‘Mülteciler dönsün’ çağrısı yanıtsız kalacaktır
On üç yılı aşkın süredir direnen ve bu savaşı kazandı gözüyle bakılan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesini terk etti. Sözde muhalefet bir başarı elde ederek, ülkenin bir kısmına hâkim oldu. Hakim olamadığı yerlere, Golan Tepelerini ise kendisine bir kurşun bile sıkılmadan İsrail işgal etti. Buralar benim toprağım dedi ve doğuya doğru açılmaya devam etti. Böylece gelecek günlerde Suriye ve bölgemizi karanlık günlerin beklediğinin de mesajını almış olduk. Umarız ki bu karanlık günlerden sonra bölge halkları galip çıkar ve aydınlığa kavuşur.
Büyük Ortadoğu Projesi'nin Suriye topraklarında işlemeye konulmak istendiği ilk günden itibaren, başta Türkiye, 3,1 milyon olmak üzere Lübnan’da 763 bin, Ürdün’de 632 bin, Irak’ta 287 bin, Mısır 157 bin ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerine gidip oralarda 1,6 milyon Suriyeli yaşamaya başladılar.
Avrupa'nın çeşitli ülkelerine giden 1,6 milyon Suriyeli mülteci başvurusunda bulundular. Avrupa Birliği ülkeleri sınırları içinde bulunan 1,6 milyon Suriyeli mültecinin yaklaşık 105 bini Avusturya'da yaşamaktadır ve bu kişiler mülteci başvurusunda bulunmuşlardır.
AVUSTURYA MÜLTECİ BAŞVURULARINI DONDURDU
Avusturya, içinde bulunduğumuz bu hafta içinde Suriye'den yeni mülteci başvurularını dondurmuş durumdadır. Aile bileşimini kapatmıştır. Ayrıca basına yansıyan haberlere göre, yapılmış olan mülteci başvurularının kontrol edileceği ve Suriyelilerin bir an önce ülkelerine dönmesi gerektiği belirtilmektedir.
Avusturya'nın üç büyük partisi de konuyla ilgili düşüncelerini açıklamaya başladılar. Başbakan Karl Nehammer (Avusturya Halk Partisi- ÖVP), yaptığı açıklamada tüm başvuruların kontrol edileceğini ve İçişleri Bakanlığı'na, Avusturya'da yaşayan mültecilerin Suriye'ye düzenli bir şekilde geri dönüşünün sağlanması konusunda talimat verildiğini ifade etti.
Geçtiğimiz genel seçimde ve iki eyalette yapılan yerel seçimlerde birinci parti olarak çıkan Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) lideri Herbert Kickl, İçişleri Bakanı'na çağrıda bulunduklarını ve mültecilerin geri dönüşüne dair birden fazla çalışmanın başlatılması gerektiğini belirttiklerini duyurdu. FPÖ lideri Herbert Kickl, bu çalışmaların mülteci statüsünün hemen iptal edilmesi, onların bir an önce ülkelerine geri gönderilmesi ve yeni mülteci başvurularının da dondurulması gerektiğini ifade etti. Kickl’in, “Pazar günü Avusturya’nın başkenti Viyana’da parlamento önünde toplanan 30 bin Suriyelinin kutlamalara katıldığını düşünürsek, korktukları durum ortadan kalkmış demektir. Bu durumda ülkelerine dönmeleri için bir engel kalmamıştır artık” sözleri basına yansıdı.
VİYANA BELEDİYE BAŞKANI:
GELİŞMELERİ BEKLEMEK GEREKİR
Avusturya'nın büyük partilerinden Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ), mültecilerin gönderilmesinin hemen mümkün olmadığını belirtirken, Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, “Mülteci başvurusunun dondurulması Avrupa Birliği üyesi diğer ülkeler ile aynıdır, ancak önümüzdeki birkaç ay içindeki gelişmeleri beklemek gerekir. Suç işlemiş olanların geri gönderilmesi düşünülebilir, ancak o ülke onları kabul edecek midir?” şeklinde konuştu. Belediye Başkanı Ludwig’in açıklaması önemlidir, çünkü Suriyelilerin çok büyük bir kısmı Viyana’da yaşamaktadır. Düşüncesini açıklamasına rağmen Ludwig, konunun esas muhatabı ve sorumlusunun federal hükümet olduğunu, belirleyici kararın federal hükümet tarafından verilmesi gerektiğini ifade etti.
PARTİLERDEN AÇIKLAMA
Parlamentoda temsil edilen diğer partiler, Yeşiller ve Yeni Liberaller (NEOS), Suriye’deki yeni durumu gözetim altında tutarak desteğin sürdürülmesi gerektiğini savundular. Ayrıca mültecilerin geri gönderilmesi tartışmasının henüz gereksiz olduğunu belirttiler.
105 bin Suriyeli mültecinin 15 bininin yasal olarak çalıştığı bilinirken, bu kişilerin nasıl ve nereler üzerinden geri gönderileceği konusunda bir netlik yoktur. Bununla birlikte, 15 bin Suriyeli legal çalışanın geri dönmesinin Avusturya iş dünyasında büyük bir etkisi olmayacağı da dile getirilen yorumlar arasında dikkat çekti.
Diğer taraftan, İsrail ve Amerika'nın Suriye'deki değişikliği memnuniyetle karşıladıkları, medyada yapılan yorumlarda yer aldı. Kazananın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kaybedenin ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğu belirtilmiştir.