Mesut Özil neden istenileni veremiyor?

FENERBAHÇE takımı saha içinde topla ilişkisi iyi olan oyuncularla değil fizik kapasitesi güçlü olan futbolcularla puan toplayabilecek bir kadroya sahip. Göze hoş gelen bir futbol oynayamıyor ama maçın başlangıç düdüğünden bittiği ana kadar da koşmaktan asla vazgeçmiyor.

Vitor Pereira elindeki kadroyu iyi analiz etmiş. Kendisine verilen kadronun teknik kapasitesi yeterli oyunculardan kurulu olmadığını gördüğü andan itibaren, rakibi oynatmamayı düşünüp top rakibin ayağındayken takım halinde baskı kurmayı ön plana almış. Alan daraltarak bir an önce topu kapmaya çalışan bir anlayışı takıma yerleştirmiş. Bu oyun anlayışında da oldukça başarılı ama ne yazık ki sergilenen bu oyun onu şampiyonluğa götüremez.

Mesut Özil, teknik kapasitesi ve futbol zekasıyla dünyada sivrilen bir oyuncuydu. Real Madrid ve Alman Milli Takımında oynarken dünyanın sayılı futbolcularından biriydi. Takım arkadaşları topu kazandıkları zaman Mesut'u ararlar ve topla buluşan Mesut Özil de defans arkasına koşu yapan arkadaşlarını topla buluşturarak asist kralı olurdu. Mesut ikili mücadeleyi hiç sevmezdi. Gol atmaktan daha çok arkadaşlarına gol pası vermeyi severdi. O zamandan bu zamana Mesut Özil için değişen bir şey olmadı. Rakiple girdiği ikili mücadeleleri kazandığını gören varsa el kaldırsın derdim ama Fenerbahçe takımında koşuyor, top kazanmaya çalışıyor ve şaşırtıcı bir derecede az da olsa top bile kazanıyor. Ama ne yazık ki onu Mesut Özil yapan özelliklerini gösterecek futbol ortamını bir türlü bulamıyor.

SIRADANLAŞTI...

Dünya futbolunun sayılı on numaralarından biri olan Mesut Özil Fenerbahçe takımında sıradan bir futbolcu oldu. Oyuna sonradan giriyor, dakikalar altmışı gösterdiğinde oyundan çıkacağım gerilimini yaşıyor ve derken oyuncu değişikliği işaretiyle beraber saha kenarına mahcup bir vaziyette geliyor. Suçlu gibi. Bu durum, Mesut Özil gibi dünya çapında kendini ispatlamış bir futbolcu da olsan büyük bir öz güven kaybı demek. Bu yüzden bir, iki, üç derken, sonunda dayanamadı ve Antwerp maçında dakikalar 65'i gösterdiğinde yine oyundan alınınca, yedek kulübesi önünde su şişelerini tekmeleyerek duruma isyan etti.

Mesut Özil İspanya'nın Real Madrid takımından rekor bir ücretle İngiltere Premier Lig takımı Arsenal'e transfer olduğu sezon arka arkaya 7 gol asisti yaparak Premier Lig rekoru kırdı. Bir sezon boyunca 19 asist yaparak Thierry Henry'nin 20 asist yaptığı rekoru da neredeyse kırıyordu ama Fenerbahçe takımındaki görüntüsü içler acısı. Real Madrid’de Ronaldo, Karim Benzema ve Arsenal'de de Alexis Sanchez gibi aralara çok iyi koşular yapan oyunculara eşlik eden diğer takım arkadaşları da olunca, doğal olarak Mesut Özil kendisinden beklenen verimi verdi ama Fenerbahçe takımında olduğu gibi yanına bile doğru dürüst pas veremeyen; defans arkasına ve boş alanlara yaratıcı koşular yapmayan oyuncular olunca Özil ne yapsın?

PEREIRA BİR BAKIMA HAKLI...

“Vitor Pereira Mesut Özil'i oyundan çıkarmakta ya da zaman zaman oynatmamakta haklı mı o zaman” derseniz, adam bir bakıma haklı, çünkü bu oyunculardan kurulan Fenerbahçe’nin koşarak daha fazla puan toplayacağı bir gerçek. Sonuçta hoca da kendini düşünüyor. Takımda teknik kapasitesi güçlü üç oyuncu var; Jose Sosa, Mesut Özil ve Enner Valencia... Özil ve Sosa ile oyuna başlasa rakip defans arkasına koşu yapacak ofansif anlayışı gelişmiş, teknik ve taktiksel açıdan donanımlı oyuncuları yok.

İdmanlarda oyuncularla her dakika beraber olup saha performanslarını gördüğü için “şu oynasın, bu oynasın” demek doğru değil ama saha içine girip antrenmanları seyretme şansım olmadığı için, köşe yazarı olarak düşünce üretmekte de haksız sayılmam. O yüzden demem o ki; Vitor Pereira, üçlü defans anlayışından vazgeçse ve Ferdi Kadıoğlu ile Osayi Samuel’in üzerinden o yükü alıp, iki merkez defans ve tek ön libero ile oyuna başlayıp, defansın kenarındaki oyuncuların hücuma katkısıyla beraber oyuna zenginlik katsa, nasıl olur acaba? Belki de baskı kurarken oyun boyunca koşmaktan perişan olan Ferdi Kadıoğlu ve Osayi Samuel skor anlamında çok daha verimli olur, Mesut Özil'den de yeteri kadar verim alınır. Yoksa rakibe baskıda bulunarak, ikili mücadele kazanması bekleniyorsa yazık olmuş Fenerbahçe'nin parasına ve memleketim diyerek ülkesine gelen Devrekli Mesut'a...