Muhakeme, dirayet ve vicdan yoksa!
Bir şaibeli sivil toplum kuruluşu! Arama ve kurtarma faaliyetlerinde görev alıyor. Adı Beyaz Kasklılar… CIA ve İngiliz gizli servisinin oyuncağı! İnsanlığın vicdanı onların sahte dünyasını öğrendi. Sanal kahramanlar (!) grubu! Genellikle Hollywood stüdyolarında hünerlerini (!) sergiliyorlar. İsveç Sağlık Federasyonu bu düzenbazların ipliğini pazara çıkardı. Bunların bazen kimyasal gazlarla “günahsız çocukları da hedef aldığını ve masum ülkeleri suçladığını” belgeledi. Çok geçmeden IŞİD’in bombaları Stokholm’ü hedef aldı. Mükemmel eşgüdüm! İşte Trump bu artist örgütü (White Helmet) referans vererek Suriye’ye saldırdı. Uluslararası hukuk bir kez daha bir zalimin kurbanı oldu. Adalet Tanrıçası Themis ağır bir tecavüze uğradı!
ACI VERİYOR
Aslında filmin orijinali 14 yıl önce Irak’ta çekilmişti. Suriye’de sahnelenen sadece ilk filmim çok kötü bir kopyasıydı. ABD’nin 2003 yılında Irak’a müdahalesi de sahte istihbarat raporlarına dayandırılmıştı. Irak’ta nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların bulunduğu ileri sürülüyordu. Ama bizzat ABD devleti yanıldığını itiraf etti. Eski Genelkurmay Başkanı ve Dışişleri Bakanı Colin Powell, Mayıs 2005’de ABC televizyonuna bir demeç verdi. “Çekilen filmin başrol oyuncusu olduğunu” itiraf etmişti.
İsterseniz, önüne her konulanı mideye indirenler için Powel’ın sözlerini hatırlatalım: “Bu yalanı ABD adına dünyaya ben servis ettim. Her zaman benim haneme yazılacak! Çok acı vericiydi! Şimdi de acı veriyor! Kendimi kötü hissediyorum…” (I am the one who presented it on behalf of the US to the world, and it will always be a part of my record. It was painful. It is painful now. I felt terrible!”)
İnsanlıktan nasibini almamış, şeytanla işbirliği yapan birisi için belki de mucizevi bir itiraftı. Kırıntı da olsa insani bir duygudan söz edilebilirdi. Ama bir gerçek de orta yerde duruyordu. Milyonlarca insanın ölümünün karşılığı, sadece bir Zat-ı Muhteremin kendini kötü hissetmesi idi! Antiemperyalist mücadele içermeyen hiçbir politikanın hedefine ulaşamayacağı bir kez daha görülmüştü. ABD’nin zalim sistemi şeytan yetiştirmede oldukça başarılıydı. Powel gitti ama yeni şeytanlar Powel’ı bile aratacak yeni yöntemlerle ortaya çıktı. Esas acı olan şey, ABD’nin zehirli pastasını yemek için can atanlar hâlâ ortalıkta dolaşıyordu.
HAKİKAT SAVAŞÇISI
Bilmiyorum, hiç ismini duydunuz mu? Dr. David Kelly! Bir hakikat savaşçısı, ışığın savaşçısı! Birleşmiş Milletler’in (BM) 2003 yılında Irak’ta görevlendirdiği namuslu, şerefli ve onurlu bir uzman! Yapılan incelemeler sonucunda şunu söyledi: “Irak’ta kitle imha silahı yoktur!” Ve de ilave etti: “Muhtemelen bir koruda ölü bulunacağım!” Gerçekten de öyle oldu! Ölü bulundu! Irak’taki tezgâhı anlatan bir kitap yazıyordu. Başbakan Tony Blair şu soruya cevap vermedi: “Eliniz kanlı mı?”
Tıpkı 1600 yılında diri diri yakılan Giordano Bruno gibi, Dr. Kelly de, “Ne doğru bildiği bir hakikati gizledi ne de bunu açıkça dile getirmekten korktu!” Bedelini canıyla ödedi ama insanlığın en büyük öncüleri arasındaki eşsiz yerini aldı. İşte size iki insan manzarası: “Para pul mevki makam için insanları ölüme gönderen Org. Colin Powel ve o insanları korumak için canını veren Dr. Kelly!” İnsanlık Dr. Kelly ismini sonsuza dek kalbinde yaşatacak ama Gen. Powel insan müsveddeleri arasında yer alacaktır. Tony Blair de ünlü fırıldaklar arasında kendisine müstesna bir yer bulacaktır.
İngiltere’de 7 yıllık sürede hazırlanan Sir John Chilcot Raporu 7 Temmuz 2016’da yayımlandı. Dönemin Başbakan’ı Tony Blair’i topa tutan raporda, “açıkça Irak’taki istihbarat sahtekârlığı” vurgulandı.
YALANDAN BESLENENLER
Rusya Suriye’deki sorunu çözmek için şöyle bir teklifte bulundu: BM bir “Gerçeği Bulma Misyonu (Fact Finding Mission)” kursun! Muhtelif ülkelerden uzmanlar bir araya gelsin. Bütün delilleri toplasınlar. Daha sonra bu bulgulara göre BM Güvenlik Konsey’i karar alsın! Aslında yalın gerçeği en iyi Trump biliyordu. Ama sözde değil özde Başkan olma azim ve iradesi kırılmıştı. Bu ise harp terminolojisinde “beyaz bayrak” sallamak anlamına geliyordu.
Tomahawklar sadece Suriye hava üssüne zarar vermedi; aynı zamanda Trump’ın Başkanlığı’na fiilen son verdi.