Milli Devlet ve Sevim Belli

Niçin 1923’ten? Şöyle: Hem yeni kurulacak devletin iktisat politikalarını tartışmak ve yeni devletin ekonomi siyasetini belirlemek, hem de dünya kamuoyuna askeri, siyasi, kültürel ve ekonomik anlamda tam bağımsız bir Türkiye mesajını vermek üzere 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi düzenlenmişti.

İzmir İktisat Kongresi, diğer adıyla Cumhuriyetimizin 1. İktisat Kongresi 17 Şubat - 4 Mart 1923 günleri arasında yapılmış tarihi önemde bir kongredir. İktisadi açıdan değişik kesimleri temsil eden bin 135 delegenin bir araya geldiği kongrede, İzmir’de çeşitli kuruluşlarda çalışan kadın işçiler tarafından Hayriye, Elif, Emine, Şefika, Münire, Nigâr ve Rukiye hanımlar; çiftçiler adına Mücahide Fatma Hanım kongreye temsilci seçilmişti.

EKONOMİK MÜCADELEDE
KADIN TEMELDE

Kongrenin kapanış oturumundaki konuşmasında Rukiye Hanım, “Memleket işlerine kadınların dahlinin ilk defa vuku bulduğuna, milli inkılâbın, bütün üretici kesimlerin temsilcilerinden oluşan kongrenin toplanmasını mümkün kıldığına, kat edilen mesafede kadın işçilerin sahadaki rolüne, iktisadın temelini oluşturan işçi sınıfının haklarının kongre tarafından tanındığı ve bu sonucun Türk kadın işçisi adına önemli olduğuna…” vurgu yapmıştır.
Kongre kararlarında, Maarif (Eğitim) konusunda kadın erkek bir eğitim ordusu olarak birlikte çalışmalarına da özellikle değinilmiştir. Türk kadını, kongrede murahhas düzeyinde ve 500 kadınla izleyici olarak yer almıştır.

BAĞIMSIZLIK VE
EKONOMİK BÜTÜNLÜK

Kongrede yapılan konuşmalar, Kurtuluş Savaşında vatanı için gösterdiği fedakarlıklar, kahramanlıklar ve mücadelesinden sonra Cumhuriyetin ilanından itibaren kamusal bütün alanlarda, ekonomik, sağlık, eğitim alanlarında milli kalkınmada esaslı biçimde yer alacağını işaret etmiştir.
Türkiye İktisat Kongresi, Cumhuriyetin henüz ilan edilmediği, devletin her alanda kurumsallaşmasının yeni başladığı, memleketin iktisat politikalarının tartışıldığı, ekonomi politikalarını etkileyecek tarihi toplantıda, Türk kadınının varlığını ve yerini göstermesi bakımından önemlidir.

TÜRK DEVRİMCİSİNİN
KEFENİ TÜRK BAYRAĞIDIR

Cumhuriyet devrimi bize Milli Devletimizi armağan etti. Altı Ok ilkelerinde yer alan özellikle Milliyetçilik, Devletçilik ve Devrimcilik ilkeleri de böylece can buldu, milletimize can verdi.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında dünyaya gelen asırlık değerimizi, Sevim Belli’yi yitirdik. Varlığını Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Demokratik Devrimi’ne adamış yiğit bir ata kadını İstanbul’da sonsuzluğa uğurladık.
Vatanın iktisadi kalkınma hedeflerinin devamı olan Milli Demokratik Devrim ilkelerine bağlı bir kadın çınarımızdı O.

Eserleriyle, yaratıcı siyasetiyle kültürel yaşamımıza, süren milli mücadelemize büyük katkısı olan Sevim Belli’yi, sevdalısı olduğu Ay Yıldızlı al bayrağımızı dalgalandırarak selamlıyoruz.

Bütün işbirlikçi, bölücü örgütlü çabalara karşın, Sevim Belli’nin uğruna hayatını koyduğu Milli Devrimimizi tamamlayacağız. Son yolculuğunda tabutunun üzerine büyük Türk Devriminin Ay Yıldızlı bayrağını örtmeyenlerin, Türkiye’nin devrimci tarihinde yerleri olmayacaktır.