Mahmut Esat Bey neden Bozkurt (10) -(TAMAMI)

Mahmut Esat Bozkurt’la ilgili yazı dizisi (şimdilik) bu yazı ile bitiyor. İnanın, bütün yıl sürebilirdi. Konu öylesine diri ve yaşamsal. Ölünceye kadar bir tür “Silivri” saldırılarına karşı koymak zorunda kalan bu büyük aydın, devrimci, düşünür siyaset adamına karşı adil olmayı insanlarımıza öğretmemiz gerekiyor. Onursal haklarının geri alınması, iğrenç iftiraların silinmesi gerekiyor. Şükürler olsun ki birkaç tane olsalar da bunu yapanlar var.

AKP’nin ve R. T. Erdoğan’ın Mahmut Esat Bozkurt’u düşman bellemesinden, onu aşağılamasından daha doğal ne var? Çünkü, Ödemiş Söylevi’nde suçladığı insanların uzantıları bunlar. Kendileri! Cumhuriyet’in halka verdiği ne varsa, halk için yaptığı ne varsa, iktidarları döneminde haraç-mezat sattılar; ülkeyi kapitülasyonlara teslim ettiler.

***

Ödemiş Söylevi’ni Kürtlerle ilişkilendirenler varmış bu ülkede. Güya, “Benim fikrim, kanaatim şudur ki, dost da düşman da bilsin ki, bu memleketin efendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır; o da hizmetçi olmaktır!” sözleri Kürtleri hedef alıyormuş.

Deli saçması bunlar! Hedef almış ise bazı Kürtleri hedef almıştır. Neden bütün Kürtleri hedef alsın? Hedef aldığı Kürtler kimler olabilir? Acaba, 7 Eylül 1930 tarihinde, İngilizlerin desteklediği, Ermeni Taşnak ve Suriye’de mukim Fransız destekli Kürt Hoybun Cemiyetlerinin katıldığı, Şeyh Barzani’nin katkı sağladığı 3.Ağrı İsyanı’na katılanlar olmasın?

Kürtler arasında hâlâ Sèvres’in uygulanması hayalleri kuranlar vardı. Milletler Cemiyeti’ne başvurmuşlar, Türkiye, İran ve Irak Kürtlerini birleştirecek bir Kürt Devleti kurmak istiyorlardı. Diyelim ki Mahmut Esat Bey, o sözleri isyancılar ve ayrılıkçılar için söyledi. Ne sakıncası var?

Bunu yazdım diye, beni de ırkçı ilan edebilir bunlar! Açık söyleyeyim: Kürtlerin özerklik, federasyon, bağımsız devlet istemelerine karşı değilim. Ama tepeden inme yöntemiyle değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bütün Kürtlere sorarak, onların demokratik oyları ile. Silahla değil!

Teşekkür ettiklerim

Benim bir lafım vardır: Beyin bilgi salgılayan bir salgıbezi değildir. Akü gibidir. Dolduracaksın! Öküzler ve eşekler aküyü doldurmayı beceremedikleri için, öküzlükten ve eşeklikten kurtulamıyorlar.

Bu yazıları, Kaynak Yayınları, Mahmut Esat Bozkurt’un kitaplarını (Atatürk İhtilali I-II; Türk İhtilalinde Vatan Müdafası; Liberalizm Masalı; Masonlar Dinleyini!) yayınlamamış olsaydı yazamazdım

Mucize Özünal’ın Kalpak ve Kartal (Tudem Yayınları) adlı belgesel romanını okumasaydım, bu yazıları yazamazdım.

Nail Topal’ın Ateşten Adam Bozkurt (Kuşadası Yerel Tarih Yayını) adlı incelemesini okumasaydım, bu yazıları yazamazdım.

Kendilerine çok teşekkür ederim.

Mucize Özünal ve Nail Topal sayesinde çok değerli bir bilim insanıyla tanıştım: Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden

Doç. Dr. Şaduman Halıcı.

Şaduman Halıcı neredeyse ömrünü Mahmut Esat Bozkurt’a vakfetmiş. Atatürk Araştırma Merkezi tarafından 2004 yılında yayınlanmış, 650 sayfalık bir anıtsal kitabı var: Yeni Türkiye Devleti’nin Yapılanmasında Mahmut Esat Bozkurt (1892-1943) adlı bir biyografik yapıt. Bu kitaptan neden 5 yıl sonra haberim oldu diye utançtan yerin dibine geçiyorum.

Bu kitap var oldukça, hiçbir alçak, Mahmut Esat Bozkurt’un devrimci emeklerini küçümseyemez, onu ırkçılıkla suçlayamaz. Mahmut Esat Bey için “Çağının dünya çapında en büyük entelektüellerinden, hukukçularından biridir” diye yazdım ya, Şaduman Halıcı’nın yapıtı bu iddiamı bol bol kanıtlıyor.

Beni doğruladığı, yalancı çıkartmadığı için kendisine özellikle teşekkür ederim.

***

Gelelim, en büyük çalışmaya: Doç. Dr. Şaduman Halıcı, Mahmut Esat Bozkurt’un henüz kitaplaşmamış yazılarının tamamını derlemiş, A4 kağıdı çıkışıyla tamı tamına 1553 sayfa. Arkasında kaç sayfa olduğunu bilmediğim bir de sözlük var. Şaduman Halıcı, bana, “Makaleler; yazı karakteri, punto, işaretlemeler, koyu renk ya da altı çizgili olarak orijinaline uygun olarak verildi. Dipnotlara ve Mahmut Esat’ın attığı imzaya sadık kalındı” diye yazdı. Ekliyor: “Başta Tarih olmak üzere, Siyaset Bilimi, Hukuk, İktisat ve Dil alanlarında çalışma yapacaklar için temel kaynak niteliği taşıyan” bu yazıların “engin bir kültür, yalın bir Türkçe ve şiirsel anlatım ile Türk ulusunun kurtuluş savaşımının ve devrim felsefesinin işlendiği bu ürünlerin günümüzde olduğu kadar geleceğe de ışık tutacağı kanısındayım.”

Bu yayınlanmaya hazır kitabın varlığını yayıncılık dünyasına haber vermek benim önemli bir devrimci görevimdi. Bunu yaptım! Bu kitabı (birkaç kitap halinde) yayınlayacak babayiğit bir yayıncı var mı acaba?

Son sözüm CHP’ye

Mahmut Esat Bozkurt, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra, Cumhuriyet’in en önemli sivil yapı ustasıdır; en önemli kuramcısıdır, en büyük hukukçusudur. Bunu biliyor musun? Bilmiyorsan öğren ve adını verdiğim kitapları oku ve okut! Devrimci belleğin ve ruhun tazelensin! Mahmut Esat Bozkurt’un anısını ve onurunu it-köpek tayfasının paralamasına izin verme! Kuşadası’nda bir Mahmut Esat Bozkurt Müzesi kur! Hiç gelmediğim genel merkezine ve gerekirse il başkanlıklarına onun büstünü koy! Unutma ki o “gerçek” ikinci adamdır. “Devlet adamı yoksul ölmelidir!” ilkesine, zenginleşmeyerek sadık kalmıştır.

Son olarak: Yukarıda sözünü ettiğim makale derlemesinin yayınlanmasına yardımcı ol, bir yayıncı bul! Mahmut Esat Bozkurt’un hayatı çok çarpıcı bir film olur. Özellikle de, Kurtuluş Savaşı’na katılmak için, İtalya’dan Türkiye’ye bir geminin ambarında kaçak gelişi...