Nadir Amca'nın öngörüsü; altın 5 bin olacak!

Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Burak Yakın ile bunaltıcı bir yaz akşamı ekonomi basınından meslektaşlarımla sohbetteyiz. Başkan Yakın'a altın fiyatları sorulduğunda Nadir Metal Rafineri'nin Kurucusu Nadir Tütüncü'nün öngörüsünü şu sözlerle anlattı:

“Altın fiyatları 250 dolar/ons iken rahmetli Nadir amca 500 olacağını söyledi. Biz olur mu derken oldu. 500 iken bin olacak dedi, oldu. Bin iken 2 bin olacak, dedi. O da oldu. 2 binler konuşulurken; göreceksiniz bir zaman gelecek 5 bin dolar olacak, dedi. Ömrü yetmedi ama bu sene başında 2 bin 500'lere doğru yükseldi. Bence de bu olacak. Çünkü altın dünyada arzı sınırlı talebi ise her dönem yüksek olan bir meta. Sanayiden kuyum sektörüne kadar. Gümüşün de 50 doları göreceğini düşünüyorum. Altına göre geride kaldı.”

SEKTÖRÜ FİRAVUNLARA KAPTIRIYORUZ

Söz altından açılmışken; sektör, altına konulan kotadan rahatsız. Kota yüzünden içeride altın pahalı. Bu yüzden ihracat kan kaybediyor. Bir yandan TL'nin reel anlamda değerli kalması yüzünden rekabetçi kur avantajının ortadan kalkması diğer yanda rakip ülkelerdeki emek ücretlerinin oldukça düşük kalması derken kota yüzünden de altın pahalı olunca Türk mücevher sektörü sıkıntılı günler geçiriyor.

Hatta geçenlerde Birleşmiş Markalar Derneği'nin yemeğinde konu açılınca MİB'in önceki dönem başkanı Mustafa Kamar, “Dış pazarlarda 30 yıllık birikimimi kaybettim.” diyerek kotayı eleştirmişti. En başından beri kota konusunda gerek Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde gerekse Merkez Bankası bünyesinde lobi faaliyeti yapan MİB Başkanı Burak Yakın, şimdi ise sektörün Mısır'a göç etmeye başladığını söyledi. 20 milyar dolarlık bir sektörden söz ediyoruz. Yakın'a göre 7-8 milyar dolarlık bir ekonomik değeri aşama aşama Mısır'a kaptıracağız. Üstelik Mısır'a giden üreticiler buradaki Ermeni mücevher ustalarını da alıp götürüyorlar.

CARİ DENGEDE MAKYAJ VAR

Üstelik altına konulan kotanın da gerçek anlamda bir faydası yok. Sektörün iddiasına göre cari dengede bir makyaj söz konusu. Altına kota konunca ithalat azalmış görünüyor ama el altında girişler arttı. Üstelik altın ithalatı doğrudan kayıtlı görünse de ihracatın sadece mücevherat kısmı kayıt altında. Turiste satılanlar, yolcu beraberinde gidenler, komşulara otobüslerle yani bavul ticareti ihraç edilenler resmi verilerde hizmet ihracatı altında veya net hata noksanda kaldığı için sanki altında büyük bir açık varmış gibi görünüyor.

Tabi Hazine ve Maliye Bakanlığı kayıt dışını özendirdiği için de altına bir sınır getirmek istiyor ancak halkın altın alımı engellerle azalmıyor. İhracat yaparak kilogram başına en yüksek değere sahip olan sektör ham madde sıkıntısı yaşıyor. Ülkemizde altın üretimi var ama içeride üretilen altını Merkez Bankası alıyor. Bu yüzden ihracatçılar; Merkez Bankası'nın doğrudan ihracat yapan sektöre güncel uluslararası fiyatlardan altın vermesi böylece de altın ithalatının azaltılması görüşünde.

ALTIN ESASLI MUHASEBE ŞART

Burak Yakın, “İhracat olarak son beş aydır geride gidiyorduk. Yüzde 13-14 gerideydi. Temmuzda ise yıl geneli anlamında artıya geçtik. Acil olarak kotanın kalkması lazım. Kota konduğu için ithalatın azalacağı sanılıyor. Ama alttan giden ve komşulara giden altın var. Bu kadar altını alabiliyorsak alttan döviz giriyordur.” dedi.

Diğer yandan enflasyon muhasebesine benzer bir altın muhasebesi istediklerini de kaydeden Burak Yakın, “20 kilo altınım varsa altının değerinin artması üzerinden bir değer artış vergisi alınmaması lazım. Kazançtan değil değer artışından alınınca sermayemiz eriyor. Ne kadar altın kazandıysak ona göre vergi alınsın. Diğer türlü yapıldıkça sektör kayıt dışına itiliyor. Çünkü sektör kazançtan değil sermayeden vergilendiriliyor.

Nitekim Hazine ve Maliye Bakanlığı geçen hafta içinde 9 büyükşehirdeki 707 kuyumcu dükkanına eş zamanlı denetim başlattı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ortalama bir kuyumcunun beyan ettiği aylık vergi matrahının 16 bin 46 lira olduğunu açıklamasının ardından bu denetimler geldi. İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık denetimler üzerine yaptığı açıklamada yaratılan katma değerin gözardı edildiğini belirterek mevcut tablodan çıkış için “altın esaslı muhasebeye” geçilmesini istedi.

İHRACAT YÜZDE 91 ORANINDA ARTTI

24 Nisan 2024'te bu köşede yayımlanan “Sıkı para politikası neden işe yaramıyor?” başlıklı yazımızda, “Tutumlu geçinen eline para geçtikçe altın ve döviz almayı sürdürüyor. Siz de artan ithalatı kısmak için altına kota koyarak ihracatçıyı ham maddeden ederken, kaçakçılığın önünü açar, yetmez piyasada makas oluşmasına neden olursunuz. Böylece dün küresel piyasaya göre gramda 6 dolar pahalıya altın alan vatandaş, bugün yine 3-4 dolar pahalıya alır. Oysa bunun çözümü kota değil perakende altın alım satımına KDV koymaktır. Zaten sarraflar ne tuttururlarsa tabeladakinin yüzde 5-10'u kadar üstüne koyup vatandaşa satıyorlar. Bazısı fiş bile kesmiyor. Devletin ciddi vergi kaybı var. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e naçizane önerimdir.” diye yazdık.

Üstüne bu yazımızın bakanlığın ilgili birimlerine göndererek konuya dikkatlerini çektik. Daha sonra Bakan Şimşek kuyumcuların çok az vergi ödediğini ekranlardan ilan etti. Şimdi de denetimler başladı.

Diğer yandan önceki gün Türkiye İhracatçılar Meclisi temmuz ayı ihracat verilerini paylaşınca dikkatimi çekti. Mücevher sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 90,9 oranında artarak 948 milyon dolara çıkmış. Son 12 aylık artış yüzde 24 ve 7,8 milyar dolar. Kotaya rağmen bu başarılmış.

USTA ŞENER ŞEN İLE NASIL TANIŞTIM?

Burak Yakın ile iletişimci Tanyel Yılmaz'ın daveti üzerine Galataport'ta açılan Lokanta Hayvore Galataport'ta bir araya geldik. Sohbete yeni başlamıştık ki tanıdık bir simaya gözümüz çarptı. O kişi Türk sinemasının usta oyuncusu Şener Şen'den başkası değildi. Havyore'nin müdavimlerinden olan usta Şener Şen, ricamız üzerine bizleri kırmadı ve kendisi ile her faniye nasip olmayacak keyifli bir sohbet şansını bizlere bahşetti. Elbette o sohbette konuşulanlar kayıt dışı. Ancak büyük ustanın birkaç sözünü de bu köşeden siz kıymetli okurlarımıza aktarmak istiyorum:

“Şöhret öyle bir hastalık ki bağımlılık yapar.”

“Ben oyunculuğu bir hediye olarak görüyorum.”

“Sevdiğiniz işi yapmalısınız.”