Nevruz ateşinin aydınlığında: Benim sarılığım sana senin kızıllığın bana!

Aşık olan canlar bugün gelürler, / Sultan Nevrûz günü birlik olurlar

Hallâk-ı cihandan ziya olurlar, / Himmeti erince Nevrûz Sultan’ın.

Memleketin başındaki doğal uğursuzlukların tam da ortasında geliyor bu senenin Nevruz’u. Doğudan batıya, kuzeyden güneye sallanıp durduğumuz, üstüne sellerle boğuştuğumuz bu kış aylarından, nihayet kurtulmak üzereyiz. 21 Mart, hayatlarımızda sanki yeni bir sayfa açıp, bize ilkbaharın sıcaklığını, renkliliğini ve umutluluğunu getirecek umarız. Nevruz’un vereceği bu yeni ve taze nefes, memleketimizin güzel insanlarını, doğanın ve politikanın bize zorladığı büyük sorunlar karşısında, daha güçlü ve mücadeleci olmalarını saglayacaktır. Çünkü Nevruz’un tanımı da, tarihi de tam budur binlerce senedir.

Farsça kökenli bir kelime olan Nevruz, “yeni gün” anlamına gelir. Genellikle Mart’ın 21’inde, kışın bitip, tüm canlıların baharla kucaklaştığı gün olarak kabul edilir ve doğudan batıya çok geniş bir bölgede, çeşitli eğlence etkinlikleriyle kutlanır. Şüphesiz Nevruz’un en çok bilinen eğlencesi, dilek tutularak yanan bir ateşin üstünden atlamaktır. Bunun sembolik anlamı, ateşin günahları yakıp yok edeceği, geçen senenin tüm olumsuzluklarını sileceği ve yeni yıla taze bir başlangıç yapılacağıdır.

CHAHARSHANBE SURİ: ATEŞ ÇARŞAMBASI

Birçok kültürde, senenin en son Çarsamba’sının bir gece öncesi, köy meydanlarında büyük ateşler yakılır ve bu ateşlerin üzerinden atlanır. Farsça’da Caharshanbe Suri, Azerbeycan’da Od Çarşambası, Kürtçe’de Çarşeme Sor adı verilen bir “Ateş Festivalidir” bu aslında. Antik çağlardan gelen ve ateşin kutsal sayıldığı Zerdüştlük’ün ana teması olan, aydınlığın karanlık üzerine, iyiliğin kötülük üzerine olan zafer dileğidir bu.

Geleneğe göre, Nevruz’u kutlayanlar ateş üzerinden atlarken “Benim sarılığım senin, senin kızıllığın benim” diyerek şarkılar söylerler. Bunun asıl anlamı, “Benim zayıflıklarım ve korkularım sana, senin cesaretin ve sağlığın bana” olarak anlaşılmalıdır. Böylece yeni bir yılda sağlık, kuvvet ve iyimserlik arzuları ifade edilir.

Nevruz’u kutlayan birçok kültürde, hemen Nevruz öncesi, yılın en büyük bahar temizliği de gelenektendir. Farsça Khouneh Tekouni aslında, tam olarak “evi sallamak” anlamına gelir ve en derinden bir temizliği ifade eder. Fiziki olduğu kadar, ruhani anlamda da bir temizliktir bu elbette. Tüm kutlayanların en yeni elbiselerini giyip sokaklara çıkması da, bu yenilenme arzusunun bir göstergesidir.

O GECE ATALAR ZİYARETE GELİR

Baharın başlangıcı olan Nevruz, aynı zamanda bizlerden önce gelip geçmiş olan atalarımızın, bizi ziyarete gelip, yeni başlayan yılda bizlere uğur getirmesinin de zamanıdır bu gelenekte. O nedenle de, bazı kültürlerde, çocuklar kendilerini beyaz çarşaflara sararak, ataların bu ziyaretini oyun halinde oynarlar. Yine çocuklar, ellerinde tencere ve tabaklarla sokaklarda koşarak, kaşıkla bunlara vurup, yılın bu son gününde kötü ruhları ve şanssızlığı kovalamış olmaktadırlar.

UYGURLARDAN BALKANLARA BİR ULU GELENEK

Nevruz, Zerdüştlük ve Bahailik için de kutsal bir gündür ve tatil olarak kutlanır. Kürtlerde, Nevruz bayramının Kürt mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesi’ne dayandığına inanılır. Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında da, Göktürklerin Ergenekon’dan çıkışı ve baharın gelişi olarak kutlanır. Nevruz diğer Türk devlet ve topluluklarında da önemlidir. Azerbaycan’da Novruz, Kazakistan’da Navrız meyrami, Kırgızistan’da Nooruz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Mart dokuzu, Kırım Türklerinde Navrez, Batı Trakya Türkleri’nde Mevris adları ile anılır.

DOĞU’NUN MİRASI TÜM İNSANLIĞA MAL EDİLİR

Birleşmiş Milletler, 2010 yılında Nevruz’u resmen kabul ederek, 21 Mart’ı Uluslararası Nevruz Günü olarak saptamıştır. Nevruz’un dünya çapında barış ve iyi niyetin yayılması için çok önemli bir gün olduğu ifade edilmiş ve UNESCO’nun “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesine alınmıştır.

İnsanlığın çok daha aydınlık bir gelecekte yaşaması,son iki aydır çekmek zorunda kaldığımız felaketlerin sona ermesi dileklerimizle, tüm dünyanın Nevruz’unu, Anadolu’nun tam ortasından şu dizelerle kutlamak isteriz:

“Pîr Sultan’ım eydür, erenler cemde, / Akar çeşmim yaşı her dem bu demde,

Muhabbet ateşi yanar sinemde, / Himmeti erince Nevrûz Sultan’ın”