Ordunun görüşü-1-(TAMAMI)

Uzun süredir oradan buradan, iktidardan, muhalefetten, yandaş ve teslim alınmış medyadan okuduklarımıza göre diyorduk ki “Şanlı ordu zanlı ordu” haline sokulmuştur. Bunu, 2007'den bu yana görev yapan tüm genelkurmay başkanlarının silah arkadaşlarının düzmece belgelerle Hasdal’da rehin tutulmasına sessiz kalmayı demokratlık ve yargıya saygı olarak gördüğünü düşündüğümüz için söylüyorduk. Oysa 24 Ekim 2011 günü genelkurmay başkanımız sayın Org. Necdet Özel NTV temsilcisi Nilgün Balkaç’ın sorularına verdiği yanıtlarla bu düşünceyi yıkarak, iktidarın değil ulusun emrinde görev yapan bir silahlı kuvvetler olduğunu kendi milletine açıkladı.

Org. Necdet Özel’in seçilmiş konuları olan 21 soruya verdiği cevaplar, zeka ışığı altında okunduğunda görülüyor ki toplum sokaklara dökülüp ordusuna güvencini belirtmesinde haklıdır.

10 sayfayı aşkın açıklamanın bazı önemli başlıklarını ve iktidarla olan benzeşmezlikleri hiç yorumsuz sizlere iki bölümde sunmaya çalışacağım. 1. bölümde iç politika ile ilgili görüşler. 2. bölümde ise dış ilişkilerimizle iç ilişkilerimizi nasıl gördüğünü özetleyeceğiz çünkü basının büyük kısmı ve televizyon kanalları bu konuşmayı Van depreminin acısını büyüterek ordunun görüşünü gereğince yansıtmaktan çekindiler. Deprem elbette çok büyük bir afetti ama sayın genelkurmay başkanının konuşması ve yaptığı açıklamalar da siyasette bir deprem yaratacak nitelikteydi.

Org. Işık Koşaner'in devam eden bu yargı sürecine tepki olarak yansıyan istifa kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Komutanımızın kişisel bir tasarrufu konusunda benim bir değerlendirme yapmam uygun olmaz.

Ege ordusu kalkacak mı?

Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgesel ve küresel güvenlik ihtiyaçlarına, teknolojik gelişmelere ve değişen tehdit durumlarına göre değerlendirmeler yaparak, mevcut kuvvet yapısını ve konuşlandırılmasını sürekli gözden geçirmektedir. Bu kapsamda, ihtiyaç duyulan düzenlemeler kısa, orta ve uzun vadeli kuvvet yapısı planlamalarına dahil edilmektedir. Halihazırda Ege Or.K.lığının lağvedilmesine ilişkin bir planlama mevcut değildir.
Oysa iktidar çevreleri ve yandaş basın Ege Ordusu'nun kaldırılacağını dile getiriyordu.

Org. Necdet Özel Balyoz soruşturmasıyla ilgili olarak şöyle diyor:

“Yargıya müdahale anlamına gelebilecek davranışlardan özellikle kaçınan Türk Silahlı Kuvvetleri, yargılamayı etkilemeyecek şekilde malum soruşturma ve davalara ilişkin gelişmeleri yakından takip etmektedir.

Uzun tutukluluk sürelerinden duyulan rahatsızlık devletin çeşitli kademelerinde ve kamuoyunda sıkça dile getirilmektedir.

Söz konusu soruşturma ve davalar nedeni ile tutuklu bulunan muvazzaf ve emekli personelimiz için tüm TSK mensupları gibi ben de derin üzüntü duymaktayım. TSK, hukukun üstünlüğüne her zaman büyük önem vermiş ve vermeye devam etmektedir. Bu nedenle soruşturma ve davaların devam ettiği bu safhada konuyla ilgili olarak daha fazla bir değerlendirme yapmam uygun değildir. Ancak, yargı sürecinin daha hızlı çalışarak, davaların kısa bir sürede sonuçlanmasını ve insan özgürlüğünün temel yaşam şartlarından birisi olduğu gerçeğinin hatırlanmasını temenni ediyorum. “

Oysa hükümet ve muhalefet 'bırakalım yargı halletsin' deyip işin içinden sıyrılmayı yeğliyordu.

Özel, Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner’in istifa kararını şöyle açıklıyor:

“Sayın Komutanımızın kişisel bir tasarrufu konusunda benim bir değerlendirme yapmam uygun olmaz."

Genelkurmayın MSB’ye bağlanması

“T.C. Devletinin bekası için çok iyi düşünülüp değerlendirilmesi gereken, siyasi ve askeri boyutları bulunan bu çok önemli ve hassas konuda, basın aracılığı ile görüş açıklamamın uygun bir yöntem olmadığını düşünüyorum.”

35’inci madde kaldırılabilir mi?

İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesinin değiştirilmesine ya da kaldırılmasına ilişkin taleplerin temel gerekçesini bu maddenin mevcut yönetimine karşı askeri müdahalelerin yasal dayanağını teşkil ettiği iddiasının oluşturduğu görülmektedir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi, Ulu Önder Atatürk döneminde yürürlüğe giren 1935 tarihli Ordu Dahili Hizmet Kanunu'nun 34. maddesinin tekrarından ibaret olup, yönetime karşı askeri müdahalelere zemin oluşturulması maksadıyla konulmamıştır...

Geçenlerde başbakan yardımcı Bülent Arınç, 'Bunlar bizdendir' imasında bulunmuştu. Oysa bu açıklamalar gösteriyor ki TSK sadece Türk ulusunun emrinde ve hizmetindedir.
Yarın dış politikadaki görüşler.