Ne olacak bu doların hali?

Çok değil aylar önce "Ne olacak bu liranın hali?" diye sorardık.

Şimdi "Ne olacak bu doların hali?" diye soruyoruz.

Geçen sene rezerv satarak tutulan döviz fiyatları artık düşmesin diye döviz alarak tutuluyor.

Ülkeye sıcak para girişi başlamış durumda fakat yabancıların sıcak para getirmesinden ziyade yurt içi yerleşiklerin döviz satışları daha etkili oluyor.

Nitekim ekonomi yazarı Uğur Gürses Bu konuda bir analiz kalemi alarak sosyal medya hesaplardan paylaştı.

İlgilisi oradan bakabilir.

Gürses'in hesaplamalara göre Merkez Bankası 1 Nisan'dan mayıs ortasına kadar 50 milyar dolar civarında bir döviz alımı yapmış.

Bunun yüzde 50'den fazlası yurt içindekilerin gerek KKM gerekse döviz mevduatlarını bozdurmasından kaynaklı.

Yine şirketlerin dövizde borçlanması da dikkat çekiyor.

YILSONU TAHMİNİ DÜŞTÜ

Dövizle ilgili beklentiler o hale geldi ki iktisatçı Mahfi Eğilmez , Merkez Bankası'nın faiz artırması halinde doların 25 TL'ye düşebileceğini öngördü.

Öte yandan Bank of America ise yıl sonunda dolar/TL'nin 38 seviyesinde olmasını beklediğini açıkladı. Merkez Bankası piyasa anketine göre de katılımcıların yıl sonu dolar kuru tahmini 38.77 TL. Yılbaşında tahminler 40 TL civarındaydı. Yerel seçim öncesi ise hemen seçimden sonra 40-50 TL spekülasyonları yapılıyordu.

ARTIK TAHTACILAR REVAÇTA

Şu sıralar Borsa İstanbul rekor üstüne rekor kırıyor. Bir dönem döviz tahmini yapanların yerini şimdi hisse tahmincileri aldı. Borsada tahtacılar ise hisselerde ciddi dalavereler yapma peşinde. SPK bunları izleyerek ceza kesse de maddi cezalar kazancın altında kalabiliyor.

Döviz kurunun sabit kalması ihracatçıların canını sıkıyor. Beklentiler ve maliyet kanalı üzerinden enflasyonist etkileri baskıladığı için bu yöntem tercih ediliyor. Değeri TL'nin tüketim ithalatını artırmaması için ise henüz altın kotası dışında bir önlem alınmış değil. Bu noktada izlenen politikanın risk teşkil ettiğini not etmemiz gerekiyor. Diğer yandan mayıs ayı itibarıyla baz etkisi devreye girecek ve özellikle yıllık enflasyonda görülecek sert düşüşle beraber piyasaların daha da hareketlenmesi söz konusu olabilir.

VURGUN EKONOMİSİ GERİ DÖNDÜ

Yüksek faiz, düşük kur patikasına geri dönülmesi ile beraber gelen başka bir risk daha var. Türkiye'nin piyasalarının bir carry-trade / vurguncu pazarı haline gelmesi. Yani düşük faiz ortamından borçlanarak Türkiye gibi yüksek faiz ortamına gelinip buradan elde edilecek kazançların yurt dışına çıkartılması ülke kaynaklarının bu yöntemle de sömürülmesi anlamına geliyor. Sıcak para her ne kadar kortizon gibi ekonomide bir hareketliliğe, göreceli düzelmelere işaret etse de, öte yandan uzun vadede riskleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yine şirketlerin dövizle borçlanmasının artması da ayrı bir dolarizasyon riski taşıyor.