Numan Kurtulmuş: İçkisini içen de içmeyen de gelecek

15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ mücadelesini anlatan Kurtulmuş “İçkisini içen de gelecek, içmeyen de gelecek, hanımı başörtülü olan da gelecek, olmayan da gelecek. Böylesine bir özgürlük ortamını devletin kadroları içinde sağlarsanız, FETÖ'ye ihtiyaç duymayacak kimse. Esas kırmamız gereken şey bu” dedi.

İşte Başbakan Yardımcısın Kurtulmuş’un açıklamalarından satırbaşları:
“Bu adamlar tarih boyunca birçok ezoterik grubun olduğu gibi, bir çok batıni unsurun olduğu gibi geniş Müslüman kitlesinin içerisinde sadece kendi çok dar kitlelerini Müslüman olarak tanımladılar, kendi aralarında bir hukuk geliştirdiler ve diğerlerini kendi İslam çerçevelerinin dışında gördüler. En büyük namussuzluk buradaydı, en büyük ihanet buradaydı. Bu anlamda tarih olarak belki Hasan Sabbah örgütünden daha batıni bir örgüttür bu örgüt. Ama sosyolojik anlamda en büyük sapkınlığı burada ortaya koydular. Bunlar hem İslami cemaat fikrinin köküne kibrit suyu ekmişlerdir hem de sosyolojik olarak cemaati dağıtmışlardır.

“Esas meselemiz liyakat”

“Benim gibi düşünen adam devlette olsun değil, esas meselemiz ehliyet, liyakat ve millete sadakat olmalıdır. Dini, seküler fark etmez, gerçekten ehliyeti, liyakati ve millete sadakati olan insanlar gelsinler, devletin kadroları içinde yer alsınlar. Ümit ederim ki 15 Temmuz saldırısı böyle bir dönüşüme de vesile olur. Bu anlamda Türkiyebüyük hayır sağlamış olur diye düşünüyorum. Herkes kendi düşüncesiyle, mezhebiyle, meşrebiyle, siyasi görüşüyle, kendisine bir kariyer imkanını devletin çatısı altında bulabilmelidir. Bu olursa zaten bu örgütlere ihtiyaç yok.”

“O tür (geleneksel, muhafazakâr) ailelerden gelen insanların önünü kapatırsanız, FETÖ gibi adamlar da çıkıp diyor ki ‘merak etme ben seni yükseltirim' diyor. Bu sefer bir gizli örgütlenme, paralel bir yapılanmaya zemin hazırlıyorsunuz. İçkisini içen de gelecek, içmeyen de gelecek, hanımı başörtülü olan da gelecek, olmayan da gelecek. Böylesine bir özgürlük ortamını devletin kadroları içinde sağlarsanız, FETÖ'ye ihtiyaç duymayacak kimse. Esas kırmamız gereken şey bu. Hem demokratikleşmeyi sağlayacağız, siyasal katılımda kimsenin önünde engel kalmayacak hem de şeffaflaşmayı sağlayacağız. Ekonomik ve siyasi kararlar, sadece devlet aygıtı tarafından alınırsa devlet çok cazip bir yer haline geliyor. Bunu mümkün olduğu kadar halkla paylaşmak, halkın siyasal katılım süreçlerine daha muktedir bir şekilde girebilmesini temin etmek gerekiyor. Ama yeterli değildir. Demokratikleşmeyi ve şeffaflaşmayı, bütün unsurlarıyla ortaya koyarsanız, hatta devlet memuriyeti için liyakat esaslı yeni bir yapılanma yaparsanız, devleti ele geçirilecek bir kurum olmaktan kurtarırsınız.”

“İtirazımız şunadır; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tek işi var. Vatan savunmasıdır, ülke savunmasıdır. Sadece ülke savunmasına kendisini tahsis etmiş olan, siyasette aklı olmayan, siyasette gözü olmayan, siyasete bir türlü müdahale etme histerisi içerisinde olmayan bir Türk Silahlı Kuvvetleri'nin inşa edilmesi lazım. İnşallah bu 15 Temmuz saldırısı Türkiye'ye böyle bir zemin hazırlayacak ve bunda da muvaffak oluruz diye ümit ediyorum.”