Morkoloz Bey’e...

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır. Anayasamız dindar olmalıdır” dedi.
Çok duymuşsunuzdur; bunlar daha düne kadar, “Laikim” diyen vatandaşları, “İnsanlar laik olmaz, devletler olur” diye (haklı olarak) azarlıyorlardı.
***
Peki; birey “laik” olmaz da...
Anayasa “dindar” olur mu?
Namazı biz kılmayacağız da “anayasa” mı kılacak? Hacca biz gitmeyeceğiz de “anayasa” mı gidecek? Zekatı biz vermeyeceğiz de “anayasa” mı verecek? Orucu biz tutmayacağız da “anayasa” mı tutacak? Kelime-i şahadeti ölürken biz getirmeyeceğiz de “anayasa” mı getirecek?
Bunun böyle olmayacağını bu sözü söyleyen cumhuriyet düşmanı bilmiyor mu?
***
Emin olun o morkoloz bile anayasanın dindar olmayacağını biliyor!
(Boşuna sözlüklere bakmayın; ‘morkoloz’ diye bir sözcük bulamazsınız. Bu adamı suç işlemeden tanımlayabilmek için ben uydurdum. Şimdi tekrar cümlenin başına dönün ve morkolozun yerine istediğiniz sözcüğü kullanarak yeniden okuyun... Nasıl, rahatladınız değil mi?)
Biliyor ama böyle konuşarak saf dindarların, mevcut anayasaya isyan edip yeni yapacakları anayasayı desteklemelerini amaçlıyor.
***
Din, inanç konusudur...
İnanıp inanmamak da insana özgü bir duygudur.
Oysa devletlerin duyguları olmaz.
Bu yüzden devletlerin anayasaları “dindar” falan olamaz!
Bunu diyen “morkoloz”un asıl söylemek istediği şudur:
“Biz, bu ülkeyi yönetenler yeterince dindar değiliz. Bari anayasamız olsun da milleti dinle kandırmaya devam edelim!”
***
İşte; bütün mesele bu:
Onlar çalsın, “anayasa” dindar olsun!
Onların çocukları kumarda yakalansın, biz anayasa emriyle Kur’an kursuna gidelim!
Onlar bavullar dolusu kara parayı başka ülkelere kaçırırken iş üstünde yakalansın; biz anayasa emriyle abdest alalım!
***
Olmaz Morkoloz Bey, olmaz!
Gerçekten adil, insandan yana, çağdaş, eşitlikçi ve demokrat yasalar ya da anayasalar ile bunları çıkarıp uygulayan devletler; asla ve asla dindar olmazlar.
Tam tersine her türlü dine ve etnik kökene karşı “kör, sağır, dilsiz ve elsiz” olurlar...
Kimsenin dinine karışmazlar ama kimseye de dinlerini sormazlar! İnanan ya da inanmayanlar arasında bir ayırım yapmazlar!
***
Bunları biliyorsan ne âlâ... Öyle yarım ağız değil; çık, bu halktan ağız dolusu özür dile...
Yok; bilmiyorsan, o koltukta işin ne?
İyisi mi... Sen git!
Giderken de koltuğuna bir şişe kezzap koy...
Hiç olmazsa o senden daha dürüst; üzerinde “tehlikeli madde” yazıyor!

YA OLURSA?
Morkoloz Bey, sana bir öneri:
Temsil ettiğin güruha bir bak da ondan sonra “şeriat” iste!
Bu adamların arasında hırsız var, rüşvetçi var, tecavüzcü var, hatta katil bile var...
Eğer istediğin olur da şeriat gelirse; bizi yönetenlerin yarısından fazlası elsiz, dilsiz, başsız kalır!
En iyileri de her gün kırbaçtan geçer...
Eğer; senin onları böyle bir felakete sürüklediğine bir uyanırlarsa var ya... Kendini, kendin bile bulamazsın!
Haberin ola...

GÜNÜN SORUSU
“Laiklik yeni Anayasa’da olmamalıdır” diyen Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a yalaka medyadan da destek geldi. Hatta içlerinden “Ne var bunda?” diye soranlar bile çıktı. Sorum bu yularlılara:
Şeriata geçilirse gemiyi ilk terk edenler, yani başka ülkelere ilk kaçanlar siz olacağınız için böylesine rahat davrandığınızı bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?

Laikliğin tanımını bile bilmeyen Cumhurbaşkanı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır. Anayasamız dindar olmalıdır” diyen Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a sahip çıkmış...
“Sana ihtiyacım var” diyerek önce milletvekili, sonra da Meclis Başkanı yaptığı “dava arkadaşı”nı, “Kendi kanaatlerini ortaya koymuştur, düşüncelerini ortaya koymuştur” diye savunmuş...
Anayasaya sadakat yemini eden bir Meclis Başkanı’nın, anayasada ihanet anlamına gelen bu sözlerini “kendi kanaati” diye masumlaştırmak tam Erdoğanlık bir tavır!
***
Beyefendi ayrıca, “Devletin tüm inanç gruplarına inançlarını yaşama hususunda eşit mesafede olduğu sistem, laikliktir” diye buyurmuş...
İlkokul çocuğuna sorsanız; o bile laikliği daha doğru dürüst tanımlar!
Sözüm, çevresindeki hukuk ve siyasal bilimler profesörlerine:
Biriniz ona laikliğin ne olduğunu öğretsin!

156+298!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Emre Bahar’da... Sizin de sorunuz ya da söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz:
“Abdullah Bey...
Siz de dindar anayasadan yana mısınız?
Siz de laikliğin anayasadan çıkarılmasını istiyor musunuz?
Eğer öyleyse... Devletin kesesinden safa sürmeyi (yani Huber’i) ve dindarlığı nasıl yan yana koyuyorsunuz?”

GÜNÜN İSYANI
İsyanım, “Yeni anayasada laiklik olmamalı” açıklamasını yapan Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a sahip çıkan ve “TBMM Başkanı onurumuzdur. Halkın diline tercüman olmuştur. İslam ülkesini zorla batılılaştırdınız. Laikliği de alın gidin bu ülkeden... Bu tarlada başka ot bitmez” mesajını paylaşan Osmanlı Ocakları’nın Başkanı Emin Canpolat’a:
Eninde sonunda birileri gidecek ama emin ol onlar anayasada belirtilen “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti”ni savununlar olmayacak!