Milli takım umduğunu bulamadı

A Milli Futbol Takımımızın Hırvatistan ile oynadığı maçı yorumlamadan önce Ermenistan müsabakasına değinmek istiyorum. Milli takımımız, D Grubu'ndaki ilk maçında Ermenistan'ı yenerek bizi çok mutlu etti. Maç öncesinde Ermeniler maalesef İstiklal Marşımızı yuhaladılar ve bu da tabii ki hem oyuncularımızı hem de televizyon başındaki izleyicileri maçın mutlaka kazanılması yönünde motive etti.

Türkiye, soykırım yapmadığını Avrupa mahkemelerinde ispat etti ama nedense Ermeniler, çürütülmüş bu iddialarını sürdürüyor. Bu iddiaları devam ettirmenin ve İstiklal Marşını ıslıklamak gibi çirkinlikler yapmanın hiçbir manası yok.

Ermenistan maçında milli takımımızın çok iyi oynadığını söyleyemeyiz ama en azından sahadan 3 puanla ayrılmamız güzeldi. Üçlü savunmada Ozan Kabak'ın hatalar yaptığını gördük. Kuntz'un savunmanın sağında Ozan'la oynama düşüncesi tutmadı. Rakip takım bizimle baş edebilecek seviyede bir ekip değildi. Yapmamız gerekeni yaparak ilk maçtan galibiyetle döndük.

HIRVATİSTAN AVRUPA'NIN EN İYİLERİNDEN...

Elbette bu maçın sonrasında oynayacağımız Hırvatistan müsabakasının çok daha zor geçeceğini biliyorduk. Hırvatlar, Avrupa'nın en iyi 3-4 takımından biri. Gerek bireysel yetenekleriyle gerek takım olarak dünya futbolunun en güçlü ekiplerinden. Bunu kimse inkar edemez.

Hırvatistan'da 37 yaşındaki Luka Modric takım arkadaşlarını bir maestro gibi yönetiyor. Yanında Kovacic ile birlikte orta sahaları gerçekten çok güçlü. Ayrıca Hırvat takımında kaleci Livakovic'i çok beğendiğimi söylemeliyim. 28 yaşındaki file bekçisi, Dünya Kupası'nda da çok iyi işler çıkarmıştı. Önceki akşam da kritik kurtarışlar yaparak kalitesini gösterdi. Ülkemizdeki kulüpler Livakovic'in gelişimini iyi takip etmeli. Özellikle Galatasaray'ın Livakovic'i transfer etmesi halinde Muslera'yı aratmayacağını söyleyebilirim.

İLK 20 DAKİKADA KAÇAN GOLLER...

Milli futbolcularımız maçın ilk 20 dakikasında çok daha etkiliydi ve daha baskılı oynadı. Çok net gol pozisyonları da yakaladık. Ama az önce yukarıda da bahsettiğim üzere Livakovic'in kurtarışları rakibi maçta tuttu.

Şunu söylemek gerek. Bizim ekibimiz oyun içi devamlılık yönünden aksamalar gösteriyor. Hakan Çalhanoğlu'nun da 35'inci dakikada sakatlanıp oyundan çıkmasının ardından organizasyon sıkıntısı yaşadık. Teknik direktör Stefan Kuntz ileri uçta Enes'ten istediği verimi alamadı. Oyuncularımız son paslarda uyum sorunu yaşadı. Yediğimiz ikinci golde Luka Modric'in hızlı hücumu başlatan müthiş pası ise maalesef sonucu tayin etti.

YENİLMEK DÜNYANIN SONU DEĞİL

A Milli Futbol Takımımızın son Dünya Kupası üçüncüsü Hırvatistan'a kaybetmesini anormal karşılamıyorum. Çünkü Hırvatlar mevcut kadrosu ile bu turnuvanın en güçlülerinden. Öte yandan, bizim milli takımımızın daha çok koşan, ileri seri paslarla organize çıkabilen bir görüntüye kavuşması lazım.

İnşallah önümüzdeki maçlarda grubu en azından ikinci bitirecek sonuçları alırız ve 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılma hakkı elde ederiz.