Melezlik ki en çok yakışandır bize

Onur Ünlü’nün son filmi “İtirazım Var”ın en sevilesi tarafı, toplumca ihtiyaç duyduğumuz kültürel melezlikleri barındırması.

Uhrevi olanla dünyevi olan, eskiyle yeni, kadınla erkek, yerliyle küresel, modernle geleneksel, elitle arabesk korkusuzca yan yana gelip pervasızca melezleşiyor film boyunca.

Fatih ile Kadıköy’ün karışımı bir semt düşünün; “İtirazım Var” işte biraz öyle bir film.

Bir de şöyle bir film: Bugün toplumca melezleşmeye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor.

Bugün hızla kutuplaşan bir Türkiye’de yaşıyoruz. “Mahalleler” arasındaki duvarlar gitgide yükseliyor.

Her mahalle kendi paralel evreninde, diğerleriyle mümkün olduğunca az temas ederek yaşayıp gidiyor.

Böyle oluyor çünkü siyaset bezirgânları böyle istiyor. Kutuplaşmadan belki bize ekmek yok ama onlara kesinlikle var.

Bezirgânıyla, köşe yazıcısıyla, yancısıyla siyaset büyük bir gemi. Yakıtı ise toplumsal kutuplaşma.

Toplumun kalın duvarlarla kompartımanlara ayrılması. Laik-İslamcı, Türk-Kürt, Alevi-Sünni falan diye...

Böyle olacak ki her mahalle diğerlerinin korkusundan kendi siyasetçisini desteklesin, değil mi ama?

Böyle olacak ki, hayattaki tek gerçek ayrımın zenginle gariban arasındaki olduğunu, diğer tüm ayrımların bu gerçeği unutturmak amacıyla, sonradan uydurulduğunu unutalım.

Sanatla siyasetin yolları da burada ayrılıyor zaten. Sanatın amacı bize gönül bağlarımızı hatırlatmak.

Hele en acil ihtiyacı kültürel melezleşme olan ülkemizde, mahalleler arasndaki o suni duvarları yıkmak.

İnsanların birbirinin halinden anlamasını sağlayarak. Onları birbirleri hakkındaki klişe önyargılardan kurtarmak.

İşte Onur Ünlü sineması, bilerek ya da bilmeyerek, en başından beri böyle hayırlara vesile oluyor. “İtirazım Var” da bu zincirin son ve çok eğlenceli bir halkası.

Aynı tavrı, sinemacı ve şair olarak uzun zaman parçası olduğu “Afili Filintalar” sanatçılarında görmek de mümkün. Murat Menteş’ten Alper Canıgüz’e, Emrah Serbes’ten Hakan Bıçakcı’ya...

Tüm mahallelere aynı anda şu anonsu yapıyorlar sanki: “Sandığınız kadar farklı değilsiniz kardeşler. Umutlarınız, korkularınız, hasretleriniz, pişmanlıklarınız aynı...”

Melezleşen zenginleşir. En güzel çocuklar melezleşmeden doğar. Melezlik ki en çok yakışandır bize.