Neoliberallerin bir an gözleri parladı

Piyasada genel olarak ekonomi ile uğraşıp üç beş kelam edenlerin önemli kısmı hala Türkiye’nin nereye gittiğinin farkında değil.

Hatta, iktidar taraflısı, ekonomist ve medyadaki ekonomi kanallarının dahi Türkiye’nin nereye gittiğinin farkında olmadıklarını görüyorum.

Cumhurbaşkanı'nın, eski ve yeni Hazine ve Maliye Bakanlarının ağzından çıkanları boş lakırdı, tekerleme diyerek dinliyorlar.

Geçen hafta, Hazine ve Maliye Bakanı istifa etti. Merkez Bankası Başkanı da görevden alınarak, yerine yeni bir başkan atandı.

İstifa eden Hazine ve Maliye Bakanı ile görevden alınan Merkez Bankası Başkanı'na emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Gerçekten zor bir dönemde görev üstlendiler. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı görevi Sn. Berat Albayrak için, Cumhurbaşkanı'nın damadı olması nedeni ile ateşten gömlekti.

Yeni gelen, gerek bakan gerekse Merkez Bankası Başkanı ekonomi bürokrasisi içinden geliyorlar. Devlet işleyişi konusunda yeterli birikimleri var. Her ikisinin de geçmişte ayrıca bakanlık tecrübeleri var. Pratikte ne yapacaklarını zaman içinde göreceğiz. Her ikisine de başarılar diliyorum.

GEÇİŞ SÜRECİ ZORLU OLUYOR

Türkiye geçiş sürecinde, doğal olarak bu süreç çok zorlu. Uygulama içinde olanları çabuk yıpratıyor. Zaman zaman değişiklik zorunlu hale geliyor.

Bu değişiklikler konusunda ben gözleri parlayanlara sözü getirmek istiyorum. Görevden alma ve istifaları duyunca, tamam dediler, Hükümet artık yolun sonuna geldi.

Bir de bu gelişmelere paralel olarak, ABD seçimlerinde Biden kazanınca. İşte bizim günlerimiz dediler, bizimkiler önce faizleri arttırır, sonra sırada IMF var.

Hükümet geri dönmeye hazırlanıyor.

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı konuşmasında, “Türkiye kurala dayalı işleyen bir piyasa ekonomisi geleneğine sahiptir” diye konuşunca. Ardından Cumhurbaşkanı 10 Kasım konuşmasında, “Serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden” deyince, işte dediler konuşmalar içinde sinyallerde gelmeye başladı.

19 Kasım’da faizler artacak, sonrası Osman Kavala, Selahattin Demirtaş serbest, IMF ile bir stand-by.

Gelsin teknik analizler, gitsin bilançolar.. ohhhh.. şöyle bir derin nefes.

Olmayacak!

KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ!

Neden mi ?

S-400’ler F-16’ları yakaladı, kilitlendi.

KKTC tekrar Asya’ya kazanıldı.

Karabağ işgalden kurtuldu, önümüzdeki dönemde Ermenistan yönetimine Sorosçu’ların yerine Asyacılar gelecek.

Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de kukla devletin boğazı sıkıldı.

Kürdistan referandumu bozguna uğradı.

PKK hendeklere gömüldü.

15 Temmuz 2016 günü NATO gladyosunun Türkiye kolu FETÖ silahlı olarak ezildi.

ABD kendi içinde istikrarsızlaşmaya başladı.

Dolar saltanatının sonu göründü.

Kimsenin gücü Türkiye’yi geri döndürmeye yetmez.

Cumhurbaşkanının 10 Kasım Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anma konuşmasında bir cümlesi ile yazımı bitiriyorum.

“Türkiye’yi; faiz, kur, enflasyon prangası ile modern kapitülasyonlara mahkûm etmek isteyenlere karşı, şimdi de tarihi bir mücadele veriyoruz.”