Milletimize karşı psikolojik harekat

Türk Milletine yönelik çok büyük ve sürekli bir psikolojik harekat yürütülüyor. Yürüten kim? ABD ve Batı/İsrail . Bunun için her türlü vasıta kullanılıyor. Terör de buna dahil. Vatandaşlarımızın zihni hazırlanıyor. İstenilen algının yaratılmasına çalışılıyor.

Nasıl bir algı yaratılmak isteniyor? Vatandaşlarımız çaresizlik sendromu içine sokulmaya çalışılıyor. Teröristler eylem yapıyor, kamu düzeni bozulmaya çalışılıyor, insanlar korku çemberine sokuluyor.

Vatandaşlarımız, güvenliklerinin nasıl sağlanacağı daha doğrusu sağlanıp sağlanmayacağı hususunda tereddüt içersinde. Kafalardaki sorular: Ne olacak, ne yapacağız? İnsanlar belli bir hedefe yöneltilmeye ve belirli fikri kabule zorlanıyor.

Bize diyorlar ki siz bu terörle, PKK ile başa çıkamazsınız. Bu devlet sizin güvenliğinizi sağlayamaz. PKK ile bu şekilde mücadele ederseniz ülkenizde istikrar bozulur. Hayatınız allak bullak olur. Siz ve seçtiğiniz hükümet ve/veya siyasetiniz, ordunuz, polisiniz olacaklara karşı sizi koruyamaz.

Vatandaşlarımızı ölümle, kanla, yıkımla, ekonomik savaşla, siber savaşla tehdit ediyorlar daha doğrusu böyle bir algı yaratıyorlar. Silahla, güç kullanarak, ekonomiyi zorlayarak, ayrıştırmaya çalışarak yapamadıklarını algı operasyonuyla, psikolojik harekatla yapmaya çalışıyorlar.

Söz konusu psikolojik harekat öyle bir boyuta ulaştı ki sosyal medya kullanılarak çıkarılan söylentiler, bu söylentileri destekleyen terör eylemleri, içimizdeki işbirlikçilerin söylem ve faaliyetleri vatandaşlarımızı dört koldan sarmış durumda.

Türkiye Cumhuriyeti devletine kabul ettirilmek istenenler; ülkeyi federasyona dönüştürmek, Kıbrıs’ı terk etmemizi sağlamak, Doğu Akdeniz ve Ege’deki deniz hak ve menfaatlerimizden vazgeçmek, Karadeniz’de NATO daimi deniz gücüne razı olmak, Suriye ve Irak’ta Türkiye’nin bekasını tehdit edecek oluşumları kabul etmek, bölgesinde yaşananlarla ilgilenmesini önlemek, Ermeni soykırım iddiasını kabul etmek, Ermenilere tazminat ve toprak vermek, AB’nin kapısında kul köle olmak, ABD’nin BOP’nu kabul etmek ve gerçekleştirmesine ortak olmak, NATO içinde uslu çocuk olup her denilene evet demek vb.

Bütün bunları silah zoruyla bile olsa kabul ettiremeyeceklerini anladıkları için aldıkları siyasi, ekonomik, askeri vb. tedbirlerin yanında yürüttükleri psikolojik harekat ile de zayıflık, çaresizlik, onların dediklerinden başka çözüm şekli yokmuş vb. ortam yaratılmakta, zihinler bulandırılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti bütün kurumlarıyla bu psikolojik harekata mani olmalıdır. Yetkililer başta olmak üzere herkes söylemlerine dikkat etmeli, Türk milletinin hedef alındığı psikolojik harekatı kolaylaştırmamalıdır.

Söz konusu algı yönetimi ve psikolojik harekat konusundaki yazdıklarım/düşüncelerim belki bazı kesimleri rahatsız edecek ya da faşistlik olarak adlandırılacaktır. Vatanınız yoksa hiçbir şey olmadığınızı unutmayın.