Madde kullanımını önlemede toplumun rolü
Yarı yıl tatilinde çocuk ve gençlerin bolca bulunduğu bir yerdeyiz. Yüksek sesle müzik çalıyor. Birden 10 yaşındaki kızım “anne şarkının sözlerini dinler misin? Madde ile ilişkili bir şeyler söylüyor” dedi. Şarkının sözlerine dikkat ettiğimde kulaklarıma inanamadım. Her cümlesinde esrarın etkilerini övüyor, bağımlılığı övüyor, esrara olan aşkının vazgeçilmezliğini anlatıyor. Şarkının gün içinde çocukların bulunduğu bir mekanda çaldığı düşünülecek olursa, eminim dans kulüplerinde sık sık çalıyordur. Bu şarkıyı dinleyen ve madde kullanımı ile ilişkili risk grubunda olan bir gençte merak uyandırmamasının imkanı yok. Sadece merak uyandırmakla kalmıyor, madde kullanımının olağan, kabul edilebilir bir durum olduğu mesajını da veriyor. Madde kullanımını özendiren, merak uyandıran böyle bir şarkının çocuk ve gençlerin bulunduğu bir ortamda çalınması özgürlük sayılabilir mi?
Bundan birkaç ay önce bir başka şarkıcı maddeyi özendirici şarkılar söylediği, sosyal medyada madde kullanımını öven yazılar yazdığı için tutuklanmış, sosyal medya ayağa kalkmıştı. Vasat bir rapçi, bir anda özgürlük havarisi haline getirilmişti. Demokrasi gibi, adalet gibi birçok kavramın içinin boşaltıldığı bir dönemde, özgürlük de aynı akıbete uğramaktan kendini kurtaramamış gibi duruyor. Bir halk sağlığı sorunu olan madde kullanımını övmek ve özendirmek özgürlük olarak değerlendiriliyorsa, toplumsal yaşamı koruyan yasa ve yasakların göz ardı edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Çocuğun fiziksel ve cinsel istismarı, kadına yönelik şiddetin artmasının böyle bir toplumsal yapının içinde anlaşılması gerekmez mi? İki yüzlülük, özgürlüğü bu şekilde yorumlayanların bir hastalığı olabilir mi?
Ergenlik döneminde büyümek için anne-babadan uzaklaşma, akranlar, ünlüler ve başka erişkinlerin önem kazanması kaçınılmaz bir durumdur. Arkadaşlar, tanınmış ve özenilen kişilerle özdeşim kurulur. Onlar gibi giyinir, onlar gibi konuşur, onlar gibi davranırlar.
Bir nedenle göz önünde olan kişilerin topluma karşı bir sorumluluğu olduğu gerçeği yadsınamaz. Sadece madde kullanımını özendirme değil, başka birçok değerin benimsenmesi veya terkedilmesinde etkin rolleri vardır. Geçerli olan değerler çalışkanlık, fedakarlık, dürüstlük, paylaşma, alçakgönüllülük mü olacak, yoksa sadece haz peşinde koşma, kısa yoldan, çaba harcamadan doyuma ulaşma, amacına giden her yolun mubah olması mı olacak? Gençlerin örnek aldığı bu kişiler sorumluluklarının bilincinde olmak zorundadır.
Peki bu ünlüleri yaratan sistemin sorumlulukları nelerdir? Ünlüleri, ünlülerin hangi nitelikleriyle bu ünü kazandıklarını belirlemede basının ne kadar etkili olduğunu hepimiz biliyoruz. Neyi değerli bulup, neyi değerli bulmayacağımıza, neyi sevip, neyi sevmeyeceğimize, neyi seçip neyi seçmeyeceğimize karar verirken yazılı ve görsel basının gücü göz ardı edilemez. ‘Rating’ uğruna madde kullanımını özendiren, merakı artıran sorumsuzca yayınlarla o kadar sık karşılaşıyoruz ki. Örnek alınacak bir vasfı, yeteneği, eseri, ürünü olmayan ‘ünlüleri’ ünlü yapan da aynı basın değil mi?
O zaman hepimize düşen görev daha da artıyor. GDO’lu ürünler gibi, üretilmiş, parlatılmış GDO’lu bilgiler ve kavramlara karşı çok daha dikkatli olmak zorundayız. Madde kullanımının en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olduğunu aklımızdan çıkarmadan, buna aykırı her davranış, eğilim ve önermenin karşısında kararlılıkla durmaya devam etmeliyiz.