Nice Yıllara İnsancıl!

Bir dergi çıkarmak, hele 25 yıl yaşatabilmek kolay değil! Değerli dostlarım Cengiz Gündoğdu, Berrin Taş böyle zor bir işin üstesinden nasıl geliyorlar, bunu bir de onlara sormak gerekir. Kendilerini kutluyorum, İnsancıl’ı girip çıktığım kitapçılarda görmekten ayrı bir kıvanç duyuyorum. İnsancıl benim ısınabildiğim sayılı birkaç dergiden biridir.

Bir mücadelesi, bir kavgası var İnsancıl’ın. Aslında onun kavgası hepimizin kavgası olmalı. Ben kendi yazarlığımı şöyle açıklıyorum. Diyorum ki, “Lüks otellerin önünde bir havuz olmaktansa, biraz ötedeki mavi denizde küçük bir damla olmayı yeğlerim.” Şunu anlatmak istiyorum: Hani lüks otellerin önünde havuzlar olur, insanlara biraz ötedeki mavi denizi unutturur bu havuzlar, orada oyalanırlar, mavi denize gitmeye üşenirler. Bazı yazarlar lüks otellerin önündeki havuzlar gibidir. Okuru oyalarlar sadece, ilerideki kocaman denizi unuttururlar. Değerli dostum Cengiz Gündoğdu’nun anlatmak istediği “star sistemi” budur işte. Cengiz Gündoğdu okura yıllardır şunu söylemek istiyor: Lüks otellerin önündeki havuzlarda oyalanmayın hep, biraz ötedeki mavi denize gidin, gerçek edebiyat oradadır. O denizin her damlası önemlidir.

Büyük sermaye Amerikancı yazarlar istiyor bugün, bu açık. O yazarların bir kitabı çıktığında kanal kanal dolaştırıyorlar, bir kanalda başta söylediklerini öteki kanalda ortada söylüyorlar, daha sonra başka bir kanalda sonda söylediklerini diğerinde başta söylüyorlar. Kanal kanal dolaştırılıp mutlaka konuşturuluyorlar. Sanki yalnız onlar var edebiyatta. Üç kanala çıktınız mı, siz de kolayca “çok satan yazar” olursunuz. Yani lüks bir otelin önünde bir havuz... Böylelerinin edebiyatta çok büyük işler yaptıklarına hiçbir zaman inanmadım.

İnsancıl dergisinde özellikle Cengiz Gündoğdu’nun yazılarını mutlaka okuyorum, “Ben Kimim” başlığı altında yazılan yazıları çok beğeniyorum ve zevkle okuyorum. Nisan sayısında Ömer Naci Soykan kendisini anlatmış. İlginç bir yazıydı, üniversitedeki vefasızlığı anlatıyor. Bu yazı bana ayrı bir yazı yazdıracak kadar ilginç geldi. Keşke sonra bu yazılar bir araya getirilip “Ben Kimim?” başlığıyla kitap yapılsa.

İnsancıl’ı dilerim 50. yılında da görürüz, yalnız İnsancıl’a değil, emek verenlere ve sevenlerine de uzun ömürler diliyorum.