O, 3 bin 105 Türk hemen açıklanmalı!

The Economist Dergisi’nin Demokrasi Endeksi’ne göre, demokratik gelişmişlik sıralamasında 167 ülke arasında 93’üncüyüz ...

***

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2014 Basın Özgürlüğü sıralamasında ise 180 ülke arasında 154’üncü sıra bize ait!

***

Yoksulluk sıralamasında, 33 üyeli Ekonomik İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında en yoksul üçüncü ülkeyiz...

***

Yolsuzluk sıralamasında da durum iç açıcı değil: Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün araştırmasına  göre Türkiye, 2014’te 175 ülke arasında en büyük düşüşü yaşayarak 64’üncü sırada yer aldı.

***

Gelelim hukuk sıralamasına... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2013 yılında incelediği ve ihlal kararı verdiği 797 dosyadan 118’i Türkiye’ye ait... Yani, bizden sadece bir dosya önde olan Rusya’nın ardından, hak ve hukuk ihlallerinde Avrupa ikincisiyiz!

***

Dün bir veri daha açıklandı:

İsviçre bankalarındaki “gizli” hesapların bilgisi internete sızmış... 100 bin civarında gizli banka hesabının bilgisi yayınlanmış... Bunlardan 3 bin 105’i Türkiye’deki kişilere aitmiş...

Bu 3 bin 105 kişinin hesaplarında toplam 3,48 milyar dolar bulunuyormuş...

Gizli hesapları ortaya çıkaran belgelere göre İsviçre 31.2 milyar dolarla birinci, İngiltere 21.7 milyar dolarla ikinci, Venezuela 14.7 milyar dolarla üçüncü, ABD 13.3 milyar dolarla dördüncü sırada yer alıyormuş...

Türkiye ise 23’üncü sıradaymış...

***

Şimdi genel bir durum değerlendirmesi yapalım:

Bizi yaklaşık 13 yıldır yöneten ve “Üç Y’yi (yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar) bitireceğiz” sloganıyla iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi...

Yasaklarda...

Yolsuzlukta...

Yoksullukta...

Bizi dünya devleri arasına soktu...

Adaleti yok etti...

Bir tek “kalkınma” vaadini hayata geçirdi:

İsviçre bankalarındaki 100 bin kara ya da kayıt dışı para sahibinin arasına 3 bin 105 Türk’’ü soktu!

Bu büyük başarısından dolayı AKP iktidarını yürekten kutlar, bizi dünyada başarıyla temsil eden o 3 bin 105 Türk’ün listesini bir an önce açıklamalarını beklediğimizi duyururuz.

Açıklasınlar ki; hepsine üzerinde bizi bugünlere taşıyan büyük insan Recep Tayyip Erdoğan’ın resminin bulunduğu birer madalya takalım!

HUBERRRR!  (96)

Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı görevini devretmesinin üzerinden 165 gün geçti ama Tarabya’daki Cumhurbaşkanlığı’na ait Huber Köşkü’nü boşaltmadı.

Ben de bugüne kadar 95 yazı yazdım ve neden boşaltmadığını sordum.

Sadece ona değil, Recep Tayyip Erdoğan’a da sordum.

Hatta vatandaşlık hakkımı kullanarak, Bilgi Edinme Hakkı kapsamında yasal başvuruda bile bulundum.

Sözüm ona, on beş günde yanıt gelmesi gerekiyordu; aylar geçti, çıt çıkmadı.

Bu konudaki 100’üncü yazım 14 Şubat Sevgililer Günü’nde yayınlanacak.

Ben de o gün saat 12:00’de Huber’in sahildeki kapısının önünde olacağım...

Sırtımı Huber’e dönüp Boğaz’a karşı çay içeceğim.

Siz “sevgili” dostlarım da yanımda olursanız var ya...

Biz bu Huber’i kimseye yedirtmeyiz!

GÜNÜN SORUSU

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekili adayı olmak için istifa etmesine destek veren küfürbaz milletvekili Şamil Tayyar, “askeri” olduğu Recep Tayyip Erdoğan bu adaylığa karşı çıkınca ne yapacağını şaşırmış... Sorum kendisine:

Sen asla böyle vahim hatalar (!) yapmazdın; iyi misin?

ABD’Lİ LOBİ ŞİRKETİNE 62 BİN DOLAR BAĞIŞLAYAN GAZETECİ!

Türkiye’de çalışan ve ekmeğini sadece kaleminden kazanan, başka da bir geliri olmayan bir gazeteci, ABD’deki lobicilik faaliyetlerine 62 bin dolar, yani 150 bin lira bağışlayabilir mi?

Ben veremem!

Çünkü 33 yıllık gazeteciyim ama ne böyle bir gelirim var ne de birikimim!

Ha; bir-iki üniversiteli çocuğa burs verebilirim; o kadar!

Gerisi beni aşar...

***

Beni aşar ama yandaş medyadaki üç beş yıllık yazar arkadaşlar bunu pekâlâ yapabiliyor!

Örneğin Ceren Kenar...

Bu genç hanımefendi, “Genç Siviller” hareketiyle tanındı. Sözüm ona yasakların kalkması adına Recep Tayyip Erdoğan’a ve saz arkadaşlarına her türlü vokalde bulundu.

Önce Taraf’ta yazdı, sonra yeni dönemin “Taraf”ı olmaya soyunan Türkiye Gazetesi’ne transfer oldu.

***

Bu parlak çocuklar, güzel kızlar; Soros’un dünyaya ihraç ettiği “turuncu devrim”in yüzleri...

Amaçları; özgürlükleri savunmak adına, ulusal dirençleri kırmak, ABD dostu iktidarların önünü açmak...

İşte; bu yüzden bu güzel kızlar ya da parlak çocuklar, paraya para demiyor...

***

İşin acı veren yanı ne biliyor musunuz?

Onlar; s.kt.rb.ktan bir kampanya için bir çırpıda 62 bin doları adı sanı belli olmayan lobicilik şirketlerine bağışlarken, Ankara’da yaşayan ve gerçek gazetecilik yapmaya çalışan 38 yaşındaki Barkın Şık, işsiz kalma korkusundan intihar etti.

Sonuçta; 62 bin doları ABD’lilere bağışlayan Ceren Kenar’a da gazeteci deniyor; üç beş bin liralık borcunu ödeyemeyeceğini sanıp hayatına kıyan Barkın Şık’a da...

***

Offffff... Sıkılıyorum yaaaa!

Ne kötü bir dünya bu; üstelik hiç değişmiyor:

Kaybeden, hep iyiler oluyor!

GÜNÜN İSYANI

Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre İçişleri Bakanlığı’nın Ankara Balgat’taki 40 lojmanından biri kaybolmuş... İsyanım bu habere şaşıran okurlara:

Neden şaşırdınız ki? Bu adamlar bırakın bir lojmanı, koskoca bir devleti yok etme noktasına gelmediler mi?