Onur haftası mı onurla yaşamak mı
Bugün dünyada ve Türkiye’de büyük alt üst oluşlar yaşanmaktadır. Yeni bir dünya düzeni kurulmaktadır.
Ekonomik ve toplumsal çok büyük sorunlar vardır.
Böyle gitmeyecektir.
Atlantik sistemi aciz, çözümsüz bir çıkmaz yola girmiştir.
İŞTE O GÜNEŞ YENİDEN DOĞUYOR
“Geleceğin yüksek ufuklarından doğmaya başlayan güneş” diyor Atatürk, “yükselen Asya milletlerinin talihidir.”
İşte o güneş yeniden doğuyor.
“Bu talihin artık bir daha siyah bulutlara bürünmemesi, milletlerin ve onların öncülerinin ihtimam ve fedakârlığına bağlıdır.”
Türkiye’de bu sorumluluğu taşıyanlar artık bir adım öne çıkıyor.
Afgan Kralı Emanullah Han ve eşinin Mayıs 1928’de ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, yemekte yaptığı konuşmada şöyle der:
“Tarihin ne garip tecellileri, dünya hadiselerinin ne manidar tesadüf ve benzerlikleri vardır.”
Nedir bu anlamlı tesadüf? Bugün de benzerine tanık oluyoruz.
Onlar 1919’da “Asya'nın ortasında bağımsızlık için mücadeleye atılırken, biz de aynı tarihte, burada, Avrupa'nın doğusunda bütün medeni cihanın gözleri önünde, bağımsızlık ve hürriyetimize vurulan darbelere göğüslerimizi siper ederek dövüşüyorduk.”
ASYA’YI ASYA YAPAN ÖZELLİK
Çünkü “bağımsızlık ve hürriyetin hakiki mahiyetini, geniş manasını, yüksek kıymetini vicdanında idrak etmiş milletler için esasî ve hayatî prensipler” vardır.
Konuşmasında onları tek tek vurguluyor:
“-Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne karşılığında olursa olsun, ihlale ve sınırlamaya asla müsamaha etmemek;
“-Bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün manasıyla korunmuş bulundurmak;
“-Ve bunun için icap ederse son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı bir misal ile süslemektir.
Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı her an yapmaya hazır ve kadir bulunan milletlerdir ki, medeni insanlığın hürmet ve riayetine layık bir toplum olarak değerlendirilebilirler.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE), c.22, s.126. 127.)
Asya milletlerinin tanımı bu ortak özellik
TÜRKİYE CANLI ÖRNEK
Türkiye önemli bir örnektir
Başarıya giden yolun en önemli tanımıdır. Tarih de kanıtlamıştır.
Bugün de işte bağımsızlığının ve özgürlüğünün gerçek anlamını ve değerini bilen milletler, tarihi yeni bir örnekle süsleyecektir.
Biz, ta Atatürk’ten bu yana diyoruz ki önümüzde tek seçenek var.
Bir grup gazeteci ve konukla birlikte Çekya’dayken Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın Çin’deki BRİCS’le ilgili açıklamaları geldi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in kulaklarını çınlattık. “Gözünüz aydın” dediler. Gerçekten emeği çok.
Cumhuriyet devrimlerinin devamı. Okun yönünü gösterdiği dış politika.
ÇİFTÇİMİ ŞENLENDİRMEK VARKEN
Öyle ya İran’da 1 litre mazot bir buçuk lirayken, birlikte kazanmak varken, çiftçimi şenlendirmek varken neden yaptırım uygulayayım.
Rusya’dan ucuz doğalgaz almstaak, domates salatalık satmak varken neden yaptırım uygulayan tarafta yer alayım.
BRİCS YALNIZCA BİR EKONOMİK İŞBİRLİĞİ DEĞİL
BRİCS yalnızca ekonomik işbirliği değil, İran-Suudi Arabistan meselesinde olduğu gibi kuşak ve yol üzerinde önüne çıkan anlaşmazlıkları da çözerek ilerliyor. Bir alt yapı projesi.
Tıpkı yıllar önce Atatürk’ün dış politika ilkesi olarak koyduğu gibi. Tek tek bütün ülkelerin geliştiği bir birlikteliğe zemin hazırlanması.
Ama bunun için kararlı ve tutarlı olmak gerekir.
Aklım çiftçinin mazotunda, gübresinde ya… Türkiye’de de bir emeklilerin ucuz domates yemesinde ya… onun için dronlarımızı nereye satacağımızı bileceğiz.
ŞU YAZIYI OKUYUNCA NE HAYALLER KURDUM
Dün bir yazı okudum. Ne hayaller kurdum!
Çin’de Sincian Uygur bölgesinde Kaşgar’da pamuk tarlalarında ilaçlama, koruma, verimi ve kaliteyi artırma konusunda teknolojiyi çok geliştirmişler. Bir çiftçi çocuğu üniversiteyi bitirmiş köyüne dönmüş anne babası gibi değil şimdi farklı üretim yapıyormuş.
Yazının başlığı “Pamuk işçisi göklere çıktı”. Binlerce metrekare alanda bütün bu işlerde traktör yerine dronlar kullanılıyor. Bu arada biliyorsunuz Çinliler milyonlarca hektar çöl araziyi ekilebilir ve ormanlık arazi haline getirdiler. Doğa suyu görünce bir değil on veriyor.
Çin'in toplam pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 90'ı, ülke topraklarının altıda birini kaplayan Sincan bölgesinden geliyor.
Biz de çiftçimizi göklere çıkaracağız.
Ey Adana… Söke… Muş… duy sesimizi… İşte bunun için gözümüz aydın olacak.
ABD VE NATO BOŞ DURUR MU O DA SALDIRI SİLAHI ÜRETİYOR
Buna karşılık ABD ve NATO da haklarını yemeyelim, boş durmuyor.
Yunanistan’da yeni kurulan Hava Özel Harekat Filosu (MAEE), önümüzdeki yıllarda Özel Harp Komutanlığı için yapılandırılmış dört adet MH-60L Doğrudan Eylem Penetrator (DAP) Black Hawk helikopteri alacak.
MAEE, Müşterek Özel Harekat Komutanlığının (DDEE) NATO tarafından onaylanmış dördüncü Yunan birimi olacak ve ittifakın yürütülmesinde DDEE'nin diğer üç birimi (ETA, Z' MAK ve Deniz Özel Harekat Bölümü) ile işbirliğine olanak sağlayacakmış.
Doğrudan Eylem Penetratörü (DAP), öncelikle ABD Özel Harekât Kuvvetlerinin 160. Özel Harekat Havacılık
Alayı (SOAR) tarafından kullanılan, doğrudan saldırı görevleri için tasarlanmış MH-60L'nin bir konfigürasyonu, ona göre yapılandırılmış.
Bu kadar karışık-karuşuk sözcüklerden şu çıkıyor.
Üsler yetmedi, Yunanistan bize, Asya’nın kahraman bekçisine karşı daha da özel “saldırı” silahlarıyla ABD ve NATO tarafından donatılıyor.
ABD YOKLUKTAN SAHTECİLİĞE BAŞLADI
New York Times'ın 14 Haziran tarihli haberine göre, ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), bazı Boeing ve Airbus jetlerinde kullanılan sahte titanyumu araştırıyor.
Yakın zamanda üretilen jetlerde kullanılan titanyumun orijinalliğini doğrulamak için sahte belgeler kullanılmış. Soruşturma, malzemede korozyon nedeniyle küçük delikler bulunmasının ardından gelmiş.
Koca ABD’ye bak sen... E ne yapsınlar garipler. Baksanıza yokluktan sahteciliğe de başlamışlar.
Çünkü tedarikte sıkıntılar var.
İnsan yaşamı mı?? Zaten babalarının umurun da mı ki…
SICAKTAN YÜZLERCE İNSAN SOKAKTA ÖLÜYOR
Sıcak hava dalgasında bile kendi vatandaşlarından kasırgalardan daha çok insan ölüyor, her yıl da artıyor. Yüzlerce kişi yaşamını kaybediyor.
Geçen hafta yine alarm şeklinde uyarılar vardı… Sıcak havadan 70 milyon kişi etkilenecek diyorlardı.
Ölümlerin çok olmasının nedeni ne?
Çünkü binlerce kişi evsiz, sokaklarda yaşıyor.
Son birkaç günün gözüme takılan birkaç haberini daha vereyim. Safımızı belirlemekte hâlâ kararsızsanız, işimizi kolaylaştırır belki.
Yükselen Asya mı, köhneyen Atlantik mi??
Washington DC merkezli bir araştırma enstitüsü olan Bilgi Teknolojisi ve İnovasyon Vakfı’nın 17 Haziran’da yayınladığı rapora göre, ABD yüksek teknolojili nükleer enerji geliştirmede Çin'in 15 yıla kadar gerisindeymiş.
Rapor, Çin'in avantajını devlet destekli teknolojik stratejisine ve önemli mali desteğine bağlıyor.
Çin, Güney Amerika'yla ticareti canlandırmak amacıyla Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Peru'da Chancat kentinde 3.5 milyar dolar değerinde bir derin su mega limanı inşa etti. Limanın 2024 yılının sonlarına doğru faaliyete geçecek. Limanın Peru’nun sosyal ve ekonomik yapısına çok önemli katkılar yapacağı, Çin'in de bölgeye değerli kaynakları doğrudan göndermesine olanak sağlayacağı belirtiliyor. Açılışa Çin Devlet Başkanı Xi gidecek.
Çin zaten Güney Amerika’daki birçok ülkenin en büyük ticaret ortağı.
Bu da ABD’yi iyice telaşlandırıyor.
YALNIZCA EKONOMİ DEĞİL
Eğer Türkiye fırsatları değerlendirebilirse düşünün neler olur neler... Peru’ya filan da benzemez hani…
Türkiye, Rusya, İran, Çin, Hindistan… kuşağı bir sarsa dünyayı, biz de bir ucundan tutsak… vaktiyle yaptığımız gibi…
Yalnızca ekonominin değil, Atlantik Haziran ayında tam bir insan onuruna aykırı bir pespayelikle “Onur haftası”nı kutlarken; biz de yükselen Asya uygarlığının felsefe, siyaset, ekonomi, teknoloji, bilim, kültür ve sanat bilgi ve teorilerinin gelişmesi ve Asya kavimlerinin uygarlık birikimlerinin tanınması ve paylaşılması için kültür alışverişlerinin de yolunu da açarız. Hem de ne büyük adımlar atarız!
Burası müthiş bir kıta! Müthiş bir coğrafya! Uygarlıkların anayurdu. Devrimlerin beslendiği topraklar.
Anamızın ak sütü gibi helal bize!