Medeni Yasa’nın 87 yılı -(TAMAMI)

Gazi Mustafa Kemal’in kitabını eliyle yazdığı Medeni Bilgiler ve bundan 87 yıl önce ilk Medeni Kanunu’nu çıkarması şimdiki kuşakların anlamakta güçlük çekecekleri muhteşem bir Atatürk devrimidir. Onun Türk kadınına erkekle eşit düzeyde yer vermesi sadece o gün için değil, bugün bile orasından burasından çekiştirilen yasalar yozlaştırılırken dikkatle gözlenmesi, korunması gereken önemli bir tarihi olaydır.

Bugün, dini bir simge olarak türbanın üniversitelere yerleşmesine tanık oluyoruz. Bu demektir ki: Kadın, bir kez daha erkekle eşit olmaktan çıkarılıyor.

Ne yazık ki; Meclis’teki kadın milletvekili sayısı parmakla sayılacak kadar azalacak. Bereket okumuş bilim kadınlarımızın çoğu üniversitelerde AKP iktidara gelene dek onurlu görevlerinin başındaydılar. Türban denilen ve hiçbir zaman bize ait olmayan “Velev ki dinsel simge olarak kabul edilse” de yargı kararlarıyla yasaklansa bile hem AKP’nin, hem de şimdi ki YCHP’nin ve de MHP’nin olmazsa olmaz tutkusu olarak devlet dairelerine dek girebiliyor.

Cumhurbaşkanı’nın himayesinde

Anayasa’nın 174. Maddesi ile koruma altına alınan Atatürk devrimlerinin hem ruhuna, hem giyim-kuşam devrimine aykırı biçimde yerlerde sürünen etekleriyle sıkma başlarıyla bizi giderek Suudileştiren bu kılık, hem Cumhurbaşkanı’nın, hem de Başbakan’ın himayesindedir. Yasaları uygulayan rektörler üniversitelerin kapısının önüne koyulmakta, mahkemelere verilmekte ve rektörden boşalan yerlerin, bütün çağdışılığı ile bu kadınlarımızı ikiye ayıran yeni sosyeteye kapıları ardına kadar açılmakta. 2013 yılında türbana o kadar yol verildi ki, Medeni Yasa, AİMH kararları, Anayasa Mahkemesi’nin hukuken içtihat kabul edilen kararları bile yolu kesemedi.

Sanılmakta ki; devrim hareketine karşı yeni bir 31 Martı anımsatan dönüşüme kimse karşı durmayacak, duramıyor?

87 yıl önce 17 Şubat 1926 günü, Türk Yurttaşlık Yasası kabul edilerek, Türk kadını; tüm insanlık ve yurttaşlık haklarına kavuşturulmuştu.

Erkeğin birden çok kadınla evlenebilmesi yerine “Tek eşlilik” ve “Resmi nikah” kadın haklarının güvencesi olmuştur. Erkeğin “Boş ol” demesiyle boşanma yerine Yargıç kararıyla “Boşanma”, kız ve erkek çocuklara “Eşit miras payı” gibi eşit haklar getirilmiştir. Sözün özü kadın erkekle eşit yurttaş olarak kabul edilmiştir.

...Medeni Kanun’un diğer bir önemi, Türkiye’de hukuk birliğini gerçekleştirmiş olmasıdır. Farklı dinlere, hatta mezheplere mensup insanlar için farklı kurallar uygulanıyordu. Yabancılar için “kapitülâsyonlar” denilen ayrıcalıklı kurallar geçerliydi. Cumhuriyet bu çok hukukluluk uygulamasına son verdi. Medeni Kanun’la Türkiye’de hukuk birliği benimsendi.

Tasarının gerekçesine, kurallarına ve hukuk birliğine uygulamada yer verilmediğine, kazanılmış yurttaşlık haklarının, dönüştürülerek anlamsız kılındığına tanık oluyoruz. İlk denemeler özel mahkemelerde aldı başını gidiyor.

ADD uyarıyor

Bir ülkede hukuk bölündü mü ne demokrasi kalıyor ne insan hakları ve adalete saygı. Bunun adı ise kaos.

Günümüzde özellikle kadın erkek eşitliği yalnızca söylemde kalıyor. Eğitim sisteminde tümden bir geri dönüş ve yıkım getiren 4+4+4’ün her kademesinde, yani her 4 yıldan sonra kızlar aileler tarafından çekilip alınabilecek, böylece Türkiye’de yüzde 31.7 olan çocuk gelinlerin oranı daha da artacak.

Isparta ilinin duyarlı ve Atatürkçülüğe bağlı örgütü tüm ulusa ve bize anımsatıyor ki: “Değerli kadınlar, hak ettikleri yerden bunca yıl sonra ne kadar geride?” Atatürk’ün tüm devrimlerinin hallaç pamuğu gibi atılmakta olduğu son 11 yıl... Bu günü coşkuyla kutlamak yerine, “Kadının yeri evidir! Ne demek kadının erkekle eşit olması” diyen bir zihniyet Türk ulusunu yeni yasaklarla dünyaya rezil ediyor.

10 yılda bakın neler yaptılar!