M. Kemal

Mustafa Kemal’in milletin kaderini sırtına yüklenip Samsun’a gitmeden hemen önce annesi Zübeyde Hanım’ın birkaç parça ziynetini oğluna verdiğini ve Milli Mücadele’nin hamurunda Zübeyde Ana’nın çeyiz bilezikleri olduğunu bilmiyordum; öğrendim.
Tevfik Fikret’in Galatasaray Liseli olması sebebiyle Mustafa Kemal’in Galatasaray Lisesine özel bir yakınlık hissettiğini ve bu muhabbet sebebiyle bugün Galatasaray Üniversitesinin olduğu binayı Galatasaraylılara tahsis ettiğini bilmiyordum; öğrendim.
‘SİLAH DEĞİL KAFA GÖTÜRÜYORUZ’
Samsun’a doğru yola çıkışında İngiliz Devriyeleri tarafından durdurulup silah ve cephane araması başlayınca gülümseyip “Silah götürdüğümüzü sanıyorlar... Kafa götürüyoruz!” dediğini bilmiyordum; öğrendim.
Kahraman Türk kadını Erzurumlu Kara Fatma’nın kendi öz kızına da silah kuşandırtıp onunla omuz omuza kurşunların üstüne yürüdüğünü; 1955’te yoksulluk içinde hayata gözlerini yumduğundaysa tek eşyası olan bir mendil bohçasından İstiklal Madalyası ve Mustafa Kemal’in hediye ettiği gümüş sigara tabakasının çıktığını bilmiyordum; öğrendim.
Mustafa Kemal’in “Kuvayi Milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu kurtarması için hiçbir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar!” dediğini bilmiyordum; öğrendim.
Kurtuluş Savaşı döneminde İngiliz İstihbaratının işbirlikçi Türkler ve yerli Rumlardan oluşturduğu casusluk ağının kod adının “Kara Jumbo” olduğunu bilmiyordum; öğrendim.
FOTOĞRAFLARI KÜL OLDU
Mustafa Kemal’in o meşhur Kocatepe fotoğrafını “Etem Tem’in” çektiğini ve Büyük Taarruz boyunca çektiği onlarca başka fotoğrafınsa İzmir’den kaçan Yunanlıların çıkardığı yangınlarda kül olan bir fotoğrafçıda yok olduğunu bilmiyordum; öğrendim.
10 yaşındaki bir Amerikalı çocuğun 1923’te Mustafa Kemal’e mektup yazdığını Mustafa Kemal’in de çocuk demeyip, Amerikalı demeyip kendisinden istediği imzalı fotoğrafla beraber cevap mektubu yazdığın bilmiyordum; öğrendim.
Mustafa Kemal’in kardeşi Makbule’ye “Makbuş” dediğini bilmiyordum; öğrendim.
Çağdaş Kuvayi Milliye’nin Yayınevi olan Kırmızı Kedi’nin 10. kuruluş yıldönümünde büyük bir titizlikle bizlere ulaştırdığı ve “tek kişilik aydınlanma ordusu” olan Yılmaz Özdil’in her satırına alın terini döktüğü “Mustafa Kemal” kitabının her sayfasından çok şey öğrendim.
Kimi zaman gözlerim yaşararak, kimi zaman tir tir titreyerek ama su içer gibi okunan bu dev eser sadece Mustafa Kemal’in değil aynı zamanda Cumhuriyetimizin ve Türk milletinin de hikayesi.
Atatürk’ün “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır!” dediği gibi Türk milleti de bu eseri okudukça ve Mustafa Kemal’i tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. Bu yüzden tüm dostlarımdan ricamdır. Lütfen bu kitabı alın! Ancak bu kitabı yalnız okumayın! Mutlaka çocuklarınızla ve torunlarınızla beraber satır satır okuyun. Okurken hem Mustafa Kemal’i çok daha iyi tanıyacaksınız hem de kendinizi çok daha kuvvetli hissedeceksiniz.
Değerli dostum Yılmaz Özdil’e “tarihe düştüğü bu silinmez not” için teşekkür ederim. Kırmızı Kedi Yayınevini, Sayın Haluk Hepkon’u ve emeği geçen herkesi de tebrik ederim. Sağ olun, var olun.