Memur Kemal neden sahnede?-(TAMAMI)

CHP Kurultayı yaklaştı. Yeni CHP ekibi ve parti içi muhalefet hareketli. Av. Cemil Can CHP’de olup bitenleri son derece tatlı anlatmış. İşte Cemil Can’ın yazısı.

“Üç yıl önce Baykal’dan istenip alınamayanı, bugün Kılıçdaroğlu “gönüllü” olarak vermek üzere yola çıkartıldı. Üstelik o zaman, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Meclis’i açış konuşmasındaki “Sorunu biz çözmezsek gelir başkaları çözer” şeklindeki “tehdit” dolu sözlerini de sahiplenerek. Memur Kemal, altından kalkamayacağı kesin olan bu rol için, soyunup sahneye neden çıktı?...

Gandi Kemal daha ilk gün duvara tosladı. Elindeki program oldukça sıkıcı. 1. maddesinde Bahçeli’ye yalvarmak var; 2. maddesi Erdoğan’a yakarmakla sınırlı!.. Gerisini kendi de bilmiyor, gizliymiş!..

Memur Kemal, 1.’sinden yaklaşık 3 yıl sonra, bu defa açıkça “tehlikeyi” de göstererek şöyle demiş: “İşin tehlikesi şu: Eğer bu sorunu TBMM’de, bu ülkenin milletvekilleri, genel başkanları, siyasi partileri çözmezse; çözüm için başka mahfiller devreye girer.” Baykal’ın “Kaset Komplosu” ile genel başkanlıktan düşürülmesinin bir nedeni vardı herhalde. Benim gibi müzmin baykal muhaliflerini tatmin etmek için değildi. “Kürt Sorunu” konusunda izlediği tutarlı siyasi duruş, Baykal’ın siyasetteki sonu oldu.

Baykal, yukarıdaki sözleri nedeniyle, Abdullah Gül’ü, 1. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı’nın sorunlarını çözmeyi düşman devletlere bırakan Damat Ferit’e benzetmişti. Memur Kemal, Gül’ün o günkü rolünü çalmakla, Damat Ferit’i bile yaya bıraktı! Bize ait bir sorunu, biz çözmediğimiz için başka mahfiller çözebiliyorsa, o oyunda bize, konu mankeni olmaktan öte, başka bir rol verilmemiştir. Bizim çözümümüz, o mahfillerin istediği şekilde olacak ki, kabul edilsin. Aksi halde “mahfiller” kendi çözümlerini dayatırlar... Ayı ile yatağa girmenin böyle sonuçları vardır!..

Kılıçdaroğlu’nun söylediği özetle şudur: Gelin bu sorunu ABD ve AB’nin de isteğine göre biz çözelim... Böylece çözümün sahibi de biz görünmüş oluruz!..Belki Türk halkını bir süre daha kandırmaya devam edebiliriz. İktidarıyla ve muhalefetiyle, işgal kuvvetlerinin elinde kukla olmadığımızı anlatmış oluruz!.. Projenin müellifine göre beklenti; bu fikre bütün partilerin balıklama atlayacağıydı. Ne olduysa, MHP masaya hiç yanaşmadı. Leyla Zana da araya girip de; “Ben Tayyip Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna dair inancımı asla yitirmedim” deyince BDP’lilerin ve Kılıçdaroğlu’nun fiyakası fena halde bozuldu... Kılıçdaroğlu kendi kalesine attığı gol ile kaldı! Kemal Bey’in sabah akşam MHP’yi ikna etmek üzere yalvarması ve Başbakan’dan, bu iş bitene kadar azarlayıcı üslup kullanmaması için ricacı olmasının bu yüzden olsa gerek.

Elin aklı ile gerdeğe girenin başına daha ne işler gelir! “Akil adamlar”a peşinen teslim olan Y-CHP, kendine olan güvensizliği ile birlikte akılsızlığını da bu sözleri ile itiraf etmiş oluyor...

Bizimki sanki yeni bir “buluş” yapmış gibi planını gizli tutuyor.  Bir plan varsa, partinin yetkili organlarında tartışılmadığı da kesindir. Zira CHP’nin resmi görüşünü Baykal, 3 yıl önce, 3 raporla birlikte Başbakan’a iletmişti. Kurultay onayına sunulmadığına göre, Kılıçdaroğlu’nun kamuoyundan gizlediği planı, acaba kimler yazmış?..

“Hükümetin taşımayı bir daha göze alamadığı Habur’da fitili ateşlenmiş bombayı şimdi Kılıçdaroğlu’nun sırtına yüklemişler.. Plan başarıyla sonuçlanırsa, bu hükümetin başarısı olacak. Başarısızlık ise, Y-CHP’ye fatura edilecek. Dünyanın hiç bir yerinde, iktidarın başarısızlığı muhalefetin hanesine yazılmaz. Bu gidişle CHP, elbette ki, sittin sene iktidara gelemez!..

Baykal diyor ki: “Kemal Bey’i oraya getirdiler. Getirenler belli. O da görevini yapıyor.”

Hiç kuşku yok ki; kestaneleri ikinci defa ateşten el ile toplama görevi, Kılıçdaroğlu’na verilmiştir.” Avukat-Cemil Can