O defteri bu kadar kolay kapatma imam efendi!
Cem Aziz Çakmak’ın cenaze namazını kıldıran imam dün sordu:
“Hakkınızı helal ediyor musunuz?”
Cemaat hep bir ağızdan yanıtladı:
“Helal olsun!”
Oysa ne hakkımız geçmiş olabilir ki ona?
“Askeri okulda okudu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en üst rütbesine kadar geldi, devletten maaş aldı” diyorsanız...
Karşılığında hayatını verdi; daha ne yapsın?
Dün o musalla taşında yatan “ana baba ayrı öz kardeşim”, hiç kimseye borçlu gitmedi; tam tersine alacağı vardı tanıdığı, tanımadığı binlerce kişiden...
***
Bu kumpasları Amerikalıların emriyle kuran sözüm ona “Hoca Efendi” olacak o “terör örgütü lideri”nden “alacaklı” gitti örneğin, Cem kardeşim!
***
Sonra kumpası meşrulaştırmak için büyük çaba sarf eden ve “Ben bu davaların savcısıyım” diyen o günün Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı’ndan “alacaklı” gitti!
***
Amerika’da tezgâhlanan bu kumpası hayata geçirmek için sahte delil üreten TSK içindeki alçaklardan “alacaklı” gitti!
***
O düzmece belgeleri bir bavul içinde TSK’daki ajanlardan alıp gazetesinde yayınlayan ve sonra da F Tipi Savcılara teslim eden gazeteci kılıklı Mehmet Baransu’dan “alacaklı” gitti!
***
Baransu’nun çalıştığı ve sırf TSK’yı çökertmek için F Tipi Terör Örgütü tarafından yayın hayatına sokulan Taraf Gazetesi’nin o günlerdeki Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’dan ve Yayın Koordinatörü Yasemin Çongar’dan “alacaklı” gitti!
***
Düzmece delilleri incelemeye bile gerek görmeden TSK’nın 300’den fazla komutanına dava açan F Tipi Savcılar’dan “alacaklı” gitti!
***
Sırf bu davaları açtı diye, o günlerde Başbakan tarafından “zırhlı makam arabası”yla ödüllendirilen Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz’den “alacaklı” gitti!
***
Yayınlanması yasak olan hazırlık soruşturmasına ait evrakları yayınlayan ve bunların üzerinden en ağır hükümleri peşinen kesen Taraf, Akit, Yeni Şafak, Zaman, Star, Sabah, Bugün, Takvim gibi AKP ve cemaat gazetelerinden, onların televizyonlarından alacaklı gitti!
***
Ekrem Dumanlı, Mustafa Karaalioğlu, Şamil Tayyar, Ahmet Kekeç, Mehmet Altan, Engin Ardıç, Mehmet Barlas ve oğlu, Nazlı Ilıcak, Mehmet Metiner, Rasim Ozan Kütahyalı, Nagehan Alçı, Gülay Göktürk, Ali Bayramoğlu, Ergun Babahan başta olmak üzere “Fethullahçı” ya da “AKP’nin emir eri” yüzlerce “infazcı” yazardan “alacaklı” gitti!
***
Bu haksız ve hukuksuz soruşturma üzerinden siyaset yapan ve yargılanan herkesi “darbecilikle” suçlayan bakan, milletvekili, parti yöneticisi binlerce AKP’liden “alacaklı” gitti!
***
“Sahte” olduğunu anlamak için uzman olmaya bile gerek bırakmayan sözde belgelere ya da CD’lere “gerçek” raporu veren TÜBİTAK’ın kalleş “uzman”larından “alacaklı” gitti!
***
Bir bavul dolusu sahte belgeyi incelemeye bile gerek görmeden, yüzlerce subayla birlikte kendisini de tutuklatan “nöbetçi hakim”den “alacaklı” gitti!
***
Cumhuriyet tarihinin bu en önemli davalarını, yargılama kurallarını alt üst edercesine gerçekleştiren... Savunmayı kısıtlayan... Avukatları azarlayan... Delillerin sahteliği konusunda onlarca üniversiteden gelen raporları görmezden gelen... Ve tamamen keyfi bir şekilde 3 yıl hapiste tutulup hastalanmasına neden olan... Sonuçta da 20 yıl ceza veren “hakimler”den “alacaklı” gitti!
***
Çoğu hukukçu bile olmayan Anayasa Mahkemesi üyelerinin “bozma” gerekçesini önceden göremeyen ve mahkeme kararını aynen onaylayan Yargıtay’ın sözde hukukçularından “alacaklı” gitti!
***
Elbette dün Cem’i son yolculuğuna uğurlarken; bu uzun listedeki “borçlular”dan bir kişi bile yoktu camide...
İmam sordu, cemaat “Helal olsun” dedi; “haramlara dair alacak verecek defteri” kapatıldı!
İtirazım var Hocaefendi!
Ana baba ayrı öz kardeşim rahmetli Cem Aziz Çakmak adına itirazım var:
***
Cem, yukarıdaki listede adı bulunsun-bulunmasın; kendisini haksız yere hapse atanlara, attıranlara, hakaret edenlere, “darbeci” diyenlere hakkını helal etmedi hiçbir zaman!
Helal etmediği gibi tek isteğinin, onların yargılandığı ve cezalandırıldığı günü görmek olduğunu söyleyip durdu son nefsine kadar!
Tamam; senin “uzmanlık” alanına girmez bu “yargılama” işi ama... Sen de kestirmeden gidip şu “helallik defterini kapatma” be imam efendi!
Bunca günahkârın günahını, boşuna üstlenme!
Bu dünyada görülecek bir davamız, öte dünyada Cem adına sorulacak bir hesabımız var artık...
Kapatma şu defteri!
GÜNÜN SORUSU
Sorum özellikle seçim meydanlarında elinden Kuran’ı düşürmeyen Recep Tayyip Erdoğan’a:
Bir zamanlar savcısı olduğunuz Balyoz’da; hepsi beraat eden sanıkların tamamına yakını sağlığını kaybetti. Birkaç ay önce Muzaffer Tekin’i, dün de Cem Aziz Çakmak’ı toprağa verdik... Sorum basit:
Savcısı olduğunuz davalarda haksız yere cezaevine düşüp sağlıklarını yitiren bu insanların öteki dünyada sizden hesap sormasından korkmuyor musunuz?
SAYILARI 15’E ULAŞTI!
2007 yılında başlatılan Ergenekon ve 2009 yılında başlatılan Balyoz operasyonlarıyla Türkiye’nin yurtsever aydınları acımasızca hedef alındı. Emekli Tuğgeneral Cem Aziz Çakmak’ın son kurbanı olduğu kumpaslarda bundan önce de 14 şehit verildi. İşte o isimler:
***
- Kuddusi Okkır
- Em. Albay Abdülkerim Kırca
- MİT Başmüşaviri Kaşif Kozinoğlu
- Deniz Yarbay Ali Tatar
- Deniz Kurmay Albay Berk Erden
- Gazeteci İlhan Selçuk
- Prof. Dr. Uçkun Geray
- ÇYDD Başkanı, Prof. Dr. Türkan Saylan
- Em. Org. Teoman Koman
- Em. Albay Mehmet Haşimoğlu
- Engin Aydın
- Stratejist Erhan Göksel
- Albay Murat Özenalp
- Em. Albay Muzaffer Tekin
- Em. Tuğamiral Cem Aziz Çakmak
GÜNÜN İSYANI
İsyanım düne kadar her türlü iftirayı attıkları Tuğamiral Cem Aziz Çakmak’ın ölümünde haber değeri görmeyen alçaklara:
Suratınıza tüküreceğim ama değerlenirsiniz diye yapmıyorum!