O zaman hep birlikte: Batsın bu Dünya!

Hazır olun “büyük resim” geliyor:
Dünyada 26 kişinin serveti, 3 milyar 800 milyon kişinin toplam gelirine eşit.
Açlıkla küresel savaş amaçlı Oxfam isimli kuruluşun son “Küresel Eşitsizlik Raporu” çarpıcı.
Rapora göre, dünyanın en zengin adamı olan Amazon'un patronu Jeff Bezos'un varlığı 112 milyar dolar ve bu rakamın sadece yüzde biri, açlıkla kıvranan Etiyopya'nın sağlık bütçesini karşılıyor.
Raporun kilit cümlesi ise şimdi geliyor: Küresel finansal krizin patlak verdiği 2008 yılından bu yana milyarder sayısı 2 katına çıktı.
Ekonomik krizlerde kim kazanıyor, kim kaybediyor işte ortada.
Oxfam, milyarderlerin gelir patlaması yaşamasının yanısıra, son yılların en düşük vergisini ödediklerine de dikkat çekti.
Raporda, "Zengin ülkelerde 1970'lerde ödenen en yüksek servet vergisi oranı yüzde 62 iken, 2013'te bu rakam yüzde 38'e geriledi. Bu oran, dünya genelinde yüzde 28 olarak belirlendi. Zengin ülkelerde ödenen kurumlar vergisi ise 1981’de yüzde 49 iken, 2015’te yüzde 26’ya geriledi" deniyor.
Yani Türkiye’de olan bitenler, aslında tüm dünyada yaşanıyor.
Zenginler, son 20 yılda her yıl daha çok kazandı ve her yıl daha az vergi ödedi.
Buna Yalçın Küçük, primitif akümülasyon, yani ilkel birikim sistemi diyordu.
Tüm dünyada zengin ile yoksul arasındaki makas feci şekilde artıyor.
Türkiye’de de yoksul sayısıyla milyarder sayısı birlikte artıyor.
İsviçre Bankası ve denetim şirketi PwC'nin hazırladığı ‘Billionaire Insights 2018' raporuna göre, 2017 yılı itibarıyla Türkiye'de varlığı 1 milyar dolar ve üstünde olan 36 milyarder bulunuyor.
Türkiye, böylece 40 milyardere sahip Fransa'dan sonra 14'üncü sıraya yerleşti.
Türkiye'deki milyarder sayısı 2017'de bir önceki yıla göre 7 kişi artarken toplam servetleri ise 16.2 milyar dolar arttı.
Böylece, serveti 1 milyar dolar ve üstünde olan 36 kişinin toplam serveti 64.7 milyar dolara ulaştı.
Dünyadaki toplam milyarder sayısı ise 2018’de 199 kişi artarak 2 bin 158'e yükseldi.

Milyarderlerin toplam serveti ise yüzde 19 artarak 8.9 trilyon dolara ulaştı. En çok yeni milyarder çıkaran ülke ise Çin oldu. Çin bir yıl boyunca her hafta iki milyarder yarattı.
Hindistan’da ise 1990’larda sadece 2 dolar milyarderi vardı, bugün tamı tamına 130 dolar milyarderi fink atıyor.
Nüfusun yüzde 70’i ise günde 2 dolardan (11 TL) az gelirle yaşamaya çalışıyor. Bu, yaklaşık 1 milyar Hintli demek.
Forbes Dergisi 1987 ile 2017 arasında dünyadaki dolar milyarderlerini araştırdı.
1987’de dünyadaki dolar milyarderlerinin toplam serveti 250 milyar dolardı.
1987’de ABD’deki finansal krizden sadece iki yıl sonra bu rakam 435 milyar dolara fırladı.
2008 krizinde ise dünyadaki dolar milyarderlerinin toplam serveti 4.4 trilyon dolara yükselmişti.
Amerikan krizinden 10 yıl sonra bu rakam 7.7 trilyon dolar oldu.
Küresel gelir dağılımı aynı küresel ısınma gibi sürekli kötüleşti ve artık alarm zilleri çalıyor.
Uyarıyı yapan ise yine zenginler.

ÇÖKÜŞ GELİYOR
Orhan Gencebay, 1973’te “Batsın Bu Dünya” kasetini çıkardığında dünyanın ahvali böylesine kötü değildi.

“Batsın bu dünya, bitsin bu rüya, Ağlatıp da gülene, yazıklar olsun “ derken Orhan Gencebay da zaten o zaman “Orhan Baba” olma yolundaydı.

Gencebay’ın bu çağrısına 46 yıl sonra ABD'li ünlü yatırımcı Jim Rogers omuz verdi.

Rogers, küresel ekonomik çöküşün yakın olduğunu söyledi.

Rogers, YouTube’da yayınlanan "Gerçek Ekonomi" programında, dünyanın "en sağlam olarak bilinen ekonomilerinin dahi acı çekeceği" uyarısı yaptı.

Yatırımcı Rogers, gelecek global ekonomik krizin, hayatında gördüklerinin en ağırı olacağını vurguladı ve ekledi:

"2008’de büyük bir problem yaşadık. Çünkü her yerde çok fazla borç vardı. Ama o zamandan beri borçlar, her alanda çok çok daha yükseldi. Sadece ABD Merkez Bankası son 10 yılda, bastığı para miktarını yüzde 500 artırdı. Bu yüzden bir sonraki çöküş benim hayatımdaki en kötü kriz olacak."

O basılan paralarla hep zenginler kurtarıldı, fakirler ise ölüme mahkum edildi.

ABD bankaları Bear Sterns ve Lehman Brothers’ın 2007-2008 döneminde yok olduklarını anımsatan Rogers, "Bir sonraki krizde de uzun zamandır piyasada olan bazı kuruluşların yok olduğunu göreceksiniz" dedi.

Dünya genelinde toplumsal olaylar, banka kapanmaları ve kritik ürünlerde kıtlıklar görülebileceğini de vurgulayan Rogers, güçlü görülen ekonomilerde de büyük sürprizlerin ortaya çıkacağını savundu ve ekledi:

"Bütün büyük ülkeler acı çekecek. Amerika sıkıntı çekecek, Çin sıkıntı çekecek. On yıllardır borcu olmayan Çin'in de artık borcu var. Batı ile ilişkileri olan ve yüksek düzeyde borçlu Çinliler sıkıntı yaşayacak. Çinli şirketler dahi iflas edecek. Başları büyük belada olan, bütçelerini çok aşmış Alman kentleri var. Japonya’nın çok büyük iç borçları var; devasa iç borçlar ve azalan bir nüfus. Yani büyük sürprizler göreceğiz."

Merkez bankalarını da eleştiren ünlü yatırımcı, kendisi çocukken İsviçre Merkez Bankası'nın arkasında sağlam bir zihniyet ve altın olduğunu, şu anda ise İsviçre frangının arkasında ABD teknoloji hisseleri bulunduğunu vurguladı ve "İnsanlar, İsviçre frangına gerçekte ne olduğunu anladıklarında, İsviçre Merkez Bankası’nın pek dostu kalacağını sanmıyorum" dedi.

Rogers, Japonya Merkez Bankası’nın da ABD merkez bankası gibi inanılmaz miktarda para bastığını hatırlattı ve “Resmi olarak da söylediler; 'sınırsız miktarda.' Bu onların sözü, 'Sınırsız miktarda para basacağız' dediler" diye konuştu.

Krize karşı önlem olarak altına ve gümüşe yatırım yaptığını anlattı ünlü yatırımcı Rogers.

Batı kampında Rogers yalnız da sayılmaz.

BİRİ YER BİRİ BAKAR KIYAMET ONDAN KOPAR
İngiltere’de İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbin, kamuculuk düşmanı neoliberalizmi bitirme sözü veriyor. Amerika'da sosyalist-demokrat milletvekili Alexandria Ocasio-Cortez, "zenginlerin yüzde 70 oranında vergilendirilmesini," öneriyor.
Fransa'da Sarı Yelekliler hareketinin tüm sözcüleri, Varlık vergisi ISF'i kaldıran Emmanuel Macron'dan bu vergileri yeniden getirmesini istiyor.
Nobel Ekonomi ödülü sahibi ekonomist Paul Krugman, zengin ile yoksul arasındaki uçurumun giderilmesi çağrısı yapıyor.
"21'inci Yüzyılda Kapital" kitabıyla bu uçuruma dikkat çeken Fransız ekonomist Thomas Piketty, uçurum kapatılmazsa yaşanacak ekonomik ve insani felaketlere dikkat çekiyor.
Dünya, 1980’den itibaren dört nala koşturan, neoliberalizm denen vahşi kapitalizmin pençesinde kıvranıyor.
Savaşlar, açlık ve susuzluk, küresel ısınma, anti demokratik uygulamalar, hep bu neoliberalizm denen tek dişi kalmış canavarın yüzünden.
Ama sonu yaklaşıyor.
Artık bu düzen sürdürülebilir değil.
Her ne pahasına olursa olsun değişecek.

KAYNAKLAR:
OXFAM 2019 raporu
Forbes Dergisi
https://www.amerikaninsesi.com/a/oxfam-26-milyarder-d%C3%BCnyan%C4%B1n-yar%C4%B1s%C4%B1ndan-fazla-kazan%C4%B1yor-/4751770.html