Merkez Bankası faizleri neden indirmedi?
Ülkemiz ekonomik sıkışma içinde. Büyüme düşüyor ama enflasyon düşmüyor. Bu da büyümeyi sağlayan özel harcamalardaki düşüşü işaret ediyor. Eğer büyümeyi yükseltmek için harcamaları artırırsak enflasyon azacak. Enflasyonu düşürmek için büyümenin daha da küçülmesine gitsek resesyon tehlikesi var. İki tarafı da pis değnek.
Böyle bir ekonomik sıkışma devresinde Merkez Bankası (MB) faizlerde indirime gitmedi. Siyasi baskıya rağmen faizlerde indirimi göze alamadı.
1-Bir kere eski döviz girişleri tarih oldu. Döviz bol bol gelmiyor artık
2-Amerika piyasadan dolarları çekiyor. FED alım kısıtlamasının son dilimine geldi.
3-Kurlardaki artış bir istikrara kavuştu. Bundan da döviz borçluları korkarak dövize yöneldiler
4-Kurlardaki artış ve mevduat faizindeki düşüş dövize talebi artırmış durumda
5-Enflasyon düşmüyor. Gıda fiyatlarındaki artışa MB dikkat çekti. Her ne kadar emtia fiyatlarındaki düşüş enflasyonun düşme eğilimi için iyi bulunduysa enflasyon düşmemekte kararlı.
6-Çevremizde olanlar, IŞİD belası, savaşa girme olasıllığı, Kürt sorunu, Irak pazarının Türkiye açısından kapanması gibi jeopolitik olaylar dövizin piyasada bollaşmasını engelliyor. Hele Türk askeri Suriye’ye girip IŞİD ile savaşmaya başlarsa döviz likiditesi ciddi bir daralma yaşayacak.
Bütün bu sebepler MB’nın faizleri indirmeyerek sıkı duruşa devam etmek istediğini gösteriyor.
HAZİRAN’DAN BERİ FAİZ SABİT
Politika faizi 21 Ocak 2014’de yüzde 4.50, Mayıs’a kadar yüzde 10, Mayıs’ta yüzde 9.50, Haziran’da 8.75, Temmuz, Ağustos, Eylül’de yüzde 8.25
MB NE YAPABİLİR?
1- Hemen günlük döviz satım ihalesi miktarını 10 milyon dolardan 40 milyon dolara çıkardı. Piyasaya daha fazla dolar vermek istiyor. Bu yolla likidite nedeniyle kurlara olan baskıyı azaltmak istiyor.
2- Zorunlu karşılıklara faiz vermek
3- Zorunlu karşılıklarda değişikliğe gitmek
4- Sıkı duruşa devam etmek
EKONOMİYİ YÖNETENLER ZOR DURUMDA
Ekonomiyi yönetenler eski keyifli günleri arıyor. Oluk oluk gelen sıcak para suyunu çekti. Ali Babacan yapısal reformlardan söz etmeye başladı. MB korkuyor; sıkı durmak istiyor. Maliye Torba Yasa’dan medet umuyor. Bütçe açığını buradan gelecek paralarla kapatacağını hedefliyor. Ekonomi Bakanı faiz indirimi olmadığı için mutsuz. Cumhurbaşkanı zikzaklar çizerek Türkiye’yi büyük tehlikelere sürüklüyor. Kırılgan beşlinin en başındaki Türkiye’ye uyarı üstüne uyarı yapılıyor.
HAYRET Kİ HAYRET!
Bütün bunlar olurken medarıiftiharımız Muhtar Kent bakın ne söylüyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan büyümenin temellerinin atılmasını sağlayan ekonomik reformları gerçekleştirdi.Türkiye bugün dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip. Yenilikçi girişimcilerin ülkeyi tekstil ve giyim gibi geleneksel olarak güçlü olduğu alanların dışındaki birçok sektöre taşıdı.”
Deniz Gökçe’ de FED faiz artırımı için telaş etmeyin panik yapmayın diyerek ekonominin rayında olduğuna bizi inandırmaya çalışıyor.
BİRÇOK KİŞİ TEHLİKENİN FARKINDA!
Geçmiş yıllarda ekonomiyi öve öve bitap düşenler şimdi sanayi üretimine dönülmeli diyorlar. Allah ne büyük! Yıllardır bu böyle gitmez, dedik. Bizi dünyadan kopuk ilan ettiler. Şimdi başta ekonominin patronu Ali Babacan olmak üzere sanayi üretimini ve sıcak para ile finanse edilen ekonomik yapıdan vazgeçmenin gerekli olduğunu dillendiriyorlar.
BUNLAR OLUYOR AMA CHP TIS!
Bu kadar önemli ekonomik olaylar oluyor. Ama CHP’den tık yok. Oysa ortalığı sallaması lazım. Bu saptamayı söylemekten biz bıktık. Ama CHP susmaktan ve eylemsizlikten yorulmadı... MHP’den de bir haykırış yok.. Seçimlere de 9 ay kaldı. Ne yapacağız şaşırdık kaldık... CHP temel çizgisine dönmeli! MHP heyecan yaratmalı... İşçi Partisi bir çekim alanına oturmalı... Ülkeyi çağdaş ve gerçek kalkınma modeli ile yönetecek partiler güç birliği yapmalı... Gençler akıl verin bize...