‘Müslüman Kardeşler’ neden terör örgütü listesine kondu?

AKP, 13 yılı aşkın bir süredir iktidarda olmasına karşın, anayasayı neden hâlâ değiştiremedi? AKP, Büyük Ortadoğu Projesi için ABD tarafından oluşturuldu. O zaman ABD ülkemizde neden hâlâ bir “iktidar formülü” arayışı içinde? “Müslüman Kardeşler”, BOP’a göre Amerika’nın Ön Asya ve Kuzey Afrika’daki “iktidar gücü”ydü. ABD bugün “Müslüman Kardeşler”i neden terör örgütleri listesine aldı? Bölgemiz ve ülkemizdeki durumu anlamak ve izlenecek yolu saptamak için, önce bu soruların doğru yanıtını bulmak gerekir.

‘ILIMLI İSLAM’A YÜKLENEN ROL NEYDİ?
ABD’nin Ezilen Dünya’nın milli devletlerini yıkma ve milletlerini dağıtma projesine temel aldığı denklemde, “milletler” bağımsız bir güç olarak yer almamaktaydı. Hesap, ABD’nin askeri gücüyle oluşturulacak “eyalet yönetimleri” sayesinde, bütün dünyanın “pax Americana” altında sömürgeleştirilebileceği üstüne kuruluydu. 1990’ların ideolojik iklimi ABD’nin bu yanılsamasını pekiştirdi. Ön Asya ve Kuzey Afrika’da, sistemin sürdürülebilirliğini sağlamanın aracı olarak “milletin yerine ümmeti geçirecek”, ama aynı zamanda bu bölgenin kapitalist dünya pazarıyla bütünleşmesinin önündeki engelleri temizleyecek bir “Ilımlı İslâm” tasarımlanmıştı.

‘MİLLETİN GÜCÜ’NÜN YENİDEN KEŞFİ
Amerika’nın hesabı tutmadı. ABD saldırısı, bir yandan bütün dünyada devrimi daha “geri mevzilere” iterken, öte yandan Ezilen Dünya’nın “milletin gücünü” yeniden keşfetmesine yol açtı. Ülkemizde devlet katında Atatürk Devrimi tasfiye edilirken, millet olarak Atatürk’e daha sıkı sarıldık. Dağıtılan Sovyetler Birliği, Rusya Federasyonu’nun geçmişindeki güçlü milli devlet olarak yaşamaya devam ediyor. Çin Halk Cumhuriyeti, “milleti yeniden keşfederek” emperyalist sisteme karşı bir alternatif inşasını başarıyla sürdürüyor. Mısır’da Nasır, Suriye’de devrimin Baas’ı yeniden canlandı. İşgal altında ve işgalcilerin dayattığı anayasaya göre oluşturulan Irak merkezi hükümetleri, Suriye’yle birlikte saf tutuyor. Çünkü dünya, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sömürgecilik dönemine geri dönmemiştir. Ezilen Dünya’nın milletlerinin ardında hiç kimsenin silmeyi başaramayacağı bir devrim geçmişi vardır.

‘BÖLÜCÜLÜĞÜ’ YAŞATMAK İÇİN ‘GERİCİLİĞE’ KARŞI MÜCADELE
Bugün Amerika “bölücülüğü” ayakta tutabilmek için, kendi eseri olan “gericiliğe” karşı mücadeleyi öne çıkarmaya çalışmaktadır. Bir “model düşman” olarak tasarımladığı IŞİD’e karşı PKK-PYD bölücü örgütlerini “dünyayı kurtaran adam” olarak parlatmaya çalışması bu nedenledir. Suriye’de Esad’ın aynı zamanda IŞİD’e karşı daha etkin bir savaşı gündemine alması, bu kozu Amerika’nın elinden alma amacıyladır. Ülkemizdeki karşılığını AKP’nin oluşturduğu “Müslüman Kardeşler”in terör örgütü ilan edilmesi, ABD’nin bölgemizde dayanacağı güçler konusunda yaptığı değişikliğin bir ürünüdür. Bölge için “model ülke” olarak, “Ilımlı Müslüman Türkiye” yerine artık olası bir “Lâik Kürdistan” parlatılmaya başlanmıştır.
Amerika, ülkemizde PKK ve Gülen terör örgütlerine karşı yürütülmekte olan kararlı mücadeleden son derece rahatsızdır. Bu iki mücadelenin de kalıcı sonuçlara ulaşması, ancak ülkemizin uluslararası düzlemde doğru safta yer almasıyla mümkün olacaktır. AKP iktidarının Suriye ve Rusya düşmanlığı, bu mücadelelerin önünde hayati bir engel oluşturmaktadır. AKP iktidarı aynı zamanda Atatürk Devrimi’nden intikam almak isteyen karşı devrimci tutumuyla ülkeye büyük zarar vermektedir.

YENİDEN ‘NATOTÜRKÇÜLÜK’
ABD’nin Suriye’deki başarısızlığını tersine çevirmek için Türkiye kilit ülkedir. Amerika, ülkemizde milletin ve Atatürk Devrimi’nin gücünün farkındadır. Tek çaresi, milletin emperyalizme ve bölücülüğe karşı olan gücünü bölmeye çalışmaktır. Bu amaçla hem AKP’nin gericiliğin simgesi olmaya devam etmesinden, hem de Suriye ve Rusya düşmanlığından yararlanmaya hız vermiştir. Önümüzdeki dönemde, ABD’nin yönlendirdiği kimi güçler içinde sözde Atatürkçülüğün “Natotürkçülük” biçiminde yeniden canlandırıldığına tanık olmak şaşırtıcı olmayacaktır. PKK bölücülüğüyle ittifak, aynı zamanda dünyayı mevcut iktidarın Suriye ve Rusya düşmanlığının yeni bir dünya savaşına yol açmasının önüne geçecek güç olarak parlatılacaktır.

TÜRKİYE CEPHESİ
Ülkemiz ve bölgemiz her şeyi “fareyi tutan kedinin renginin” belirlediği bir dönemden geçmektedir. Ülkemiz, milletinin gizilgücünün yanı sıra, bu gizilgücü doğru yönde seferber etmeyi kendine görev edinmiş Vatan Partisine sahiptir. Tek yol, ABD’nin daha önceki planlarında olduğu gibi bu planını da boşa çıkaracak bir Türkiye Cephesi’nin kurulmasıdır.