her ne kadar seçim kampanyası sırasında aksine görüşler savunsalar da Malezya'nın KYG'ya desteğini çabucak teyit ettiler. Örneğin Başbakan Mahathir “Başlangıçta, KYG'nin Çin'in ASEAN ve Asya'yı denetim altına alması için olduğunu düşündük, çünkü KYG, Malakka Boğazı ve Güney Çin Denizi üzerinden ticaretin için geçiş yolunda oluşturuluyordu ve Çin'in deniz ve kara yollarının kontrolünü ele geçirmek istediğine inandık. Oysa, bu girişim Çin’in güdümünde değil. Öneriler sadece Çin'den değil, diğer ülkelerden de geliyor. Bu, ilgili tüm ulusların yarattığı bir eser olacaktır. KYG hakkında daha geniş bilgiye sahibim ve bu [onu] desteklememizi kolaylaştırıyor. KYG, katılımcı ülkeler arasındaki işbirliğinin adıdır. Özellikle altyapılarını yeterince geliştirmemiş olan gelişmekte olan ülkeler arasında bir işbirliği girişimidir. (11)

SONUÇ: HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADA!

Önyargılı iddiaları gerçeklerin yerine koyamazsınız. Böyle gülünç durumlara düşenlere “Halep oradaysa arşın burada” diyerek, sigaya çekerler, boyunun ölçüsünü alırlar. Güzel Türkçemizin bu anlamlı deyimi herkesin kulağına küpe olmalı. Doğru yargılara ulaşmak için, ileri sürüleni sorgulayıp ölçmek gerekir. Chatham House’ın raporunu hazırlayan bilim insanları, Sri Lanka ve Malezya’nın gerçeklerini inceleyince, “borç tuzağı”nın bir şehir efsanesi olduğunu saptadılar. Ve başarıyla bu safsatayı çürüttüler.

Aklını Amerika’ya kira veren anlı şanlı, ama ne yazık ki çakma “Çin uzmanları”nı uyandırmaya, silkelemeye devam edeceğiz.

Bu safsatanın kaynağı, şu deyimde görülüyor: “Kötü insan herkesi kendisi gibi bilirmiş”! Hz. Ali şöyle diyor: “Kötü insan hiç kimseye iyi niyet beslemez. Çünkü o, herkesi kendisi gibi görür.”

DİPNOTLAR:

1.https://www.project-syndicate.org/commentary/china-one-belt-one-road-loans-debt-by-brahma-chellaney-2017-01
2.https://www.csis.org/analysis/defining-our-relationship-india-next-century-address-us-secretary-state-rex-tillerson
3.https://www.whitehouse.gov/KYGefings-statements/remarks-national-security-advisor-ambassador-john-r-bolton-trump-administrations-new-africa-strategy/
4.https://www.whitehouse.gov/KYGefings-statements/remarks-vice-president-pence-administrations-policy-toward-china
5.https://www.chathamhouse.org/publication/debunking-myth-debt-trap-diplomacy-jones-hameiri
6. https://thediplomat.com/2020/09/inside-chinas-belt-and-road-tangle/
7.https://www.chathamhouse.org/publication/debunking-myth-debt-trap-diplomacy-jones-hameiri
8.https://www.japantimes.co.jp/opinion/2020/09/01/commentary/debt-trap-diplomacy-KYG-china/
9.https://www.chathamhouse.org/publication/debunking-myth-debt-trap-diplomacy-jones-hameiri
10.https://www.chathamhouse.org/publication/debunking-myth-debt-trap-diplomacy-jones-hameiri
11.https://www.theedgemarkets.com/article/belt-and-road-initiative-not-domination-plan-china-says-dr-mahathir