Mehmet Şimşek faizi neden arttıracak?

Aşağıda yeni kaybettiğimiz değerlerimizden Zafer Toprak’ın “Türkiye’de Milli İktisat” adlı kitabından bir alıntıyı okuyucumun dikkatine sunmak istiyorum:

Yukarıdaki gelişmelerin ışığı altında Babıali’nin kambiyo işlemlerini denetlemesi kaçınılmazdı. Çözüm olarak Osmanlı lirasının değerini korumak amacıyla Maliye Nezareti tarafından Kambiyo Muamelatı Merkez Komisyonu kurulacaktı. Bundan böyle, 1 Şubat 1917 gününden itibaren tarafsız ülkelerle kambiyo işlemlerini Kambiyo Muamelatı Merkez Komisyonu yürütecekti. Meskukat İdaresi (para basma) Müdürü ve Bank-ı Osmani Nazırı Ferid Bey, serbest kambiyo rejiminden ayrılışı şu gerekçelere bağlıyordu: “gerçi kambiyo kıymetleri arz ve talep kaide-i umumiyesine göre taayyün eder ise de memalik-i ecnebiyeye gönderilecek paralar o memleketten mübayaa ve celb edilen emtia bedelatının tesviyesi gibi muamelatı hakikiyye-i ticariyyeye müstenit olmayıp da sırf spekülasyon yani alaverecilikle yahut memleketten sermayeleri kaçırıp bir memleket-i ecnebiye müessesatına tevdi etmek maksadıyla mübeni ise sikke-i milliyenin sikke-i ecnebiyyeye mukabil olan kıymetini muhafaza için bu tür muamelatın men’i menafi-i umumiyye iktizasındandır.”

Ferid “Kambiyo Komisyonu”, İktisadiyyat Mecmuası, yıl 2, sayı 51, 5 Nisan 1333- Zafer Toprak-Türkiye’de Milli İktisat 1908-1918-İş Bankası Kültür Yayınları 1.basım Ağustos 2019 sy 194

ANTİ-EMPERYALİST PARA POLİTİKASI

Türkiye, 1980 yılından bu yana “özgürlük” adı altında emperyalist sistemin para birimlerinin Türk piyasalarında serbestçe ticari ve spekülatif işlemlere konu yapılarak, ekonomide istikrarsızlığı körüklediklerini görüyoruz ve yaşıyoruz.

Kontrollü kambiyo rejimi o kadar baskı altında dahi uygulanması zorunlu politika olarak tercih ediliyor.

Osmanlı ve Türkiye her emperyalizme karşı bayrak açtığında emperyalizmin para birimlerinin yurt içinde serbestçe ticaretini yasaklamıştır.

Aşağıda Birinci Dünya Savaşında Osmanlı içinde ekonomik istikrarı sağlamak için dönemin Kambiyo yetkililerinden Ferid Bey'in, Osmanlı devletinin “serbest kambiyo rejiminden” ayrılışı ile ilgili bir paragrafı görüyorsunuz.

Şu cümle gerekçeyi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor: “sikke-i milliyenin sikke-i ecnebiyyeye mukabil olan kıymetini muhafaza için.”

Daha sonraki yıllarda da, bir şekilde emperyalist para birimlerinin Türkiye’de tedavülünün serbest kalması sonucunda hükümetler “serbest kambiyo rejiminden” vazgeçerek “kontrollü kambiyo rejimine” geçmişlerdir.

SARMAL YENİDEN...

Geçen dönemde “Liralaşma” adı altında yürütülen kambiyo politikası, aslında mahcup bir “kontrollü kambiyo rejimi” uygulamasıdır. Ak Parti yeni ekonomi yönetimi bu politikadan dahi vazgeçecektir.

Ancak yakın zamanda göreceğiz, ilk uygulaması Osmanlı döneminde 1 Şubat 1917 tarihi itibarıyla yapılan “kontrollü kambiyo rejimi” Türkiye’de tekrar uygulamaya geçecektir.    

Yeni ekonomi yönetimi 22 Haziran’da yapılacak Para Politikası Kurulunda faiz artırımı yapacak. Her ne kadar Sn. Cumhurbaşkanı yaptığı tüm açıklamalarda yüksek faize karşı olduğunu söylese de, Mehmet Şimşek’i “kabullendiklerini” ifade ederek Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye hanım tarafından uygulanacak politikalara teslim olduklarını ifade ediyor.

Yabancıların İstanbul Menkul Kıymetler borsasından hisse alımına başladıkları haberleri gelmeye başladı.

Kısaca Türkiye Cumhurbaşkanımızın deyimiyle “faiz, kur, enflasyon kıskacına ya da sarmalına” tekrar girmektedir.

KANDIRMACADAN KURTULMAK

Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan çok büyük laflarla; “rasyonel zemin” “ana akım iktisat politikaları”, “normal iktisat politikaları”, “ortodoks iktisat politikaları” gibi süslü lafların ardına saklanarak yapacakları, Merkez Bankası'nın faiz oranını yükselterek ve döviz kurunu sabit tutarak Londra tefecilerinin bir lütuf gibi bize sundukları kirli paralarının üzerine Türkiye’nin tasarruflarını aktaracaklardır.

Türkiye üretilen değerlerini kanlı emperyalist Atlantik sistemi damarlarına kan olarak akıtacaktır.

Türkiye bu kanlı kandırmacadan bir an önce kurtulmalıdır.

Türkiye bu kanlı kandırmacadan çok çabuk kurtulacaktır.

Türkiye girdiği yoldan çıkmayacaktır.

Türkiye en kısa zamanda Asya’daki başı dik yerini alacaktır.