Meral Akşener’in NATO sevgisi

Akşener Partisi’nin programı ABD’ye göz kırpıyor, el sallıyor, ‘Hazırız!’ diyor.
Ümit Özdağ, partinin amacını 13 Ağustos 2017’de “Türkiye Batı bloğunda kalmalı” diyerek ilan etmişti. ‘Batıcıyız!’ beyanından sonra NATO’culuk programla birlikte açıklandı.
Peki Batıcı olunca ne mi oluyor:
Türkiye PKK’ya bakınca ABD’yi görüyor. Akşener ise PKK’yı silahlandıran ABD’yi müttefik ilan ediyor. (Program taslağı s.129)
FETÖ’nün altını kazdıkça karşımıza NATO çıkıyor, Akşener ise NATO’yu ‘Savunma politikasındaki en üst şemsiye olarak’ niteliyor. (s.134)
Türkiye, NATO’da görevli kaçak FETÖ’cüleri yakalamaya çalışıyor, Akşener ise ‘NATO’yla milli stratejiler’ mümkün diyerek perdeleme yapıyor (s.134)
Türkiye, Suriye, İran ve Irak, ABD bölücülüğüne karşı kapsamlı askeri önlemler planlıyor, Akşener ise ‘ABD’yle Ortadoğu politikaları geliştirmeyi’ öneriyor (s.129)
Mehmetçik PKK terörüne karşı tarihi başarılar kazanıyor, Akşener ise ‘baskıcı, dayatmacı ve geleneksel güvenlikçi uygulamalar’ çözüm değil ‘sivil siyasetle konuşalım’ önerisiyle HDP’yi işaret ediyor. (s.24)
Demek ki ABD dış politikasının belirlenmesinde etkili olan Foreign Policy’nin, güzellemeler yaparak Tayyip Erdoğan’ın yerine Meral Akşener’i işaret etmesi boşuna değilmiş.
Türkiye’nin bugün en önemli ülküsü, bağımsızlığı ve birliği için bölge ülkeleriyle birlikte ABD tehditlerini bertaraf etmektir. Bu ülküyü esas almayan, milliyetçi değil NATOsever olur.