Mahmut Esat Bey neden Bozkurt? (3) -(TAMAMI)

Mahmut Esat Bozkurt’un her türlü İslamcının, mürtecinin, neo-liberalin, müflis solcunun ve zibidi tayfasının gözünde büyük günahkâr yapan işlerini teker teker yazalım:

1. Kapitülasyonlar konusunda doktora yapması ve her Allah kuluna kısmet olmayan “Summa Cum Laude” ( aliyyülalâ) onur derecesi alarak hukuk doktoru olması. Her Osmanlı gibi, sadece doğu ülkelerinde geçerli olan bir “Bon Pour l’Orient” diploması almak varken bu ne küstahlık! 2. Yurda dönüp Kurtuluş Savaşı’na katılması. (Rahat mı battı? İsviçre’de kalıp ünlü bir Osmanlı kalıntısı olabilirdi. Şimdi adını duydukça silaha davrananlar hakkında gıyabî methiyeler düzerlerdi.) 3. Milletvekili olması. (Ulan, akılsızlık ettin memleketine geri döndün, yetmedi guvva çetecisi oldun. Çekil çiftliğine. Neden halkla, ayak takımıyla yüz göz oluyorsun; İzmir’de İktisat Kongresi düzenliyorsun; bir komünist gibi emekçilerin haklarını savunuyorsun; bitli ve uyuz köylü milletini adam yerine koyup gözlerini açmaya çalışıyorsun?) 4. Rauf Orbay’ın başkanlığında kurulan IV. İcra Vekilleri Heyeti’ne (13 Temmuz 1922-4 Ağustos 1923) Büyük Millet Meclisi tarafından İktisat Vekili seçilmesi. 5. Fethi Okyar başkanlığında kurulan V.İcra Vekilleri Heyeti’ne (14 Ağustos 1923-27 Kasım 1923) Büyük Millet Meclisi tarafından ikinci kez İktisat Vekili seçilmesi. 6. 20 Nisan 1924 tarihinde kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye’nin (Anayasa) hazırlayıcıları arasında yer alması.

7. Fethi Okyar’ın 3. Hükümetine Adliye Vekili olarak atanması. 8. 5 Kasım 1925 tarihinde açılan Ankara Hukuk Mektebi’nin kurucusu olması. 9. İsmet İnönü’nün 3. ve 4. Hükümetlerinde Adliye Vekili olarak görev yapması. 10. Türk Medeni Kanunu’nu çıkartması (17 Şubat 1926) ve Medeni Kanun Genel Gerekçesi’ni kaleme alması. 11.Türk Ceza Kanunu’nu çıkartması (1 Mart 1926). 12.Kabotaj Kanunu’nu çıkartması (19 Nisan 1926). 13. Borçlar Kanunu’nu çıkartması (22 Nisan 1926). 14.Ticaret Kanunu’nu çıkartması (29 Mayıs 1926). 15. Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nu çıkartması (18 Haziran 1926). 16. Lahey Uluslararası Adalet Divanı’ndaki Bozkurt-Lotus davasında Türkiye’yi temsil etmesi ve davayı kazanması. (27 Eylül 1927) 17. Kadınların belediye meclislerine seçme ve seçilme hakkı veren kanunun (3 Nisan 1930) hazırlanmasına katkıda bulunması. 18. Kadınların milletvekili olmalarını sağlayan yasanın (5 Aralık 1934) hazırlanmasına katkıda bulunması. 19. 1935 yılında Mason Locaları’nın kapatılmasında çok önemli bir rol oynaması. 20. 21 Aralık 1943 kadar yaşayıp daha önce gebermemiş olması.

Medeni Kanun ve hukuk mektebi

Burada kuru lâfları bir yana bırakıp, Mucize Özünal’ın belgesel romanı “Mahmut Esat Bozkurt, Kalpak ve Kartal”ın 165. sayfasından bir sahne aktaracağım:

[“-Paşam, dedi Mahmut Esat, siz bizimle olduğunuz sürece yapamayacağımız hiçbir şey, başaramayacağımız hiçbir iş olamaz. Bakın size ne getirdim. Adliye vekili sıfatıyla yaptığım bir gezide bir tarlada korkuluklara asılmış olan bu ilâm, şerriye mahkemesince tebliğ olunmuş,

Evrak çantasını açtı, Arap abecesince eğri büğrü satırlarla yazılmış, sararmış bir belgeyi çıkardı. Bu bir mahkeme kararıydı. Kadı, şeriat adına mezruata, ekinlere zarar veren çekirgelere, fuzuli tecavüz ettikleri, haksız el attıkları yerden çekip gitmelerini emrediyordu.

-İş bu kadar vahimdir paşam. Halkın Cumhuriyeti, adaleti gökyüzünden indirip cumhuriyetin hâkimi eliyle, savcıları eliyle halka vermelidir. Çantasına eğildi, evrakların içinden bir iki belge daha aldı. Bakınız bunları vekâletimiz bir kitap halinde yayınlayacaktır ki artık Mecelle’nin anlaşılıp uygulanmasına imkân kalmadığı iyice anlaşılsın.

Masadakiler belgeleri elden ele dolaştırıyorlardı.

-Tamam, peki, dedi Mustafa Kemal. Hatırlar mısın, ben sana birkaç yıl önce bir soru sormuştum?

-Evet paşam, buyurunuz.

-Bütün bu kanunları çıkardın, yasaları yaptın, mahkemeleri kurdun diyelim. Peki, bu yeni mevzuatı uygulayacak hukukçuları nereden bulacaksın?

Mahmut Esat belli belirsiz gülümsedi. Paşa o zamanki yanıtı unutmuş olamazdı. Ayağa kalktı bütün heyecanıyla yanıtını yineledi:

-Bulmayacağım paşam, onları ben yetiştireceğim...

Benim kahramanım!

Halkın çocuklarının, işçinin, çiftçinin, küçük esnafın çocuklarının hukukçu olabilmeleri için, bunların yatıp kalkacakları, karınlarını doyuracakları, ders çalışacakları bir yer gerekiyordu ama bütçede para yoktu. Sağdan soldan ödenek kırpıldı; Hukuk Mektebi’ne ayrılan ödeneğe “Leylî yurdu Masarifi” adıyla yeni bir fasıl eklendi.

Artık halkın çocukları Cumhuriyet’in savcıları, yargıçları olabilirdi. Oldular! Hatta, Adnan Menderes gibi öğrenimleri yarım kalmış milletvekilleri de Hukuk Mektebi’ne kayıt yaptırıp okudular. Birkaç çürük elma dışında tamamı cumhuriyetin laik hukukunun uygulayıcısı oldular. AKP iktidarının savcı ve yargıçlarından söz etmiyorum burada. Onlar hakkında verilecek kararı tarihe bırakıyorum.

Savcı ve yargıçların kendisini karşılamaya gelmesine karşı çıkan ve onların ayağına giden Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un savcılar hakkındaki sözleri çoktandır asıldıkları yerden indirildiler, kazındıkları mermerlerden silindiler:

“Cumhuriyet Savcıları! Meriç kıyısında çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanından tutunuz da bu davada yaşayanların uğrayacakları en ufak bir haksızlıktan, hatta Bingöl dağlarının ıssız kuytularında nafakalarını bekleyen öksüzlerin gözyaşlarından sizler mesulsünüz...”

***

Mahmut Esat Bozkurt, Cumhuriyet’in en büyük kahramanlarından biridir. O, artan görev harcırahlarını bakanlık mutemedine geri veren bir ahlak anıtıdır.