Mansur’un şehitler ile derdi ne?

Sizlere son yıllarda şahit olduğum en çirkin, en can sıkıcı olaylardan birini aktaracağım.

Vatan kahramanımız Ömer Halisdemir anısına kurulmuş Vatan Yıldızları Vakfı adında bir vakıf var. Kurucuları arasında şehidimizin kardeşi Soner Halisdemir, 15 Temmuz şehitlerimizden Muhammet Oğuz Kılınç’ın babası Zeki Kılınç, terör şehidimiz Ahmet Alp Taşdemir’in babası İbrahim Taşdemir ve daha pek çok şehit yakını yer alıyor.

Vakfın gayesi şehit aileleri ile dayanışmaktan öte, gençlerde vatan sevgisi ve şehadet bilincini yaymak. 1071’den beri şehit düşen her vatan evladını bir yıldız olarak gördükleri için de kendilerine bu ismi seçmişler.

Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Gölbaşı’nda belediyeye ait küçük bir binayı, bir süre önce vakfa tahsis etmiş. “İki yıl boyunca kira ödemenize gerek yok” demiş. Bina, bakımsız ve köhne bir halde olsa da vakıf için önemli bir yardım olarak görülmüş. Vakıf yönetimi 2 milyon TL harcama yaparak binayı elden geçirmiş, yaşanacak hale getirmiş.

Buraya kadar ne hoş bir öykü değil mi? Ama heyhat, işin içine CHP girince mutlu son maalesef mümkün olmuyor…

Bir gün, Vakıf Başkanı Soner Halisdemir’e bir icra yazısı ulaşmış. Belediye, vakıftan 209 bin liralık “birikmiş kira borcunu” istiyormuş. Halisdemir, “Bir yanlışlık olmalı, bizden iki yıl kira alınmayacaktı” diye düşünürken, belediyenin avukatları önüne bir kira kontratı koymuş, “bakın işte burada borcunuz görünüyor” demiş.

Halisdemir’in sözlerini kelimesine dokunmadan aktarıyorum: "Vakfın genel sekreteri kadın bir çalışanımız anahtar almaya gittiğinde, formaliteden olduğunu söyleyip kandırarak, dalavereyle kefaletini alıp senet imzalattılar. Aradan bir ay geçtikten sonra bize birikmiş kira borcu çıkardılar."

Rezaletin büyüklüğüne bakar mısınız? İnsan bu yapılanı hangi sözcükle tarif edeceğini şaşırıyor!

Soner Halisdemir “yapmayın etmeyin burası yıkık bir haldeydi biz buraya dünyanın masrafını yaptık. Ticaret yapmıyoruz, şehitlerin hatırası için çalışıyoruz” dese de sözlerini Belediye’ye dinletememiş.

Kendisi de hukukçu olan olan Mansur, belli ki tüm işlemleri kitabına uydurmuş. Bir sabah vakfın kapısına icra memurları dayanmış.

Haciz işlemi sırasında yaşananlara dair görüntüler vakfın hesabından paylaşıldı. Belki de en acısı, Ömer Halisdemir’i anlatan bir tablonun icra memurlarının elinden güç bela kurtarılmasıydı.

Dün, yıkık dökük halde bir ev kiralıyorsunuz. Dünyanın masrafını yapıp yeniliyorsunuz. Ev sahibi de “siz burayı onarıp yaşayın, iki yıl kira almayacağım” diyor. Arada “bunlar formalitedir” diyerek size bazı kağıtlar uzatıyor. Siz de kendinize yapılan iyiliğin getirdiği güvenle düşünmeden imzalıyorsunuz. Sonra bir gün kapınızı icra memurları çalıyor, hem sizi kapı dışarı ediyor hem de eşyalarınıza el koyuyor. İşte aynen böyle bir şey…

Mansur, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adının geçtiği zamanlarda sözde “Ülkücü” bir profil çizmeye çalışıyordu. Ankara’da PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin de desteği ile seçildiğini, partisi CHP’nin HDP/PKK ile yediği helvaları unutturmaya çalışıyordu. Büyük ihtimal şehitlere yaptığı bu iltifat da o zamanki siyasi numaralarından biriydi.

Şimdi ise “Dersimli Kemal’in” yardımcısı olacağı netleşti. Demek ki artık bu “milliyetçilik gösterilerine” ihtiyacı kalmadı. Şehit vakfını çıkardığı binaya da bir LGBT kuruluşu yerleştirirse şaşırmamak lazım.