Ne yapalım, asalım mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Atatürk’e sahip çıkan bir tavır takındı. Sosyal medyadakiler ayaklandı: “Atatürk heykellerini kırdınız. Heykel kıranlara arka çıktınız. Atatürk’ün adını ders kitaplarından çıkardınız. Atatürk’e hakaret edenleri sarayınızda ağırladınız. Meclis’teki resmini, statlardaki adını kaldırdınız. İki ayyaş diyerek hakaret ettiniz.”
Bütün bunlar doğru... Daha fazlasını da biz ekleyelim: Okullara Atatürk düşmanı müdürleri yerleştirdiler. Milli bayramları anmak isteyenleri terörist gibi cezalandırmaya kalkıştılar. Akademisyen görüntülü Atatürk düşmanlarını üniversitelerde rektör yaptılar. TRT’de Atatürk’ü değersizleştirmeye çabaladılar.
Bütün bunların arka planını, Erdoğan üstünden kurgulanan küresel bölücü planı, “Muaviye’dean Erdoğan’a DİN VE SİYASET” adlı çalışmamda ortaya koydum.

GERÇEKLER DAYATTI

Ama Türkiye son 3 yılda iç ve dış koşulların dayatması sonucunda yeni bir aşamaya geldi:
l CIA ürünü Fethullahçı örgüt ile destekçisi Erdoğan arasında iktidar kavgası çıktı. Ve Erdoğan, bunlara karşı savaş açmak zorunda kaldı.
l Sonra, CIA’nın diğer örgütü PKK’ya karşı savaş başlatıldı.
-Ne yapalım, Erdoğan yıpransın diye PKK’nın ve FETÖ’nün yanında mı duralım?
Bunlardan çok daha önemlisi ise Erdoğan’ın Atatürk’e sahip çıkan bir çizgiye gelmiş olmasıdır.
Muhalefet isyanlarda: “Efendim, 2019’da seçim var ya; Atatürkçüleri kandırmaya çabalıyor!”
Olabilir... Senden oyunu zorla alacak değil ya... Vermezsin oyunu, olur biter...

AKP TABANINDA YANSIMASI

AKP kurmayları Atatürk’e dönüşü oy kazanmak için yapmış olabilirler. Lakin bunun o tabana yansıması farklı olacaktır. Erdoğan; yüzde 50’lik dindar kesim üstünde çok belirleyici. Ona oy veren insanlar, Erdoğan’ın Atatürk’e dönüşüne siyasi muhalifleri gibi bakmazlar. Bunu samimi bulurlar. Erdoğan, Atatürk’e sahip çıktı ise biz de sahip çıkalım derler.
Yani; Erdoğan’ın bu dönüşümü; Atatürk’e şimdiye kadar uzak duran kesimlerin onu kabul etmeleri sonucunu yaratabilir. Bu kötü mü olur?
Bir haber: Sinop’un Durağan ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı eski imam Ahmet Kılıçaslan, Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhu için ilçedeki tüm camilerde mevlid okuttu. Kılıçaslan; “Mutluyum, gururluyum ve onurluyum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk için ne yapsak azdır.” dedi.
Bize düşen, bu tür olumlu etkinlikleri ve AKP Lideri Erdoğan’ı kötülemek veya alaya alıp aşağılamaya kalkışmak değildir. Hele hele Anıtkabir’e giden AKP’lilerle alay etmek hiç değil. Tam aksine davranmalı ve AKP’lileri Atatürk’e sahip çıkmak konusunda teşvik edici olmalıyız.
Doğrusu ya ben, 10 Kasım’da Sayın Erdoğan’ın böyle Atatürkçü bir tavır takınacağını beklemiyordum. Bunu gördüm, memnun oldum.
Bu dönüşüm, AKP’nin 15 yıllık iktidar dönemindeki en önemli kırılma olacaktır.
Tekrar ediyorum: Sayın Erdoğan’ı samimi bulmasanız bile, onun takıyye yaptığını düşünseniz bile bu değişimi özendirmeniz gerekir. Büyük Atatürk’ün toplumsal güce dönüşen ideolojisinin bu zaferini, düşmanca duygularla körleştirmeye çalışmamalıyız.

YOBAZ TAKIMI BAŞ KALDIRDI

Erdoğan’ın Atatürk’e sahip çıkması, bugüne kadar Atatürk düşmanlığı üstünden beslenen eğitilmiş gerici takımını çok kızdırdı. Bunlardan birisi olan Karar Gazetesi Yazarı Hakan Albayrak, o kadar kendisinden geçmişti ki Erdoğan’ı İspanya’nın faşist lideri Franco’ya benzeten bir yazı yazdı. Atatürk konusunda Erdoğan’ın söylediklerine asla uymayacağını vurguladı.
Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Ahmet Akgündüz de sert tepki gösterdi. Bu Atatürk düşmanı adam; “Halkın çoğunluğunun Atatürk ile problemi var!” diyerek eğitilmiş gericilerin nasıl üzgün olduğunu ortaya koymuş oldu.

Şimdi başa dönüp yeniden soralım:
Velev ki oy almak için bile olsa Atatürk’e sahip çıkan Erdoğan, kendi mahallesinde de bizim mahallede de topa tutuldu. Ne yapalım bu adamı asalım mı arkadaşlar?