Nedim Şener: 'Ben cemaate karşı değilim'

Odatv davası kapsamında tutuklu yargılanan Nedim Şener, 12 Mart 2012 günü, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce davanın 11. duruşmasında tahliye edildi. O gün Ahmet Şık da özgürlüğüne kavuştu. “Ahmet ve Nedim’in gazeteci arkadaşları” buna pek sevindiler. Ahmet ve Nedim diğer sanıklardan farklı! İngilizce pankartlarla, Soner, Barışlar, Müyesser için değil, sadece Ahmet ve Nedim için özgürlük istiyorlardı. Diğerleri gazetecilikten yargılanmıyor ki!

11 gün sonra… ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Ankara'daki evinde Şafak Pavey için bir resepsiyon verdi. Resepsiyonun amacı Şafak Pavey'in ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl verilen “cesur kadın” ödülüne bu yıl layık olmasıydı. Resepsiyonda sürpriz konuk Nedim Şener'di. Cezaevinden çıkmış, ayağının tozuyla Ricciardone’nin davetine koşmuştu.

Geriye dönelim. Yer: İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi. Tarih: 5 Ocak 2012. Odatv davasının 8. duruşması görülüyor. 8. celsede Nedim Şener’in sorgusu ve savunması yapılıyor. Neler demiş, mahkeme tutanaklarından izleyelim:

“Yani çünkü ben kişi olarak insan olarak hiç bir zaman bir cemaate veyahut bir gruba, partiye, sol örgütlere, sağ örgütlere karşı olmak gibi bir duruşum olmadı, politik bir duruşum olmadı,politik bir duruşum hiç bir zaman olmadı, gazetecilik hayatım boyunca… mesela ben cemaatle ilgili bir bilimsel araştırmaya katılmıştık, Işık Evinde kalıyoruz diyen arkadaşlarla falan karşılaştığımız zaman, biz onlara niye kalıyorsunuz demiyoruz, diyoruz ki, yani nasıl oluyor burada, çünkü ben de çocuğumu oraya göndermek istiyorsam,burada nasıl eğitim veriliyor, burada hangi tür eğitimler alınıyor, nasıl geçiniliyor falan, bu tür şeyleri merak ettiğimiz için cemaatle ilgili haberler, kitaplar da yazdık, bu tür araştırmalar yaptık. Ama biz onlardan nefret etmedik, sadece merak ettik, ama onların nefretini maalesef gazetelerinden bize, bizim hakkımızda yazdıklarını görünce şaşırıyorum. (…)

Burada mahkemenizde adaletin gücünü görmek istiyorum… Ergenekoncu olmadığımı ben çok iyi biliyorum… Ergenekon operasyonu çerçevesinde tutuklandım… Ergenekon Soruşturmasıyla hiçbir ilgim olmamasına rağmen, yaptığım araştırmayla Dink cinayetinde ihmali çıkan polislerin görev yaptığı emniyet müdürlüğüne gönderilen sahte isimli bir e-mail ile Ergenekonla ilişkilendirildim… Ben 20 yıldan beri gazetecilik dışında başka bir şeyle uğraşmıyorum sayın başkanım…”

Yarın: Nedim Şener, Hrant Dink cinayetini Ergenekon’a nasıl bağlamak istedi.

AÇIKLAMA:16 Kasım 2016 günlü Medyanın Hallerinde, “Kuleli kültürü almayan darbeciler” yazımıza Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nden (TEMAD) bir açıklama geldi. Derneğin Başkan Yardımcısı Adnan Ayvacı, askeri liselerin yeniden açılması için başlatılan nöbet eylemine TEMAD’ın katılmadığını belirtiyor. Düzeltiyoruz.

‘Çocuğun rızası’ diye bir şey söz konusu olamaz çünkü evlilik ancak özgür ve tam iradeyle yapılabilir. Yeterince olgunlaşmamış çocuklarda irade özgür ve tam olamaz… Bu tasarı toplumsal ve hukuki anlamda felakete delalettir. (Melis Alphan, Hürriyet, 21 Kasım 2016)

Ne kadar gayrı ahlaki işler içinde olan varsa hepsi algı tecavüzü korosuna katılmış, ahlak dersi vermeye kalkışıyor ya, işte en çok buna üzülüyorum. (Hüseyin Likoğlu, Yeni Şafak, 21 Kasım 2016)

Şanghay Beşlisi’nde demokrasi önemli bir unsur ve toplumsal bir hedef değildir. Avrupa Birliği ile Şanghay Beşlisi arasında yapılacak kıyaslama ve fayda hesapları da nafiledir. Bu örgütün, tarihsel ve kültürel olarak epey uzağında olduğumuz ortadadır. (Okay Gönensin, Vatan, 21 Kasım 2016)

Cumhurbaşkanı, "Şangay Beşlisi'ne alırlarsa gireriz" diyor; Genelkurmay Başkanı ise NATO temsilcilerine "İttifakımız güçlenecek" sözü veriyor! Hangisi geçerli? Bir devlet böyle çelişki içine düşer mi? (Arslan Bulut, Yeniçağ, 21 Kasım 2016)

TSK’daki generallerin yüzde 40’ı FETÖ’cüymüş. Yüzde 40’ı imamlardan emir alıyormuş..

Genelkurmay’ın haberi yok… MİT’in de haberi yok.. MİT, ABD’nin PYD’ye verdiği silahların sayısını biliyor, Ankara’daki FETÖ’cü general sayısını bilmiyor… Acayip bi durum değil mi? (Mehmet Tezkan, Milliyet, 21 Kasım 2016)

Galatasaray'ın fark yediği derbiler de izledim Kadıköy'de; ama zaten yenilmiş bir şekilde maça gelen Galatasaray'ı ilk defa gördüm. Uykusuzluğa dayansalar, 10 gün devam eden bir maç oynasalar en fazla 0-0 biterdi… Bu takımın bir teknik direktörü yok. (Rıdvan Dilmen, Sabah, 21 Kasım 2016)

Türk futbolseverlerin merakla beklediği derbi ne yazık ki keyif vermedi… Seyrettiğim en kötü derbiydi. (Yılmaz Vural, Sözcü, 21 Kasım 2016)