Kutlu sövgü: Go Home Flake – 2
Bu sana ikinci silleyi nasihatım, ciddiye alıyorum seni
Kayırıyorum zatını “My boy”, kıymetini bil
Gene de sefirin hakkı kalmasın bende diyerekten
Methiyeyi sebil ederekten sabi sübyan niyetine…
Velev ki formatın yamuk atılmış, ey efendilerin vekili
Muhterem hazirunun önünde herkese bir, sana iki!
Tekmil verdirmişsin bizim gulyabani heyetine
Sana helal olsun güdüveriyon güdük koyunu koçuyla
Milli yabancı sapancıya sabanı ters sürdürtüyon
Dipsiz ibrikten Amerikan abdestlerini tazeleterekten
Tuz yalattın finans kapital namlı kırık çanaktan
Nasıl aldın makası Jeff, imamoğlunun pudralı yanaktan?
Bizde elçiye zeval olmaz Mr. Flake, eğer sefir, sefir ise
Görmüşüz cinsini, Kurtuluştan sonra yeni saltanatta
Yutturmuşlar halkıma Truman’ın doktriner dolmalarını
Sar makarayı be Flake sar, dönsün mafyatik mekik…
Amerika’nın kanlı aşına artık, Türkiye’nin karnı tok,
Çok yedirdiler milletime yalancı liberal sarmayı!
Mormon Kitabınızı okudum, inanca sözüm yok
Fakat İsa’nın gözlerine bakabilir misin bir dakika
Kaç kadının kucağına kutsal ayeti verip ırzına geçtiniz?
Nasıl anlatacaksınız peygambere, insan eti diyetinizi…
Hayır Flake, beş yüzyıl önce değil bugün, bugün
Kimin elçisisin sen, birleşik mezbaha devletinin mi?
Alnında kanlı leke Laos, Kamboçya, Meksika, Şili…
Gözlerinin içi taze dolar yeşili, nasıl becerdin oğlum?
Haydi, şikâyet eylesene beni suikast timinize
Sokak arasında vursunlar şairi, yaşasın kitapsız hukuk!
Derken söz geldi yine, duyuldu ebedi kutlu hitap:
Go home Flake! Get out ağulu yılan, lan lauk!