O paralar, kimlerin?
AKP iktidarı 7 Haziran seçimlerinden önce, yani nisan ayında ilginç bir karara imza atmıştı:
Yurtdışından gelen yolcuların, yanlarında getirdikleri paranın miktarını doğru bildirmemeleri durumunda savcılıklara bildirilmeleri zorunluluğunu kaldırmıştı.
Hem de hiçbir gerekçe yokken...
“Şıp” diye!
Böylece isteyenin istediği ülkeden bavulla, hatta kamyonla para getirmesinin önü açılmıştı.
***
Ne ilginçtir ki; bu çok önemli ve anlamlı (!) düzenlemeye, benim dışımda hiçbir yazar tepki göstermedi.
Peki; sonuç ne oldu?
Sıkı durun:
Kararın yürürlüğe girdiği ay, yurda yolcu beraberinde getirilen para, 2,9 milyar dolara ulaştı!
Üstelik bu sadece gümrüklerde “beyan” edilen kısmı...
Bir de edilmeyen, “Nasıl olsa ceza kalktı” denilerek kaçak getirilen kısım var ki; onun miktarını bilmek için kahin olmak gerekli...
***
Bu “kaynağı belirsiz para” konusu aslında bugünün sorunu değil; AKP iktidarı döneminde Türkiye’ye resmi olarak giriş yapan “kaynağı belirsiz para” miktarı tam 36 milyar doları buldu!
Beyan edilmeden sokulan gerçek miktarı ise varın siz tahmin edin!
Yüzlerce milyar dolar!
***
Sevgili dostlar; Merkez Bankası uzmanlarının “kaynağı belirsiz” diye “masumlaştırdıkları” bu paranın kaynağını aslında herkes biliyor...
Bu para; uyuşturucu, kaçak sigara ve kaçak mazot parası...
Bu para; kaçak silah parası...
Bu para; insan ticareti parası...
Bu para; kumar parası...
Bu para; rüşvet parası...
Bu para; yolsuzluk parası!
Yani bu para; kara para!
Bu para; haram para...
Bu para; günah para...
***
Ne ilginçtir ki; Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca hiçbir hükümetin göz yummadığı bu paranın Türkiye’ye girişi, sözüm ona dindar bir iktidarın işbaşında olduğu dönemde akıl sınırlarını zorlayacak boyuta ulaştı.
Kurulur mu bilmem ya... Hani; AKP’nin dışarıda kalacağı bir koalisyon hükümeti kurulursa, araştıracağı ilk konulardan biri de mutlaka “kaynağı belirsiz paralar” olmalıdır.
HİZMET!
AKP’ye yakın televizyon kanallarında katıldığı yayınlara fesle çıkmasıyla ve “AK Parti’ye oy vermek dinin gereğidir” gibi sözleriyle tanınan Kadir Mısıroğlu isimli sözde “tarihçi”, 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin yaşadığı oy kaybının nedenini ‘halka beklediğinden fazla hizmet yapılması’ olarak açıklamış...
Bu sözün ciddiye alınacak bir yanı var mı?
Elbette hayır!
Kuraldır:
Aklın rafa kaldırıldığı dönemlerde ve yerlerde deliler sultan olur!
Dikkat ediyor musunuz bilmem; ne kadar “iradesini ve kontrolünü” kaybetmiş tip varsa...
Hepsi bir yerlerde “sultan” oldu!
(156+47)
Huber’i işgal etti; 7 ay 3 hafta boyunca babasının çiftliği gibi kullandı... Bana tam 156 yazı yazdırdı. Ama o saray yavrusunu, ben yazdığım için değil; eski “kardeşi”yle arası açıldığı için boşaltmak zorunda kaldı.
“Bizim için yapılan masrafları ödedim” dedi; bir tane bile makbuz gösteremedi.
Kanlıca’da taşındığı evin “kendisine” ait olduğunu belirtti; onu almak için gereken 20 milyon lirayı nereden bulduğunu açıklamadı.
Suudi Arabistan Kralı’nın pahalı hediyelerini devlete teslim etmedi.
Şimdi çıkmış; siyasete dönme işaretleri veriyor!
Dönerse dönsün...
Ama bugün bu konularda dut yemiş bülbül olan muhalif milletvekillerinin, o gün geldiğinde nasıl birer “Mustafa Mutlu” kesildiklerini görürse de...
Sakın şaşırmasın!
GÜNÜN SORUSU
Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Okçular Jandarma Komando Taburu’na bağlı askeri konvoya bir grup PKK’lı tarafından ateş açılmış... Sorum son seçimlerde bu katillerin uzantısı olan partiye, o ya da bu nedenle oy veren herkese:
Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
ANTALYALILAR KİMSEYE KIZMAYIN!
Turizmimizin başkenti Antalya’nın kalbi Kaleiçi’nde “AKP’li zihniyet” terörü yaşanıyormuş...
Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri canlı müzik yapan, dışarıya masa koyan işletmelere günlerdir ceza üstüne ceza yağdırıyormuş...
Kesilen “ceza” da öyle az buz bir şey değilmiş...
İşletme başına 21 bin 375’er lira...
Bu cezanın asıl amacının ne olduğunu hepimiz biliyoruz aslında:
“İçme, eğlenme, tatil yapma, gülme!”
Ne yapacaksın peki?
“Bunları yapma da ne halt yersen ye!”
Olur ya bir gün padişah hazretleri tebdil-i kıyafet Kaleiçi’ni denetlemeye gelir de kenti yönetenler zor durumda kalır!
***
Bodrum’da, Marmaris’te, Çeşme’de, Fethiye’de ve yurdun dört bir yanında serbest olanlar, turizmin başkenti Antalya’da yasaklanıyorsa... Bunun sorumlusu sadece yasaklayanlar değil; o zihniyeti o ilde “siyasi iktidar” yapanlardır...
Sözüm Antalyalılara:
Alın size AKP iktidarı...
Tepile tepile yaşayın!
GÜNÜN İSYANI
Televizyonda yayınlanan Medcezir diye bir dizi varmış... Gezi Direnişi döneminde “acımasızlığıyla” tanıdığımız İstanbul’un eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu da bu dizinin fanatikleri arasındaymış... Dizi önceki gün sezon finali yapınca Vali Bey bir tweet atmış ve “43 yıl evvel Love Story, bugün Medcezir’in finali... Perişan etti bizi... Sevenlere ve tüm aşklara selam olsun” demiş... İsyanım kendisine:
Çocuklar, gençler, kadınlar öldürülürken, alınlarının ortasından, enselerinden vurulurken, ellerinde bayraklarla yerlerde sürüklenirken neden bu kadar “hisli” değildin?