Mendeleyev’in periyodik tablosu!

Suriye’nin Han Şeyhun kentindeki kimyasal saldırı dünyanın gündeminden inecek gibi görünmüyor... Emperyalist Batı, İsrail ve Türkiye’yi de peşine takarak bilimsel bir araştırmanın önünü kesmek için her yola başvuruyor. Diğer taraftan gerçeği arayanlar olayı verilere ve olgulara dayanarak analiz etmenin yollarını arıyor... Mücadele giderek kızışıyor. Hiçbir delile dayanmadan tek taraflı bir hikâye dayatanlar giderek köşeye sıkışıyor.

KİMYASAL SİLAHLARI YASAKLAMA ÖRGÜTÜ (OPCW)

Merkezi Lahey’de olan bir örgüt var: Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü! (Organizationforthe Prohibition of Chemical Weapons, OPCW) Örgütün başında bir Türk var: Büyükelçi Ahmet Üzümcü! OPCW, daha başında kestirip attı: “Sarin ya da benzeri bir gaz kullanıldı!”

İşte bu iddia Rusya ve Çin’de infial uyandırdı. Her iki ülkedeki NBC (Nükleer, biyolojikve kimyasal harp) uzmanları şu sorularla OPCW’ye yükleniyorlar:

Han Şeyhun’da OPCW uzmanı yoktu. Böyle bir sonuca nasıl ulaştınız? Sarin gazı numunelerini kimden aldınız? Bu tür incelemelerde standart usuller vardır. Bu ise zaman alan bir işlemdir. Örnek de veriyorlar. 2013 yılında Halep’te Mustard gazı kullanıldı. İnceleme çok uzun sürdü. OPCW aylarca hiçbir açıklama yapamadı! Şimdi nasıl oluyor da jet hızıyla raporlar döşüyor?

Eğer bu bilgileri Beyaz Kasklılar’dan (White Helmet) aldılarsa, ortada yine gariplikler var! Sarin gazı herkesi olumsuz olarak etkiler; hiçbir insan bundan bağışık değildir. Acaba Beyaz Kasklılar adı verilen şarlatanlar nasıl oldu da koruyucu melbusat giymeden kimyasal olarak kirlenmiş sahaya girdiler?Bu durumu Ahmet Üzümcü nasıl izah ediyor? Makul ve mantıklı bir açıklama yapılması gerekmiyor mu?

Acaba Ahmet Üzümcü, Mendeleyev’in pabucunu dama atıp yeni bir kimyasal periyodik tablo mu hazırladı? Bilindiği üzere Dimitri İvanoviç Mendeleyev (1830-1895) periyodik tabloyu bulan ünlü Rus kimyager ve kâşiftir. Evrendeki elementlerin atomlarındaki proton sayısı birbirinden farklıdır. Diğer bir ifade ile her elementin proton sayısı o elementin atomuna özgüdür. İşte bu ana fikir üzerinden keşfedilen periyodik tablo, bilinen tüm elementleri bir düzene koyan ve incelemeyi kolaylaştıran bir sistemdir. Mendeleyev 1869 yılında bu tabloyu insanlığın hizmetine sunmuştur.

Yeni bir periyodik tablo nüktesi ile OPCW’nin akıl ve bilim dışına çıktığı vurgulanmaktadır. Rusya bu uluslararası kuruluşu, siyasi mülahazaların bütünüyle dışında tarafsız ve bilime dayalı bir inceleme yapmaya davet etmektedir.

RUSYA-ÇİN YAKINLAŞMASI

Rusya’nın Trump konusunda aşırı beklentiler içine girmesi Avrasya blokunda bazı tereddütler oluşturmuştu. Ama Avrupa-Atlantik yapının Baltık havzası, Doğu Avrupa ve Karadeniz’deki askeri varlığını genişletme çabaları aralıksız devam etti. Hedefin Rusya olduğu açıktı! Güney Çin Denizi’ne yönelik söylemler, Kuzey Kore gerilimi ve Tomahawk füzeleri ile maskeli balo bitti. Eskilerin deyimiyle herkes aslına rücu etti. Küresel jeopolitik denklemin doğasına aykırı girişimlerin işe yaramayacağını hayat öğretti.

Putin 14-15 Mayıs’ta Çin’de yapılacak, “Bir Yol Bir Kuşak” liderler zirvesine onur konuğu olarak davet edildi. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, “Rusya’ya savunma ve ekonomi alanı da dâhil her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını” bildirdi.

TÜRKİYE’YE YÖNELİK YANSIMALAR

Küresel düzeyde Çin ve Rusya yakınlaşması her hal ve şartta Türkiye’nin lehinedir. Rusya ya da Çin’den birisinin ABD’ye yaklaşması, ABD’nin önünü açarken, Türkiye’nin manevra alanını sınırlar. İşte Menbiç! Rusya ile ABD’nin doğru ya da yanlış anlaştığı yönündeki algı bile Menbiç yolunu kapattı! Türkiye ancak Avrasya’da güvenilir dostlar edinerek ABD’nin doyumsuz arzularına set çekebilir. İngiltere, Fransa ve Almanya ile ABD’ye meze bile olamaz!

Türkiye sarin gazı konusundaki görüşünü sağlam temellere dayandırmalıdır. İddia sahipleri tepeden tırnağa şaibelidir. Irak’a müdahale gerekçeleri insanlığın yüz kızartıcı suçları arasında yerini almıştır. Yerin yedi kat dibine gömülseler bile gerçeklerin gün yüzüne çıkma gibi kötü (!) bir alışkanlığı vardır. O gün geldiğinde, hem komşumuza hem de insanlığa karşı mahcup olmayalım!