Ölümlerin başkentinde doğum günü kutlaması!
Ülke yangın yeri... Her gün onlarca asker, polis, sivil öldürülüyor; Ankara’nın tek gündemi “başkanlık” sistemi...
Ulan bu kadar mı duyarsızlaştık biz, bu kadar mı bencilleştik?
Allah belasını versin başkanlık sisteminin; insanlar öldürülüyor, insanlar!
Teröre karşı önlem için komisyon kurmuyor bizi yöneten zır deliler de “anayasayı bilmem kaçıncı kez değiştirmek ve başkanlığı getirmek için” komisyon üstüne komisyon kuruyor.
Komisyonunuz batsın...
Hem de en hassas yerinize!
***
İşin aslına bakarsanız, fiilen başkanlık sistemi hayata geçeli yıllar oluyor zaten!
Odatv, önceki akşam bir haber yayınladı:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 26 Şubat’taki doğum günü kutlaması için, aralarında engelli çocukların da olduğu 2023 öğrenci Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın önünde 500 metre yürütülecekmiş...
***
Organizasyon görevi Etimesgut Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verilmiş. Üç gün önce de Saray’da “kutlama programı”nı belirlemek için okul müdürlerinin katıldığı bir toplantı yapılmış...
Törene getirilecek çocuklar yürüyüşten sonra Saray’da Cumhurbaşkanı tarafından misafir edilecekmiş...
Cumhurbaşkanı, çocuklara çeşitli hediyeler sunacakmış...Kabulde beyefendinin ailesi, yakınları, bakanlar ve AKP’li milletvekilleri de olacakmış!
***
Peki; neden 2023 çocuk?
Neden olacak; akılları fikirleri 2023’te de ondan...
Ne yapacaklarsa, o tarihe kadar yapıp bitirmeyi hedefliyorlar!
***
Gelelim sarayda doğum günü kutlanmasına...
Osmanlı Sarayı’nda, İkinci Mahmut’a kadar böyle bir şey yoktu.
Çünkü bu tür kutlamalara “gavur adeti” diye bakılırdı.
İkinci Mahmut bu töreyi kırdı ve tam 200 yıl önce doğum gününü kutlayan ilk padişah oldu.
Ancak doğum günlerinde hediye almadı, dağıttı...
Sarayın hizmetkarlarını ve aile üyelerini hediyelere boğdu.
Doğum günü balosu bile düzenledi.
Bu balolara davet ettiği kadın konukları, Avrupalı erkekler gibi beline kadar eğilerek karşıladı.
Şimdi yine saray ve yine “sarayda doğum günü” kutlaması var...
Ancak bu kez konuklar çocuk...
Hep birlikte Cumhurbaşkanı’nın doğum gününü kutlayacaklar ve hediye alacaklar...
***
Ankara’nın göbeğinde dört ay arayla ikinci büyük bombalı saldırı yapıldı; 28 vatandaşımız öldü.
Bırakın ulusal yas ilanını, Saray eşrafı harıl harıl “fiili başkan”ın doğum gününü kutlamaya hazırlanıyor...
Burada “nesir” biter dostlar, “taşlama” girer devreye:
***
Kalp emekli oldu; akıl, fikre hasret...
Seyret iki gözüm; kızma da seyret...
Bitecek elbet bir gün bu büyük gaflet...
Sabret iki gözüm; kızma da sabret!
FASULYE!
Başbakan Yardımcılığı yaptığı uzun yıllar boyunca, meydana gelen onlarca felaketin ardından bir kez bile “istifa” sözcüğünü kullanmayan Bülent Arınç, Ankara’daki son bombalı saldırıda sorumluluğu bulunanların istifa etmeleri gerektiğini söylemiş...
Hani bazı suçlular karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşar ya... Bu cins de böyle:
İktidardayken burunlarından kıl aldırmıyorlar ama “sistem dışı” kalınca “Doğrucu Davut” kesiliyorlar...
Sen artık bir “hiçsin” Bülent Bey...
Ne iktidarın umurundasın, ne de muhalefetin...
İyisi mi artık bu işlerle uğraşma; yengeye söyle de fasulye ayıklamayı sana devretsin!
GÜNÜN SORUSU
Sorum, “kara para akladığı” iddiasıyla hakkında İtalya’da soruşturma başlatılan Bilal Erdoğan’a:
Türkiye’de seni ifade vermeye davet eden Cumhuriyet Savcısı’nı umursamamış ve ifade vermeye gitmemiştin... Aynı şeyi Floransa Savcısı’na da yapabilecek misin?
Ege’deki tecavüz neden kimseyi ilgilendirmiyor?
Takvimler 24 Kasım 2015’i gösterirken Suriye sınırında hava sahamızı 17 saniye ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus uçağını düşürdük... O günden beri başımıza gelmeyen kalmadı! Bu olaydan sonra Rusya’yla ilişkilerimiz sıfırlandı; daha da ötesi Rusya ve müttefikleri, PKK’ya “kardeş muamelesi” yapıp açıktan desteklemeye başladı.
Ancak ne hikmetse Rusya’ya gösterilen tepkinin milyonda biri bile, onlarca adamızı işgal eden Yunanistan’a gösterilmiyor.
Hatta beş gün önce yaşanan büyük bir skandal, haber olarak bile değer görmedi!
Ben anlatayım:
Yunan Deniz Kuvvetleri’nin, Doğu Ege Denizi’nde icra ettiği ASTRAPI (Yıldırım) Tatbikatı sırasında bir Yunan askeri helikopteri, 14 Şubat’ta Türk adası Ardıççık’a düştü.
İyi de ne işi var bizim sınırlarımızda Yunan helikopterinin?
Daha da vahimi; düşmese, bu helikopterin sınırlarımızı ihlal ettiğini bile bilmeyeceğiz!
Neden? Çünkü AKP iktidarı, Ege’yi Yunanistan’a terk ve hatta teslim etmiş durumda...
İyi de Ege, Misak-ı Milli’den çıktı mı?
Neden kimse, bu büyük askeri tacize, tecavüze ve işgale en küçük bir tepki göstermiyor?
156+239
Abdullah Gül ‘e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Rasih Yapıcı’da... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz:
“Abdullah Bey...
Kalın deriler için ponza taşı üretiyorum. Bir adet de size göndermek istiyorum. (Merak etmeyin, ücretsiz...) Hangi adrese göndereyim?”
GÜNÜN İSYANI
Son saldırıdan sonra ortaya çıktı ki; devletin kalbi Ankara’nın, 10 Ekim’deki korkunç patlamadan bu yana Emniyet Müdürü yokmuş... Çünkü görevden alınan Kadri Kartal’ın yerine asaleten bir atama yapılmamış... İsyanım İçişleri Bakanı’na:
Nikaragua’nın İçişleri Bakanı gibi terör saldırılarını kınamakla yetineceğine, başkente doğru dürüst bir Emniyet Müdürü atasana be adam!