O fotoğraf göçü önler mi?

Mülteci sorunu Türkiye'nin gündeminde yerini korurken, İdlib'de de yeni gelişmeler yaşanıyor. 9 Eylül günü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sözde Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanlığına seçilen Salim el-Muslat, Suriye Müzakere Komisyonu Başkanı Annas Abdeh ve Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa'yla bir araya geldi. Buluşmanın fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşan Çavuşoğlu, “Suriye halkının meşru temsilcisi olan Koalisyon'a ve Geçici Hükümet'e desteğimiz tam.” dedi.

SAHA HAREKETLENDİ

Aynı gün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Suriye gündemli bir açıklama yaptı. Lavrov, İdlib'de Suriyeli muhaliflerle teröristleri ayırma çalışmalarının, "hedeflenenden çok uzak" olduğunu söyledi. Rus Bakan, Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in iki yıl önce üzerinde anlaştığı maddeleri uygulamaya çağırdı. Açıklamaların, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan ile Suriye Ulusal Güvenlik Başkanı Ali Memlük'ün görüşme yapacağının konuşulduğu dönemde gelmesi dikkat çekti.

Bu gelişmelerin ardından saha da hareketlendi. Cumayı cumartesiye bağlayan gece İdlib'de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'ne ait iki zırhlı personel taşıyıcıya saldırı yapıldı. Üç Mehmetçik şehit oldu. Saldırıyı, “Ebu Bekir Sıddık’ın Yardımcıları Seriyyesi” adlı örgüt üstlendi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, saldırının ardından Suriye sınırına giderek burada komutanlarla görüştü.

ULUSLARARASI TOPLUM ANLAMAYA BAŞLAMIŞ!

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun dün Antalya'daki açıklamaları dikkat çekti. Gündem mültecilerdi. Çavuşoğlu, "Artık mültecilerin güvenli bir şekilde ülkelerine döndürülmesi, gönderilmesi için uluslararası toplumdan daha iyi bir destek görmeye başladık. Bu işin ciddiyetini biraz anladılar. Başta BM Mülteciler Yüksek Komiserliği olmak üzere, Suriye başta olmak üzere mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için çalışmalarımız var." dedi. Çavuşoğlu, ayrıca en çok Suriyeliye ev sahipliği yapan komşu ülkeler Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak olarak bir inisiyatif başlattıklarını aktardı.

Sayın Çavuşoğlu, işin ciddiyetini anlayan(!) uluslararası toplum ile bu işi nasıl çözebileceğine inanıyor? Irak, Suriye, Afganistan gibi ülkeleri bombalayan, mülteci sorununu yaratan ABD ve Washington'un politikalarına destek veren Avrupa ile mi? Uluslararası toplumun şimdiye kadarki politikası, para vererek göçmenleri sınırlarından uzak tutmaktı. Ne Avrupa ve Birleşmiş Milletlerle ne Suriye muhalefetini meşru görerek ne de Suriyeli mültecilerin yükünü sırtlanan ülkelerle bu sorunu çözebilirsiniz. Suriye'nin masada olmadığı her denklem geçersizdir. Sonuçta 3,5 milyon insanın gideceği ülke, Suriye'den başka bir yer değil.

İDLİB TEMİZLENMEDEN GÖÇ YÜKÜ HAFİFLEMEZ

İdlib'deki düğüm çözülmedikçe, bırakın mülteci sorununun çözülmesini, Türkiye'ye yeni göç yükü yaşanması da muhtemel. İdlib'de terör örgütlerinin temizlenmemesi, Suriye'yi buraya operasyon yapmaya mecbur bırakıyor. Olası bir operasyonda Türkiye'ye yaklaşık 2 milyon kadar göç gelmesi bekleniyor. Her ne kadar ilgili kurumlarda “Bu göçü karşılamaya gücümüze yeter, hazırlıklıyız.” açıklamaları gelse de, hükûmet birinci ağızdan “artık yükün kaldırılabilir olmadığını” itiraf etmektedir.

İdlib'in teröristlerden arındırılması, yalnızca göç konusunda değil, aynı zamanda PKK/PYD meselesinde de çözümün anahtarı olacak. Çünkü Suriye açısından Fırat'ın batısında temizlenmeyen tek nokta İdlib. Şam'ın İdlib'i kontrol etmesi, Suriye Ordusu'nun arkasını sağlama alarak yönünü Fırat'ın doğusuna yani PKK/PYD'ye çevirmesi demektir.

Türkiye İdlib'de oyalandıkça yalnızca göç yükünün artması sorunuyla karşı karşıya değil. Aynı zamanda PKK'nın temizlenmesi konusunda altın fırsatı kaçırmasına ve terör örgütünün zaman kazanmasına neden olmaktadır.

ABD'nin Afganistan'dan kaçışı PKK/PYD'de paniği artırmış durumda. Arka arkaya ABD'ye güven mesajları yayımlıyorlar. Dünyadaki analizlerle ABD'nin artık Suriye'de de tutunmasının zor olduğu ifade ediliyor. Biz ise İdlib'le oyalanıyoruz.

Hemen belirtelim. Sahadaki gelişmeler Fidan-Memlük görüşmesini engellemez. Fakat her görüşme öncesi ve sonrası bazı kışkırtmalar yaşanıyor. Hatırlanacağı gibi Fidan ile Memlük, 15 Ocak 2020'de Moskova'da bir araya gelmişlerdi. Görüşmede 9 maddelik çerçeve çizilmiş ve Fırat'ın doğusunda işbirliği gündeme alınmıştı. Görüşmenin ardından ise Türkiye'nin kontrol ettiği bölgelerden Suriye'ye ateş açılmış, sonrasında 34 askerimizin şehit edildiği olay yaşanmış, görüşmede çizilen çerçeve uygulamaya konmamıştı.

Bu kez geç kalınmadan bu 9 maddelik çerçevenin uygulanması, bölgede gittikçe inisiyatif kaybeden ABD'nin ve bu nedenle panik halindeki PKK'nın tamamen devre dışı bırakılmasını sağlar. Yeter ki Suriye ile masaya oturulsun.