Merkez Bankası faiz indirecek mi?

Mart enflasyon rakamları ile ABD Mart istihdam verisi açıklanmadan önce Nisan ayında TCMB’nin artık faiz indirimine gideceği beklentisi oluşmaya başlamıştı. Ali Babacan da Meclis’teki konuşmasında faiz indirim beklentisini dile getirmişti. Ama Mart ayı enflasyon rakamı beklentilerin üstünde gerçekleşince faiz indirimi ile ilgili görüşler değişecek gibi. 

ABD İSTİHDAM VERİSİ 

ABD Mart istihdam verisi 245 bin olan beklentilerin oldukça altında açıklandı. Tarım dışı Mart ayında 126 bin istihdam Aralık 2013’den beri en zayıf artış demek. Bunun yanında işsizlik oranı beklentilere uygun olarak yüzde 5,5 olarak gerçekleşti. 

Fed faiz artırım kararını etkileyen en önemli ölçülerden biri ortalama saat ücretleri. Bu ücret Mart ayında 0,07 dolar arttı. Yıllık artış yüzde 2,1 oldu. 

İstihdam verisinin beklentilerin altında kalması, Fed’in faiz artırım kararı almasını geciktirecek bir durum olarak görülüyor. Bunun yanında ABD’nin Hazine garantili tahvil faizlerinin düşmesi de demek. Fed’in faiz artırımını ne kadar ötelerse Euro/Dolar paritesi Euro lehine değişiyor. Nitekim bu verinin açıklanmasından hemen sonra parite 1,1’e yaklaştı. 

ABD VERİSİNİN BİZE ETKİSİ 

ABD istihdam verisinin düşük kalmasının sonuçları bizim ekonomimize hep olumlu etki yapıyor. Fed faiz artırım beklentisi azaldıkça kur baskısı ortadan kalkıyor. Enflasyon oranı olumlu etkileniyor. Mart ayı enflasyon oranının artmasına rağmen Fed faiz artırımını geciktireceği beklentisi Merkez Bankası’nın elini güçlendirecek gibi kabul eden analistler bu nedenle MB’nın Nisan ayında faiz indirimine gideceğini bekliyorlar. 

ENFLASYON ARTTI AMA! 

ABD istihdam verisi iyi ama Mart enflasyonu da beklentilerin üstünde çıktı.Bunun da faiz indirimi için engel olacağını söylemek mümkün.TÜFE olumsuz hava koşullarına bağlı olarak arttığı söylenen gıda fiyatları nedeniyle Mart ayında yüzde 1,19 arttı.Yıllık TÜFE Şubat ayında yüzde 7,55 iken Mart ayında yüzde 7,61 oldu. 

Enflasyon oranı artış gösterince Merkez Bankası faiz indirimine gitmez.Bunun gerekçelerini ekonomistler şöyle sıralıyor: 

Merkez Bankası’nın faiz indirmesi için ABD verilerinden ziyade bizim enflasyon oranında azalma olması gerekir. 

TL dolar karşısında değerlenmeye tüm olumlu havaya rağmen devam eder.Geçici düşüşler önemli değildir. Dolar oynak oldukça MB faiz indirimi yaparken çok düşünecektir. 

MB Mart ayı toplantısında faiz indirim için enflasyon görünümündeki iyileşmeye göre hareket edeceğini açıklamıştı. 

FAİZ İNDİRİMİ SİHİRLİ DEĞNEK Mİ? 

Faiz inince piyasalar birdenbire canlanacak. İşadamı hemen kredi alıp yatırım yapacak. Satılmayan konutlar ertesi gün kapış kapış gidecek. Dolu olan AVM’ler daha da dolacak. Siyasiler ve bazı ekonomistler bunu bekliyor. Hiç de öyle değil. Faizlerin inmesi bir göstergedir. Ertesi gün yatırım ve tüketim kararlarına etki etmez. Hele seçim öncesi hiçbir yatırımcı 8 Haziran’ı görmeden faiz indi, diye yatırıma girişmez. Konut alım kararları da 8 Haziran’a ertelenir. 

7 HAZİRAN DÖNÜM NOKTASI 

Ülkemiz vatandaşı yıllardır ekonomik göstergelerin analizi ile gerçeklerden uzaklaştırıldı. Bakın, ABD Mart istihdam verisi beklentilerin altında geldi, diye dolar düştü ve analizler buna göre yapıldı Nisan ayında bu veri beklentiler doğrultusunda gerçekleşsin, farklı analiz yapılacak. Oysa ekonomimizin yapısal sorunları var. Sanayileşemiyoruz. Katma değer yaratamıyoruz. 7 Haziran’da yapısal sorunları çözecek siyasi partilerin iktidara gelmesi lazım. AKP ülkeyi oldukça yordu. Bu nedenle halkımıza 7 Haziran’da tarihsel bir sorumluluk düşüyor...