Muhalefet partilerinin parlamenter demokrasiyi savunma görevi
Şaibeli 16 Nisan referandumunun yasal boyutu henüz sonuçlanmadı. CHP, Vatan Partisi ve bireyler tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açılan davaların sonuçları, büyük önem taşıyor. Seçimlerde hile yapıldığının AGIT önraporundan sonra, AIHM tarafından da tasdik edilmesi, başkanlık sisteminin legitimasyonuna (yasalara) uygun olmayışına ilişkin tartışmanın sürmesine yeni ivme kazandıracaktır. Şaibeli referandumun, Yüksek Seçim Kurulu tarafından sergilenen sonucu onaylanmamalıdır. Bu haksızlık üzerinde kararlılıkla durulması, referandumda hayır oyu veren ve bu yönde büyük çaba gösterenlerin ileriye yönelik motivasyonunu daha da güçlendirecektir.
Bu amaçla yapılacak çalışmalarda öncelikle hayır oyuna destek veren siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve hatta gönüllü çalışanlar, 2019 Cumhurbaşkanı seçimlerine dayanışma ve yakın diyalog içersinde hazırlanmalı ve oluşan birlikteliklerini daha da pekiştirmelidirler.
ANA MUHALEFET PARTİSİ CHP'NİN SORUMLULUĞU
CHP demokrasiye önem veren parti anlayışı ve geleneği gereği, parti içi tartışma ve eleştirilere açık olmalıdır. Parti Genel Başkanı ve veya yönetimine yapılan eleştiri ve uyarıların CHP'ye dinamizm getireceğine, özellikle gençlerin partiye ilgi duymalarına ve giderek bir kesiminin de üye olmalarına yol açacağına inanıyorum. Eleştiri ve uyarılara kapalı, üyelerin parti yararına görüşlerini açıklayamadığı, tepeden gelen emirlerin tartışılamadığı bir CHP, savunduğu Sosyal Demokrat çizgide olamayacağı gibi, üyelerden gelen dinamizmi engelleyen bir konumda kalır. AKP hükümetlerinin ülkeyi çok yönlü çıkmaza sürüklemiş olmasına karşın, CHP oylarının yüzde 25 düzeyini aşamamsının en belirgin nedeni kanımca budur. Ayrıca CHP'nin,Türkiye'nin karşı karşıya getirildiği bir dizi sorunlar yumağına ilişkin olarak, seçmenlerin yeterince dikkatini çekebilecek ve onayını sağlayabilecek çözüm önerilerinin zamanında kamuoyuna aktarılamayışı da büyük etken olagelmiştir.
Seçim sonuçlarının kanıtladığı gibi, bu durumdan tabii ki öncelikle Genel Başkan ve yakın çalışma arkadaşları sorumlu tutulmaktadır. Daha öncede yazmıştım, Türkiye'de beklenen başarıyı gösteremeyen liderlerin istifa etme kültürü henüz gelişmedi. Oysa tüm Batı-Avrupa ülkelerinde, seçimde amaçlanan sonucu alamıyan parti başkanları, kendiliklerinden istifa ederler. Böylece partinin önü açılır, yeni bir lider ve ekibiyle seçmenlerin güvenini yeniden sağlama yolları denenir. Bu politikaların olumlu sonuç verdiği, örnekleriyle kanıtlanmıştır.
CHP'de sayın Baykal tarafından başlatılan ve sayın İnce'nin de sürdürdüğü Kurultaya gidilmesi, gerekli kararların ivedi olarak alınması ve yeni bir Genel Başkan ve ekibinin seçilmesi önerileri, kanımca ertelenemez önemdedir.
MHP MUHALAFETİNE DÜŞEN BÜYÜK GÖREV
MHP'de Sayın Meral Akşener, Sinan Oğan, Ümit Özdağ ve Koray Aydın önderliğinde yürütülen başarılı muhalefet hareketi, hükümet destekli MHP Parti yönetimi tarafından engellenmeye çalışılıyor. Görünen o ki, Bahçeli yönetimi partide tabanındaki desteğini büyük ölçüde yitirmiş bulunuyor. MHP'li seçmenlerin referandumda verdikleri oy durumu da bunu gösteriyor.
MHP Parti muhalefeti günümüze değin doğru bir strateji izleyerek, milliyetçi seçmenlerin yanısıra, AKP'ye kaymış olan eski ANAP ve Demokrat Partili merkez sağ seçmen oylarını da kazanmaya çalışıyor. Bu hareket başarılı olursa, AKP oylarından yüzde 8-10 düzeyinde bir oy potansiyelin koparak bu yeni siyasi oluşuma katılabileceği umudu, hayalcı olarak görülmemelidir. Erdoğan'ın ve AKP'nin politikalarına artık karşı olan bu orandaki bir seçmen kesiminin, iyi kadrolu bir merkez sağ partide yer alabilmesi, kanımca mümkündür.
CHP'de daha etkin bir Genel Başkanın ve kadronun yönetime gelmesiyle, oy potansiyelini yüzde 30'lara doğru yükseltmesi, günümüz koşullarında pekala olasıdır. Böylece CHP ve Yeni Merkez Sağ hareketinin (bu MHP muhalefetinin yönetimine gelmesi veya yeni bir siyasi oluşum olarak ortaya çıkmasıyla da olabilir!) Büyük Millet Meclisinde çoğunluğu sağlayabilmesi neden olmasın?
ORTAK BİR CUMHURBAŞKANI ADAYI ÜZERİNDE ANLAŞAMA ZORUNLULUĞU
Başkanlık sisteminin Türkiye bakımından nedenli büyük sorunları beraberinde getireceği, referandum sürecinde hayır kampanyasını etkin olarak sürdüren farklı siyasi liderler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler tarafından ayrıntılarıyla açıklandı.
Türkiye 2019 Cumhurbaşkanı seçiminde, Cumhuriyetin, parlamenter demokrasinin ve hukuk devletinin geleceği bakımından son şansını kullanacaktır. Bu nedenle artık ertelenemez, tarihi bir sürecin son seçimi yaşanacaktır. Bu nedenle 2019 Cumhurbaşkanı seçiminde, gerçekte yüzde 55'lere varan hayır oyu verenlerin, içtenlikle destekleyebilecekleri ortak bir Cumhurbaşkanı adayının bulunması gerekiyor. Üzerinde titizlikle çalışılması gereken önümüzdeki en önemli görev budur.
19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZIN, CUMHURİYET KARŞITLARI TARAFINDAN ENGELLENME KARARLARINI ŞİDDETLE KINAR, GENÇLERİMİZE ARMAĞAN EDİLENE BU ULUSAL BAYRAMIMIZI YÜREKTEN KUTLARIM!