Muhtarlar haciz kağıdı dağıtmaktan başlarını kaşıyacak zaman bulamıyorlar ise...

İzmir Torbalı’daki Üretici Kurultayı’nda Bayındır Çiftçigediği Köyü Muhtarı Mustafa Çeker’in söyledikleri belleğime mıhlandı: “Haciz kağıdı dağıtmaktan başımızı kaşıyacak zaman bulamıyoruz. Köylümüz banka borçlarını ödeyemiyor, hapislere düşüyor. İçimiz yanıyor.”
Kimi muhtarlarımız da yolladıkları mesajlarda, haciz kağıdı dağıtacakları için kurultaya katılamadıklarını belirtiyorlardı.
BORCU BORÇLA ÇEVİRME DEVRİ BİTTİ
Yalnız çiftçilerimiz mi, borçluları saysak nüfus sayımı yapmış oluruz. Her boydan sanayici ve tüccar, esnaf, işçi, memur, herkes borçlu. Devlet de borçlu, özel girişimci de. Banka da borçlu, kredi kartlı da. Belediyeler derseniz, boğazına kadar borçlu. Borçlu millet olduk.
Bizim bir kültürümüz vardı: Borçlu yaşamak zorumuza giderdi. Borcumuz varsa uykularımız kaçardı. Çiftçimiz harmanı kaldırınca önce borcunu öderdi. Aylığımızı alınca alacaklıya koşardık. Şimdi herkes alacaklıdan kaçıyor. Alacaklı da kendi alacaklısından kaçıyor. Bu hale geldik.
Bir dönemin sonunu geldik. Yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Borcu borçla çevirme devri bitti.
DIŞ ÖDEMELER AÇIĞINI BEZ TORBAYLA KAPATAMAZSINIZ
Torbalı da kürsüden inerken Muzaffer kardeşimin söylediği gibi, artık hiç kimse vatandaşı naylon poşet, bez torba muhabbetiyle oyalayamaz!
İstediğiniz kadar bez torba dağıtın, dağıttığınız torbaların içi boş!
Dış ödemeler açığını bez torba tıkayarak kapatamazsınız!
İflasları bez torba dağıtarak önleyemezsiniz!
Traktörün deposunu bez torbayla dolduramazsınız!
Tezgâhları bez torbayla çalıştıramazsınız!
Naylon poşeti yasaklayabilirsiniz ama fabrikaların kapısına kilit vurulmasını yasaklayamıyorsunuz! Ekonominin kendi yasaları var!
SANDIKTAN ÜRETİCİ ÇIKACAK
Herkes merâk ediyor, sandıktan kim çıkacak diye.
Parayı hangi parti bastırırsa, anket şirketleri sandıktan o partiyi çıkartıyordu. Oysa anketçilerin de zamanı geçti. Anketlerde bulamayacağınız gerçeği yazın bir yere: Türkiye’nin önünde borç batağında boğulmak diye bir seçenek yok. Sıcak para komisyoncularının, faizcilerin, dolar ve borsa vurguncularının, rantçıların saltanatının sonuna geldik.
Üretim Devrimi kapıda. Bu koşullarda sandıktan Üretim çıkacak, Üretici çıkacak, Üreticilerin Partisi çıkacak, Üreticilerin Hükümeti çıkacak!
Diyelim 31 Mart’ta olmadı. Türkiye çözümsüz kalmayacağına göre, üreticiler sandıktan çıkana kadar seçim yapılacak demektir!
Başka çözüm yok. Varın biraz da siz oyalanın!
Oyalanmanın da bir süresi var. Ekonominin mecburiyetleri sizin oyalanmanızı beklemez.
Herkes bilsin: Toplumların geleceğini anketçiler belirlemez. Seçmeni kandırmanın da süresi vardır. İşte o süre dolmaktadır. Hazreti Ömer, “İnsan aç kalınca putunu yer” demişti. İşte putların kırılacağı döneme giriyoruz.
Herkes zorunlulukların önünde eğilmek, mecburiyetlere selam vermek durumundadır. Üretim Devrimi işte o zorunluluğun adıdır. Bu ülke yokluğa yoksunluğa yuvarlanıp gitmeyeceğine göre, sandıktan bugün veya yarın Üreticilerin Hükümeti çıkacaktır!
ÜRETİCİ BAŞ TACI
Yeni dönemin parolası bugünden bellidir: Üretici baş tacı!
Türkiye’yi işçi ve çiftçisinden sanayici ve tüccarına kadar üreticiler yönetecek. Üreticilerin dönemi ufuktadır.
Üreticilerin Hükümeti, aynı zamanda Millî Hükümettir.
Millî ne demek adını koyalım. Üretirsen millî olursun, üretmezsen milletçe avuç açar, sadaka dilenirsin! O zaman millî dilenci olursun!
Bağımsızlık, toprak bütünlüğü, yurtta barış, güvenlik, hepsinin kuvvet kaynağı ve güvencesi üretmektir.
TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ
Biz Vatan Partisi olarak, anketçilere beş para vermiyoruz. Çünkü Üreticiler Hükümetinin para bastırarak kurulmayacağını biliyoruz.
Türkiye’nin önündeki gündemi görüyoruz. Hedefimizi, Türkiye’nin gündemi belirliyor: Birleşen Türkiye ve Üreten Türkiye! İşte bu gündemin görevlerine göre mevzileniyoruz.
Buradan ilan ediyoruz:
Anketlere girmesi onyıllardır yasaklanan Üreticiler Hükümeti, Türkiye’nin gündemindedir.