Necip Fazıl Yassıada Tutanaklarında

Geçen yazımda DP’nin militan gibi kullandığı, yaşamı kitaplarıma da konu olan bir şampiyonun Yassıada’da biten hazin öyküsünü yazmıştım. Bir okurum yazımın altındaki yorumlarda bugünkü davalar gibi asıl azmettirenlerin cezalandırılmadığını yazmış. Yassıada mahkemeleri bugünkü siyasal davalara hiç benzemez. O mahkemelerde tersine asıl azmettirenler büyük cezalar aldılar, Menderes’le birlikte üç kişinin yaşamı darağacında son buldu. Sahte belge, ıslak imza, gizli tanık tartışmaları yoktur bu mahkemelerde. Ayrıca sanıklara karşı ifade veren tanıkların çoğu DP’lidir.

Necip Fazıl Kısakürek’in Yassıada’daki bazı davalarda Büyük Doğu gazetesindeki kışkırtıcı yazılarından dolayı sık sık adı geçer. Onun örtülü ödenekten aldığı (147.000 TL) yardım dolayısıyla Bayar’ın, Menderes’in ifadelerine de başvurulur.

Tanıkların, hatta bazı sanıkların ifadelerinden anlaşılıyor ki DP döneminde Necip Fazıl önemli bir suç da işlese dokunanın vay haline!..

Savcı: “… Meşhur Necip Fazıl Kısakürek vardır ve hiç de şeref teşkil etmeyecek bir suçtan dolayı mahkûm edilmiştir. Fakat hakkındaki hüküm hiçbir suretle infaz edilmez… Bir tesadüf olarak bu hükmün infazını Dilaver Argun yerine getirmiştir. Bu yüzden Adnan Menderes’le aralarında ağır bir münakaşa geçmiştir.”
Savcının bu açıklaması üzerine Ankara Valisi Dilaver Argun mahkemede Necip Fazıl’ı bir gün gözaltına aldırdığı için Menderes’ten nasıl azar işittiğini, Menderes’in kendisine “hastasın sen” dediğini anlatır.

Alev Coşkun da o zamanki CHP Gençlik Kolları Başkanı olarak tanıklar arasındadır. Necip Fazıl’ın çıkardığı Büyük Doğu gazetesinin İnönü’nün linç olmaktan kurtulduğu Topkapı Olaylarında kışkırtıcı rol oynadığını, her zaman cuma günleri çıkan gazetenin o hafta olayların yaşandığı çarşamba günü çıktığını belirttikten sonra, Necip Fazıl’ın yazdığı şu satırlara mahkemenin dikkatini çeker:

“Haksız bir taşın açtığı bere üzerinde minik plaster ne demek? Haklı bir güllenin yere sereceği leşi örtecek kocaman kefenden ne haber?”

Bu üstü örtülü kışkırtıcı sözler mahkemede Menderes’e sorulduğunda, “kötüdür, ağırdır” diye yanıtlar.

Necip Fazıl bu satırlarla İnönü’nün taşlandığı Uşak olaylarına gönderme yaparak, Paşa için plaster değil, kefen beklediğini anlatmaktadır. Her zaman cuma günleri çıkan Büyük Doğu gazetesinin o hafta neden çarşamba günü çıktığı uzun uzun mahkemede tartışılır.

Yassıada tutanaklarında savcının Büyük Doğu ile ilgili görüşlerini de okuyoruz:

“Şimdi bu Büyük Doğu’nun uzun bir devresi vardır fakat her lüzumlu olduğu zamanlarda çıkmıştır. Yani muntazaman neşriyat yapan bir gazete değildir. Ne zamanki dahili politikaya bir hücum, İnönü’ye ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir hücum yapılması lazım geldi ise atıyyei şahaneyi almış, örtülü ödenekten para almış ve arkasından da gazeteyi çıkarmıştır.”

Celal Bayar’ın Necip Fazıl ile ilgili mahkemede söyledikleri de ilginç. Bayar’ın anlattıklarına göre Necip Fazıl, Demokrat Parti’nin kurulduğu günlerde İş Bankası’nda memur imiş, o zamanlar CHP’ye bağlılık gösterir, Demokrat Partililere atıp tutarmış: “Muhalefete geçtiğimiz andan itibaren bizim aleyhimizde, şahsen aleyhime karşı taraftan lütuf gördüğü için olacak, Allah’ı inkâr edenlerden demiştir. Ve ondan sonra da karımı şahit göstermiştir… Kendisinin gayet güzel üslubu olduğunu bilirim. Fakat inkılaplara düşman bir adam olduğu için kendisine yüz vermemişimdir. Binanaleyh onunla beni yan yana getirip gayet ağır bir hükme vardığından sayın başsavcı karşısında ne suretle idarei lisan edeceğimi bilemiyorum”

Celal Bayar’la Necip Fazıl’ın arası iyi olmasa da, Menderes onu “Vatan Cephesi’nin kılıcı” olarak görmüş, her zaman koruyup desteklemiştir.

Rahmetli Menderes’in ya da iktidar sahiplerinin saflığı işte… O kılıç Yassıada mahkemelerinde en zayıf anında Menderes’e dönmüş, Necip Fazıl kendisini çıkar adamı, para adamı değil de, büyük dava adamı gibi göstererek Menderes’i küçümseyici bir üslupla konuşmuştur.

Başta Necip Fazıl olmak üzere, Menderes’in iktidardayken kullandığı çoğu kılıçlar Yassıada mahkemelerinde kendisine dönmüştür.