Mehmet Şimşek moral veriyor

Ekonominin patronu Mehmet Şimşek’in, ekonomi ile ilgili önceki gün yaptığı açıklamalar moral verici. Ekonomiyi yöneten birinin elbette ‘yandık, bittik’ demesi mümkün değil. Umut vermesi ve kararlılık beyan etmesi doğru yaklaşım. Ama tahminlerin gerçekçi olup olmamasını değerlendirmek de bizlere düşüyor. Maalesef iyi niyetinden ve teknik kapasitesinden kuşku duymadığımız Şimşek’in değerlendirmelerine katılamıyoruz.

ENFLASYON DÜŞMEZ

MŞ şunu diyor: “Geçen sene hammadde fiyatları yüzde 30 artmış. Buradan kaynaklı enflasyon şoku yaşadık. Aralıktan itibaren aşağı yönlü trende girdi. Bu yılın sonu itibarıyla tek haneye inecek. Enflasyonun tek haneye inme ihtimalini yüksek görüyorum. Yılın ilk çeyreğinde inecek hafif belki tekrar yükselecek ama yeniden düşecek.”
Enflasyonun inmeyeceğine dair tahminimizi şu kabullere dayandırıyoruz:
1-Döviz kurlarındaki yüksek perdede dalgalanma devam edecek ve kurların fiyatlara yansımasını 2018’de daha şiddetli hissedeceğiz.
2-Petrol fiyatları beklenen düşüşleri yaşamaz. 40 dolarların altına inmesi zor.
3-Gıda fiyatlarında yükselişin sürmesi ayan beyan ortada.
4-Kısmen savaş ekonomisi içindeyiz. Bunun yansımaları fiyatlara da olacak.

HAREKATIN ETKİSİ İLERİDE YAŞANACAK

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Zeytin Dalı Harekatı’nın piyasalara yansımasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Etki sınırlı olacak demiştim şu ana kadar da öyle. Harekat başladıktan sonra dünyada enflasyon endişeleri küresel piyasalarda fiyatlandı. Türkiye göreceli olarak daha iyi bir performans gösterdi. Kur nisbeten istikrarlı. Faizlerde dünyada yükseliş trendi var. Dünyadan kopuk Türkiye’nin kötü performansı yok. Olup bitenleri harekatla ilişkilendirmek doğru olmaz. Harekat reel ve piyasa anlamında etkisi sınırlı olmuştur. Piyasalara etkisinin göreceli olarak son derece sınırlı olacağına inanıyorum. Türkiye’nin terör tehdidine karşı bir operasyon olduğu algısı hakim. Tek endişe ABD ile Türkiye karşı karşıya kalır mı? Bu yönde sorular alıyoruz dönem dönem. Terör konusu Türkiye’nin istikrarına, birliğine beraberliğine tehdittir. Biz müttefiklerimizi yanımızda görmek istiyoruz.”
Bu tespite de katılmak mümkün değil. Afrin’de resmen bir savaş var. ABD ile Türkiye karşı karşıya. Nereye gideceği, ne gibi bedeller yaratacağı belirsiz. Sürekli mermi harcıyoruz. Bu nedenle savaşta olan bir ülkenin ekonomisi öyle böyle yorulur. Bu açıdan baktığımızda savaşın hele uzun sürmesi halinde ekonomin etkilenmemesi mümkün değil.
Etkileri şu olacaktır:
1-Döviz kurları yükselecek ve dalgalanma devam edecektir.
2-Fiyatlara olumsuz etkisi olacaktır. Çünkü savaşın getirdiği tedirginlik piyasalarda mal hareketini de yavaşlattı. Bu da arz-talep dengesini bozuyor.
3-Moral motivasyonu açısından ticari ve yatırım kararları erteleniyor.
4-Savaşın maliyetinin artması ekonominin maliyetinin artması demektir.

EĞLENCELERİMİZİ SINIRLANDIRMALIYIZ

Ülke savaşta iken vur patlasın çal oynasın türden eğlenceleri kısmak gerekiyor. Gencecik canlar bizim için şehit olurken bizim umursamaz biçimde eğlence içinde olmamız onlara ve ailelerine büyük vefasızlıktır.
Bunu söylerken 2. Dünya Savaşı’nda Viyana’da her gece baloların olduğunu ve valslerin yapıldığını kendi eğlencelerimizin gerekçesi yapmamalıyız.
Biz Türk milleti olarak başka bir milletiz. Bizim hassasiyetlerimiz yabancılarla karşılaştırılamaz.
Elbette hayat devam ediyor. Ülke olarak moralimizi yüksek tutmalıyız. Ama çılgınca eğlenceler bize yakışmıyor.

İNŞAAT SEKTÖRÜ PATLADI PATLAYACAK

İnşaat ve gayrimenkul sektöründe ciddi bir tıkanma söz konusu. Satılmayan ve kiraya verilemeyen konutta ciddi biçimde stok birikti.
Konut kredi faizleri eski cazibesinde değil. İnşaat firmaları borç batağında. Kredi ile dönen projelerde duvara toslanması an meselesi.
Bu tıkanmayı aşacak çözümleri hükümetin getirmesi gerekiyor.
Bizim önerilerimiz:
1-Konut kredi faizlerini düşürmek. Piyasa faizi ile kredi faizi farkını bir Hazine Tek Hesabından karşılamak veya bir kısmına devlet katkısı uygulamak.
2-KGF destekli kredileri inşaat firmalarına hakediş biçimde vermek ve projelerin geleceğini kontrol altına almak.
3-Konut satışlarındaki harç oranını yüzde 4’ten yüzde 2’ye düşürmek.
4-Tüm konut satışlarında 31.12.2019 tarihine kadar KDV oranını yüzde 1 olarak uygulamak.
5-Konut satışlarından doğan vergileri 2 yıl ertelemek.